Başımıza bir de defile host etmek çıktı!
Moda yazarı olarak 2013 yılından beri İstanbul'da düzenlenen moda haftasını takip ediyorum. Bu geçmişin rahatlığıyla gözlemlerimi yazmak istedim. Emin olun bu gözlemleri de sektörün farklı alanlarından birçok kişiyle konuşup öyle yazdım. Yani tek bir gözlem, hele de bir tek benim gözlemlerim de değil kaleme aldıklarım...
Bu sene ilk defa tasarımcılar ve onların iletişim ajansları dışında bir de defile host'ları tarafından davet edildim bazı defilelere... Instagram'da "Resmi beğen, hesabı takip et, davetiye kazan" kampanyası da gördüm... "Moda haftası da; lansmanlar, ürün tanıtımları gibi bir yola mı giriyor yoksa?" diye geçirdim içimden... Tamam anladık markalar, sadece magazin muhabirlerine poz versin ya da sosyal medyasından paylaşsın diye çağırıyor birçok kişiyi. Ama bari moda haftası böyle olmasın, işi moda yazmak olan insanlar bile ayaklarını sürüyerek gitmesinler o alana...
Son beş yılda hepimizi peşinde koşturan sosyal medya ünlüleri ise olaya tamamen maddi açıdan bakıyor. Markalarla işbirliği yapmamış olanlar defilelere adım bile atmak istemiyor. Anlaşma yapanlar ise anlaşma uyarınca paylaşımlarda bulunuyor. Yani ne yazık ki moda haftasının esas içeriği yine pek kimseyi ilgilendirmiyor.
Yoğun program birçok kişiyi ürkütüyor. Yukarıdan bilet alıp aşağıda defileye koşmaya çalışmak resmen birçok kişiyi korkuyor. Moda yazan birçok arkadaşım "O kaosa girmek istemiyorum" diyor!
Defileler sabah 10.00 sularında başlıyor. Ve aksaklıklarla gece 22.00'de hâlâ son defilenin başlamasını bekliyor oluyorsunuz.
Diğer moda haftalarında bütçelerini bitirmiş yurt dışından gelen satın almacıların bu defilelere katılıp da satın alma yapabilmesi teknik olarak imkansız.
Zaten satın almacı konusuna başka bir çözüm yaratılmaya çalışıldı bu sezon. MBFWI ve The Core İstanbul Komite Başkanı Cem Altan şöyle özetliyor, "Bu sezondan itibaren bu platformda Türk üreticiler, tasarımcılardan sadece koleksiyon değil aynı zamanda model de satın alarak ihracata yönelik yeni ve yerli tasarım ekonomisi yaratacaklar".
Moda haftası da şov öğeleri haricinde satın almacılar ve medyaya yapılan bir etkinliktir. Türkiye'de bulunan gazeteler de toplam moda yazanlarının sayısı iki elin parmağı kadardır en fazla. Belki bir o kadar da stil editörü vardır. Ama hâlâ işi nedeniyle ön sırada oturması gereken arkadaşlarımız yer bulmakta zorlanıyor.
Cemiyet hayatı ve ünlüler yeterli ilgi göremedikleri için birkaç sezondur moda haftası alanından uzak durmayı tercih ediyor.
Off-site defileler sözüm size... Off-site'a gidebilmek için İstanbul trafiğinde alanda yapılan birkaç defileyi es geçmek zorunda kalıyoruz.
Tüm bu kaos içinde genç tasarımcılar ne yazık ki en çok sizleri takip etmemiz gerekirken edemiyoruz.
Moda haftaları canlı birer kimlik kartı
Moda ve moda haftası konusunda konuşmaya başlarken gençlere birkaç sözüm var. Moda çok etkileyici ve parlak bir görünüme sahip. Oysa insanı bir süre sonra yoran, mutsuz eden ve yaşamla bağını koparan bir şey. Bir kere gerçek değil; yani tam anlamıyla gerçek degil. Şu anki fikrimle bir gence öğüt vermem gerekse "Tasarımcı ol. Moda kısmına sonra karar versen daha güvenli olur" derdim.
Climber B.C markasıyla 12 yıllık bir birlikteliğimiz var. Uzun yıllar tüm gruplarına yönelik kreatif yönetimi üstlendim. Markanın Black line'ı için tüm tasarımları yapıyorum. Moda haftasında da bu line'a ait hazırladığımız koleksiyonu tanıttık. Climber B.C Black olarak da moda haftasına ilk katılışımız. Bundan sonra da moda haftasında yer almayı planlıyoruz.
Neden mi kişisel olarak moda haftasında değilim? Ümit Ünal olarak moda haftalarını yaşam biçimi olarak yakın görmüyorum kendime. Gerçeğinden uzak bir itina rahatsız ediyor beni. İnsanın ötesine geçen kostümler, giysiler o kişiyle aramda bir duvar örülmesine neden oluyor. Bu yüzden insanların daha süssüz hallerini seviyorum, bu yüzden de hiç olmadım kendi ismimle moda haftalarında.
Ülkemiz için bir sosyal sorumluluk
Tasarım serüvenim yaklaşık 30 yıldır sürüyor ve ben her gün gerek kendi çalışmalarımla, gerek öğrencilerimle ilk günkü heyecanı yeniden yaşıyorum.
Moda söz konusu olduğunda zorluk diye nitelendirmesem de değişkenliği ve müthiş hızı yakalamanın önemini vurgulamam lazım.
Şu an moda tasarımcısı olma hayali kuran gençlere tabii ki benim de birkaç tavsiyem var. Mesela her daim zamansız bir genç bakışa sahip olmalılar. Yenilenen bir enerjiyle çok yüksek bir devirde çalışabilmeliler.
Moda haftası tasarım alanında, uluslararası platformdaki en kapsamlı ve güncel etkinlik. Bu platformu ülkemizi ve kendimizi temsilde bir sosyal sorumluluk olarak görüyoruz.
Yaklaşık 40 kişilik bir ekibim var. İhracat koleksiyonlarımız ve moda performanslarımıza bağlı olarak 3-6 ayda bir yeni tematik üretimlerimizi sürdürüyoruz.
Önemli olan çözüm üretebilmek
2014'den beri her sezon devamlı olarak koleksiyonlar üretiyorum.
Bir genç bu işle ilgilendiğini söylediğindeilk olarak "Emin misin?" diye sorardım. Çok sabır, çok çalışma, çok vizyon gerektiriyor.
Ne kadar çok kadına ulaşırsam mutluluğum da o denli artıyor. Ve mesleğiniz sizi her yönden eğitiyor, büyütüyor ve törpülüyor.
Moda haftası için yaklaşık üç ay öncesinden hazırlık sürecimizi başlatıyoruz. Şu an ekibiminde 5 kişi var. Hep birlikte süreçte yer alıyoruz.
Her meslek hayatında olduğu gibi inişler çıkışlar olabiliyor. Ama önemli olan sonuca odaklanabilmek ve çözüm üretebilmek sanırım.
Kabuğunuzdan sıyrıldığınız bir alan
Moda sektöründe 19 yıldır, kendi markam için 11 yıldır çalışıyorum.
Bu meslekte hep çok sabırlı olmanız lazım ve hataya mahal vermeyen bir alanda olduğunuzu bilerek ilerlemeniz lazım.
Moda haftası sektörün dinamiklerinin bilincinde olmak için çok önemli. Kendi kabuğunuzdan sıyrılıp sizi takip eden insanlarla buluştuğunuz ve sizin de heyecanla takip ettiğiniz isimlerle buluşmanızı sağlayan bir nokta moda haftası.
Moda haftası sırasında elbette küçük aksilikler oluyor, sonuçta insan ile çalışıyoruz. Önemli olan yaşanan sorunları iyi analiz etmek ve aynı sorunun bir daha yaşanmaması için çalışmak.
Temel kural istikrar ve sürekli gelişim
14 sezon yani yedi yıldır aralıksız olarak markayı geliştiriyorum. Moda tasarımcılığı hayal edildiği gibi değil.
İstanbul bizim vazgeçilmezimiz ancak markanızın pazarı daha çok neredeyse orada aktif olmanız gerekiyor işiniz için. O nedenle üç sezondur Londra Moda Haftası'nda da defile yapıyoruz.
MBFWI 13'üncü sezonunu yaptı. Biz en başından beri yani 13 sezondur defilemizi yapıyoruz bu platformda. Ayrıca bir sezon iptal edilmişti biz yine de yaptık. Bu işin temel kuralı istikrar ve sürekli gelişim. Bir defa başladınız mı hep daha fazlasını yapmak zorundasınız. Aynı tempo bile geriye gitmek olur.
Türk tekstili üretim ve işçilikte çok başarılı. Gereken tek şey bunu tasarımlarla parlatmak. En zayıf yanı sürekli değişen takvim ve yeterince yabancı basının gelmeyişi...
İlk günden itibaren markalaşma ilk hedefimizdi. Yaz 2019 koleksiyonumuza Asos'dan sipariş alarak güzel bir başlangıç yaptık. Geçtiğimiz yıl pop-up mağazamızı açtık Londra'da. . Yakın zamandaki hedefimiz ise bir yatırımcı ile Uzakdoğu pazarında yaygınlaşmak.
İnancımızı hiç yitirmedik
19 yıldır moda tasarımcısıyım. Görüştüğüm tüm genç tasarımcılara bunun uzun soluklu bir yolculuk olduğunu ve çok iyi bir iş haritasına ihtiyaç duyduklarını, hazırladıkları koleksiyonun çok iyi olması gerektiği kadar üretim ve pazarlama ayaklarının da çok iyi planlanması gerektiğini söylüyorum.
Bu meslek bana asla asla dememeyi öğretti.
Moda haftası benim için bir çok anlamda çok değerli. İlk gününden itibaren Moda Tasarımcıları Derneği'ni temsilen Danışma Komitesi'nde bulundum ve o günden beri de hep çok keyifle ve inanarak yer aldım. Bugün geriye dönüp baktığımda çok yol aldığımızı gördüğüm kadar daha çok yol almamız gerektiğinin de farkındayım.
Bugün artık Türkiye'de Türk tasarımcı markaları uluslararası takvime göre koleksiyon hazırlıyorsa, Türkiye'nin belli başlı mağazalarında koleksiyonlarını satışa sunuyorsa, her sezon yeni genç tasarımcılar koleksiyonlarını sergilemek için hazır bir platformun varlığına güveniyorsa bunların temelinde MBFWI'nin etkisi çok büyük diye düşünüyorum.
MBFWI şu anda belli çevrelerin radarına girmiş durumda ama henüz yeterli değil. Daha fazla satın almacının dikkatini çekmesi gerekiyor. Biz İstanbul'da moda haftaları başladığından beri hiç sezon atlamadan defilelerimizi sergilemeye çok özen gösterdik ve bunu da becerebildik çünkü ekip olarak bu etkinliğe olan inancımızı hiç kaybetmedik.
