Bir grup arkadaşın 1994 yılında bir günlük parti olarak tasarladıkları Sonar Barcelona, yıllar içinde üç gün, iki gece süren dünyaca ünlü bir festivale dönüştü. Bu yıl 25. yılını kutlayan müzik, yaratıcılık ve teknoloji festivalinin aylar önce açıklanan programını gördüğümüzde ilk işimiz uçak ve otel rezervasyonlarını yapmak olmuştu.
Festival günü gelip çattığında THY'nin 07.20 uçağında kendimizi bulduk. Yol boyunca uyumak ve güne zinde başlamaktı amacımız ama birkaç koltuk arkamızda oturan küçük Aleyna Tilki hayranının Sen Olsan Bari şarkısını bıkmadan defalarca söylemesi planlarımızı biraz aksattı. Hatta şarkı bilinçaltımıza öyle bir yerleşti ki festival alanına girene kadar unutmak mümkün olmadı.
Sonar Barcelona gündüz ve gece iki ayrı mekanda gerçekleşiyor. Plaza Espana'daki Fira Muntjuic'e öğle saatlerinde gittiğimizde kalabalığa rağmen kısa sürede içeri girmeyi başardık. Farklı kategorilerdeki biletler için farklı kapılar tahsis edilmişti. Bu da karmaşayı önlüyordu.
Gündüz altı sahnede gerçekleşen performanslar deneysel ve gündüz partilerine uygun şekilde düzenlenmişti. Tepemizde masmavi gökyüzü çimlerin üzerinde dans ederken bir sonraki konserde kendimizi zifiri karanlık bir salonda görsel ve işitsel şölenin ortasında bulduğumuz oldu.
Gündüz maratonunu bitirip festivalin gece programının gerçekleşeceği alana özel otobüslerle ulaştık. İlk gece basına ayrılan otobüsle sakin bir yolculuk yapınca ikinci gün bir de festivalcilerin bindiği otobüsü denemeye karar verdik. Elbette kuyrukta beklememiz gerekti ama otobüse bindiğimiz anda yaşanan şenlik havası bütün yorgunluğumuzu atmamızı sağladı. Şarkılar eşliğinde keyifli bir yolculuk geçirdik.
Sonar'ın gece programı dev prodüksiyonlara sahne oluyor. Müzisyenler, Sonar sahnesinde olmayı önemsiyor, bu da performanslarına yansıyor. Müzikseverlere de eşsiz saatlerin tadını çıkarmak kalıyor.
EFSANELER, YENİ YETENEKLER
119 ülkeden müzikseverlerin katıldığı festivalde elbette gençler ağırlıkta olsa da çocuklarıyla gelenler, orta yaşlı müzik tutkunları da var. Zaten festival Thom Yorke, James Murphy, Laurent Garnier, Damon Albarn (Gorillaz) Richie Hawtin gibi efsane isimleri geleceğin müziğini şekillendiren genç isimlerle buluşturmasıyla dikkat çekti.
Yemek konusunda her yıl olduğu gibi yine her damağa uygun seçenekler vardı. Hamburgerler, pizzalar, vegan seçenekler... Aç kalmadan uzun kuyruklarda heba olmadan herkes karnını duyurdu. VIP alanda ise üç Michelin yıldızlı şeflerin hazırladığı menüler çok beğenildi.
Güvenliğin üst noktada olduğu, narkotik köpeklerin de görev aldığı festival yoğun katılımcı sayısına rağmen sorunsuz geçti. Taciz konusuna sıfır tolerans gösterilen festivalde bu konuda hazırlanan uyarı yazıları sık sık karşımıza çıktı.
Çektiğiniz selfie'ye son anda girenler, yılbaşı ışıklarını boynuna dolayıp dolaşanlar, yanınızdan geçerken durup sarılanlar, tanışanlar... Festivale genel olarak mutluluk havası hakimdi. Güzel müzik dinlemenin böyle bir etkisi olmalı...
Festivalin en merak edilen performanslarından biri Rosalia'nınkiydi. Eleştirmenlerin "Kuşağının ihtiyaç duyduğu flamenko şarkıcısı" olarak nitelendirdiği genç müzisyen, etkileyici bir gösteriye imza attı.
Bulunduğu alanı dev bir kulübe çeviren Despacio deneyimi de büyük ilgi gördü. James Murphy ve 2manydjs tarafından tasarlanan alandan gün boyunca müzik sesi yükseldi.
230 AKTİVİTE
Festivalin yan etkinliği Sonar+D ise teknoloji, sanat, bilim ve tasarımı müzikle buluşturdu. 230 aktivite ve projenin yer aldığı etkinlik kapsamında gerçekleşen görsel ve işitsel şov Interference çok konuşuldu.