Türkiye
ile Yunanistan arasındaki inişli çıkışlı ilişkinin çıkış dönemini yaşıyoruz. Bu da, Türk turistlerin Yunanistan'ı, Yunan turistlerin de Türkiye'yi sıkça ziyaret etmelerinden ve bireysel düzeyde de olsa her alanda kurulan samimi arkadaşlıklardan belli olmuyor mu zaten? Kurulan arkadaşlıklar ve işadamları arasındaki ortaklıklar uzun yıllar birbirinden ayrı tutulmaya çalışan iki halkı yakınlaştırıyor. Daha da önemlisi, birbirlerini yakından tanıyan iki halk, yıllardır iki ülkeyi yöneten siyasetçilerin neden olduğu güvensizlik duygusunu yavaş yavaş ortadan kaldırıyor. Geçen ay, Samos Adası'nda Türk- Yunan ve Alman tiyatro oyuncularının ortaklaşa sahneledikleri Antik Yunan'ın
Truvalı Kadınlar tragedyasından sonra geçen hafta bir başka kültürel faaliyete tanık olduk. Türk ve Yunan gençlerden oluşan Türk-Yunan Gençleri Senfoni Orkestrası, Atina'nın liman kenti Pire'deki belediye tiyatrosunda bir konser verdi. Barok mimarisine sahip, görkemli tiyatro salonunu dolduran kalabalık, Wolfgang Amadeus Mozart eserleri ile coştu. Orkestra oturduğum locadan kuşbakışı saydığım kadarıyla yaşları 18-28 arasında değişen 23'ü kız 42 gençten oluşuyordu. Sahnede altısı viyola 24 keman, beş viyolonsel, üç kontrbas ve 10 nefesli saz vardı. Ama hangi gencin Türk, hangisinin Yunan olduğunu ayırt etmek mümkün değildi.
Mozart ile Bir Gece adı altında verilen konserde Mozart'ın Klarnet Konçertosu ile 40. Senfonisi'ni yöneten Cem Mansur ve klarnet virtüözü 22 yaşındaki Pavlos Serasis, salondakileri adeta ihya ettiler.
GENÇLER DUVARLARI YIKIYOR
Konserin sona ermesiyle izleyicilerin orkestrayı ayakta alkışlaması alışılagelmiş bir görüntü olabilir ancak, orkestrayı oluşturan Türk ve Yunan gençlerin kucaklaşıp öpüşmeleri bence konserin en anlamlı bölümüydü. 2008'de böyle bir karma orkestranın oluşmasını sağlayan Leni Konyalidi, müziğin, halkların ortak paydası ve hiç konuşmadan bile anlaşabilecekleri, sağlam dostluklar kurabilecekleri bir Tanrı vergisi olduğunu söylemişti. Gerçekten de Türk ve Yunan müzisyenler, kemanlarının tellerine aynı anda basıp aynı sihirli notaları çıkartırken siyasetçilere adeta "Bakın nasıl uyumluyuz, siz de aynı şeyi yapabilirsiniz" mesajını verir gibiydiler... Halkları yakınlaştırma faaliyetleri çerçevesinde, yönetmen Çağan Irmak'ın
Dedemin İnsanları adlı eseri önümüzdeki hafta Atina'da gösterime sunulacak. Filmde eski kuşak Türk ve Yunanların çektikleri çileler anlatılıyor. Atina'daki Türk büyükelçiliğinin katkılarıyla gerçekleştirilen ortak faaliyetler Ege'nin her iki yakasında da ilgi görüyor. Özellikle genç kuşağın birbirini yakından tanıması ve arkadaşlıklar kurması, yıllar yılı sancılı dönemlerden geçen Türk-Yunan ilişkilerine yeni ufuklar getiriyor.