Oyuncu Ayça Varlıer tam anlamıyla 10 parmağında 10 marifet olanlardan. Dizi, tiyatro ve sahne performansları devam eden Varlıer bu hafta Broadway'den İstanbul'a Müzikaller'deki performansıyla çok konuşuldu.
Bir araya geldiğimizde oyunun sabaha kadar süren provalarından birkaç saat önce çıkmıştı. Tüm yorgunluğuna rağmen enerjisi ve güzelliği büyüleyiciydi. Kısa süre önce imaj tazeleyen Varlıer ile modadan, güzellikten ve oyunculuktan konuştuk...
- İnanılmaz bir değişim var sizde... Neler oluyor, anlatır mısınız?
- Hayatıma yaklaşık bir yıldır yenilikler katmaya başladım. Mesela bir stil danışmanıyla çalışıyorum. Onun yönlendirmesiyle saçlarımda değişime gittim. Dolabımı değiştirdim. Giyinmekten keyif almaya başladım.
- Nasıl yani, daha önce giyinmekten keyif almıyor muydunuz?
- Hiçbir zaman ne yazık ki hayatımda giyinmeye, alışveriş yapmaya zamanım olmadı. Hep bir koşturmaca halinde olduğum için bana giyinmek külfet gibi geliyordu. Düşünsenize sürekli farklı karakterlere bürünüyorsunuz ve sürekli farklı bir kostüm taşıyorsunuz. Bu da sanırım mesleki bir deformasyon hali.
BAMBAŞKA BİR DÖNEME GİRDİM
- Peki ne giyiyordunuz ki günlük yaşantınızda?
- Göz önünde olmayayım, olabildiğince dikkat çekmeyeyim ve sade olayım gibi bir haldeydim. Şimdi bambaşka bir döneme girdim. Dişil enerjimle daha barışık olabilmek adına, gerçek enerjimi ortaya koyabilmek için iyi ki böyle bir çalışma yapmışım diyorum şimdi.
- İnsanın kendisini değiştirmesi zordur...
- Ne diyorsunuz, o kabukları kırabilmek, altından bambaşka bir kadın çıkarmak çok zor. Ama stil danışmanım Esra Başıbüyük ile zaman içinde güvene dayalı bir iletişim yakalamayı başardık. Bana tek tek renkleri, vücuduma uygun kesimleri, kumaşları, alışveriş yapmayı öğretti. "Bunlar da öğrenilir mi?" demesinler, hem de çok uzun bir süreçte öğreniliyor ve kafamızdaki yanlış kalıplar değişiyor. Beni tanıyarak ve bana zaman vererek bu değişimi gerçekleştirdi danışmanım. Adım adım oldu. Çok da mutluyum.
- Nerelerden alışveriş yaptınız?
- İnanır mısınız ünlü modaevlerine de giriyoruz, pazardan da alışveriş yapıyoruz. Bazen sokaktaki bir butikten kıyafetler seçiyoruz. Tüm alışverişlerimizi beraber yapıyoruz stil danışmanımla. Şimdi sonbahar-kış sezonu alışverişi yapıyoruz. O kadar heyecan verici ki. Giyinmekten çok zevk alıyorum. Bugüne kadar nasıl yapmamışım diyorum. Giyinmek dişil enerjinin yeniden ortaya çıkışı aslında.
- Yavaş yavaş yıl sonuna doğru ilerliyoruz. Nasıl bir seneyi geride bırakıyor Ayça Varlıer?
- 2017 yılı benim için büyük değişim ve dönüşümlerin olduğu bir sene. Kalın kabuklarımı kırıp daha şeffaflaştığım ve kendi dişil enerjimle barışık olduğum bir dönemdeyim artık. Kendi genç enerjimle barışık ve bire bir iletişimde olduğum bir döneme girdim. Zaten de bu değişimle hayatımım her alanında yeni yeni gelişmeler olmaya başladı. Bir anda çark dönmeye başladı.
KENDİMİ TÖRPÜLEDİM
- Dişil enerjiden bahsediyorsunuz, ne oldu, nasıl bir kırılma yaşadınız hayatınızda da bu tarz değişimler yaşamaya başladınız?
- Ben işime âşık bir insanım. Ailemi, dostlarımı çok seviyorum. Ama son yıllarda bu kadar çok çalışmanın sonunda bir baktım ki kendimden uzaklaşmaya başlamışım. Çok maskülen bir hale girmişim. Bunu kırmaya karar verdim. Fosforlu Cevriye ve Leyla'nın Evi dışındaki projelerde yer almama kararı verdim. Spora yöneldim. Kendimi törpülemeye başladım. Tabii ki ileride bir aile kurmak istiyorum. Bir hayat partnerim olsun istiyorum. Bunların olabilmesi için hayatımda kendime yer açmam gerekiyordu. Bunu yapıyorum şu anda. İletişimimde bir blokaj varmış. Ondan kurtulduğumu hissediyorum. Bu sene kendime dönme senemdi. Hep işime, kariyerime yatırım yapmışım. Bu sene kendime yatırım yaptım. Çok da mutluyum. Daha sert, daha köşeli, daha erkeksi bir kadın olmuşum bunu gördüm.
YENİDEN HARVARD
- Peki kış sezonunda nerelerde göreceğiz, daha dişi, daha enerjik Ayça Varlıer'i?
- Leyla'nın Evi sekizinci sezonunda devam ediyor. İki farklı sahnede. Konserler veriyorum. Büyük Kulüp ve Moda Deniz Kulübü'nde sahne almayı sürdürüyorum. Hatta Avrupa yakasında bir kulüpte sahne almaya başlayacağım.
- Peki bu yoğunluk içinde nefes alabildiğiniz an kendinizi nerede buluyorsunuz?
- Rüzgar varsa kesin kite surf yapıyorum. Bir günüm boşsa kesin ordayım.
- Beş sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
- Daha global projelerde yer almak istiyorum artık. Bu yılın bir kısmını ABD'de geçireceğim. Biliyorsunuz zaten 10 yıla yakın süre orada yaşadım. Eğitimimi orada aldım. Bu sene Harvard Üniversitesi'ne yeniden gideceğim. Tüm hocalarım, direktörlerim orada zaten. Belki bir repertuvar tiyatrosunda bir projeye dahil olabilirim. Eğitimim ve çevrem ağırlıklı olarak zaten orada.