Sokakta beğendiğim birine 'Oyunculuk eğitimi al,' derim
- Her oyuncuyu tanıyor musunuz?
- Birçoğunu tanıyorum, dışarıdan izlediğim oyuncular da oluyor. En çok tiyatro oyunu izlemeye çalışıyorum. Gittiğim her oyunu, hiç belli etmeden arka sıradan izliyorum, notlar alıyorum. Ajanslar artık çok iyi çalışıyor, oyuncularını çok iyi sunuyor. Her oyuncuya 'Kendinize mutlaka bir ajans seçin,' diyorum. Çünkü başka türlü deneme çekimlerinden haberdar olamazlar. Ben ajansların eskiye oranla bu işi çok daha profesyonel yaptıklarını düşünüyorum. Ajanslar oyunculardan bir adım önde, dünyayı araştırıyorlar. Sen yeni mezunsan ve kariyerinin başındaysan, bir ajansla çalışırsın. Menajer ise kariyeri belli bir yere gelmiş kişiyi daha ileriye taşımakla görevidir. Menajerlik ve ajans farklı kavramlar.
- Oyuncuların en büyük paniği nedir?
- Yaş. Halbuki yaşı avantaja çevirebilirsin. 50 yaşında da çok iyi bir rol oynayabilirsin. 50 yaşından sonra tanınan çok oyuncu var.
- Kadın oyuncular anne rolü gelince alınıyor...
- Dünyada da böyle. Cate Blanchett'e anne rolü oynatana kadar canları çıkmış.
- Plajda oyuncu keşfeder misiniz?
- Plajda keşfettiğim biri olmadı hiç, ama yolda beğendiğim, yanına gidip, 'Git oyunculuk eğitimi al, oyuncu ol,' dediğim insanlar var. Facebook'ta bulduğum bir kız var. Tesadüf tiyatro eğitimi alıyormuş, bir dizinin başrolü oldu. Arkadaşımın kızı Zeynep Oral, Altın Portakal aldı, 16 yaşında şimdi.
- Starlık kavramına da değinelim istiyorum...
- Star denen kişilerde o ışık daha fazla var, çok çabalıyorlar. Her ülkede olduğu gibi, bu ülkede de reyting kaygısı var. Halk seyrediyorsa ve oranın artıyorsa, o isimleri tercih etmen, onları star olarak görmen normal.
- Şu an neyin üzerinde çalışıyorsunuz?
- Şu an Ozan Açıktan'ın Silsile adlı sinema filminin castını tamamladım. Çekim aşamasına geldik. Ben Onu Çok Sevdim adlı TV dizisi yayına girmeyi bekliyor. Bunların dışında, biri Berlin'de İngilizce çekilecek olan bir sinema filmi ile FOX (ABD) için hazırlanan bir TV dizisine uluslararası cast çalışmam var. Ayrıca cast çalışmalarını yaptığım iki de yerli sinema filmi var.
Her şey cast direktörünün ve yönetmenin odasında başlıyor
- Yabancı yapımlarda yer almak isteyenne yapmalı?
- Bir kere oyuncular oraya taşınma ve orada hayat kurma hayali değil, burada yaşarken yabancı bir yapımda nasıl yer alırımhayali kurmalı. Çünkü oyuncular, yabancı yapımcı için, burada yaptığı işlerle değerli hale geliyor. Son yıllarda filmlerde Amerikalı, İngiliz, Fransız diye bir kavram yok artık, bölgeler var, Ortadoğulu, Akdenizli deniyor. Oyuncuların bunları fark etmeleri gerekiyor. Türk olarak oynamayacaklar, Bulgar, Yunanlı, Kosovalı birini oynayabilirler. Bizim oyuncularımız bu bölgenin insanı. Saadet Işıl Aksoy bu yolda çok başarılı, kendisinin farkında ve sadece bu ülkenin oyuncusu olarak değil, bir dünya oyuncusu olmak için çalışıyor, doğru adımlar atıyor. Haluk Bilginer'i birçok projede görebilirsiniz, Meltem Cumbul keza öyle. Şu anda gösterimde olan Zoraki Radikal filminin bazı sahneleri İstanbul'da çekildi. Yapım firması Karma Film ve oradaki tek Türk oyuncu Haluk Bilginer'di. Ki çok önemli bir rol.
- Eğitim şart mı?
- Elbette şart. Kendine yatırım şart. Dört yıl konservatuvar eğitimi aldıktan sonra bitmiyor bu iş. Oyunculuk, sürekli kendini yenilemen, kendi içinle uğraşman ve sürekli çalışman gereken birmeslek. Workshop'larımda kızıyorum, 'Facebook'ta geçirdiğiniz zamanı internette araştırma yapmaya ayırsanız daha çok şey öğrenirsiniz,' diye. Bizim oyuncularımız ne CV yazmayı biliyor ne de headshot (aktör fotoğrafı) denen profesyonel çekilmiş fotoğraflardan haberdar. Aktör fotoğrafı denen bir şey var, bunları Türkçeye de çeviremiyorum, çünkü bunun uluslararası terimini öğrenmek zorundalar. Her oyuncunun bir headshot'ı olması gerekiyor. Hâlâ bankaya iş başvurusu yapar gibi CV yazıyorlar. Hindistan öğrendi, biz öğrenemedik diyorum. Deneme çekimi sırasında ne yapmaları gerektiğini öğrenmeleri gerekiyor. Siz benim karşıma gelirsiniz, bir deneme çekim metni veririm, burada oynarsınız, rolü alır ve gidersiniz. Belki o rolle bir festivalden ödül alırsınız. Yani tek bir deneme çekimine bakar her şey! Herkes 'Sette iyi oynarsam, iyi rol alırım,' diye düşünüyor. Hayır orada başlamıyor. Daha önce, cast direktörünün ve yönetmenin odasında başlıyor her şey! Deneme çekimlerine önem vermiyorlar. 'Ben kendimi göstereyim, cümleyi de ezberledim, okuyup gideyim,' diye bakıyorlar büyük hata!
Oyuncu 10 kez reddedilir, birinde kabul edilir
- Bir deneme çekimi için nasıl doğru bir şekilde hazırlanmak nedir?
- Artık deneme çekimi için senaryo veremiyoruz oyuncunun eline. Bazı oyuncular bunu yadırgıyor, 'Ben senaryo okumadan role nasıl hazırlanacağım?' diyor. Haklılık payları olmakla beraber, rekabet arttıkça senaryo paylaşma oranı düşüyor. Bazen ben bile senaryonun bütününe hakim olamıyorum. Deneme çekimine hazırlanmak için en azından iki güne sahip olmaları gerekiyor. Ajansından telefon geliyor oyuncuya, 'Ayşe bugün, saat beşte seni deneme çekimine bekliyorlar, sahneyi de sana mail atıyorum.' Böyle bir şey yok! Oyuncunun rolü özümsemesi gerekiyor. O karakteri kendi içinde arayıp bulması gerekiyor. Tabii ki bunlar metot oyunculukları. Fakat her ne kadar metot oyunculuğu çalışsan da, kendi metodunu yaratacaksın. Çünkü senin de bir özün var. Hepsini harmanlayacak, doğru zamanda doğru yerde kullanacaksın. Hepsinin tek bir özelliği vardır, nefes. Nefes çalışmaları gerekiyor. Her teknik bir yolu anlatır oyuncu da iyi bir tekniker olmalı. İyi bir tekniker olarak kendi tekniğini ve metodunu yaratmak zorundasın.
- Deneme çekiminde tavır hataları da yapıyorlar mı?
- Tavır hatası diyemeyiz, teknik hatalar daha fazla. Sade ve doğal olmak gerekiyor, ağır makyaj, abartılı saç modeli olmaz. Kızların büyük küpe takmamaları gerekiyor. Herkesin sade ve bakımlı olması gerekiyor deneme çekiminde. Ve enerjik... Çok zor bir meslek oyunculuk. Sürekli o ışığı taşımak, bakımlı olmak, sürekli göz önünde olmak, yabancı dil bilmek... Sadece hayal etmek yetmiyor. Çok çalışkan oyuncular biliyorum, Skype yoluyla Amerika'dan aksan koçuyla çalışan oyuncular var. Diğerleri biraz araştırsalar tüm bu bilgilere ulaşacaklar. Dil bilmedikleri için korkuları var. Yeni nesil daha iyi geliyor.
- Yani çokça reddedilip nadiren kabul ediliyorlar.
- Öyle. Buna da alışmak gerek. 10 denemeden biri oluyor belki. Dışardan bakıldığı gibi pırıltılı bir iş değil. Üniversitelerde, drama okullarında son sınıfta deneme çekimi dersleri koymaları gerekiyor. Zannediyorlar ki oyuncu konservatuvardan mezun oldu ve sadece tiyatro yapacak. Konservatuvar eğitimi elbette önemli, ama sonrasında oyuncu da bir şeyler yapmalı, workshop'lara katılmalı.
- Devlet konservatuvarlarının verdiği oyunculuk eğitiminin baştan aşağı yenilenmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?
- Kesinlikle. Her ülkenin kendine has bir metot oyunculuğu var, ama bu ülkede bir tane bile yok. Bir silkelenme gerekiyor. Sadece tiyatro oyunculuğu eğitimi değil, kamera önü için de eğitimler vermek gerek.