Hera ile geçen yıl ilk kez bir araya geldiğimizde ilk single'ını çıkarmış, heyecan doluydu.
Türkiye'nin en önemli prodüktörlerinden Ozan Doğulu'nun desteği ona hem güç vermiş hem de omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklemişti.
Hera bu sorumluluğu geçen bir yıl içinde başarıyla taşıdı. Ozan Doğulu ile özel hayatta da devam eden birlikteliği yüzünden haksız saldırılara uğrasa da soğukkanlılığını koruyup işine odaklanmayı tercih etti. Ünlü prodüktörün kısa bir süre önce çıkardığı 130 BPM Kreşendo albümüne Yanar adlı şarkıyla konuk olan, sahne çalışmalarına hız kesmeden devam eden Hera ile bu kez güneşli bir İstanbul sabahında Arnavutköy'de buluştuk. Hem kariyerini, hem de özel hayatını konuştuk.
-Sizinle ilk kez, ilk single'ınız Öle Öle çıktığında bir araya gelmiştik. O günden bu yana neler yaşandı?
- İlk röportajımdı. Hiç unutmam. Yerin ayrı. Neler yaşandığına gelince, hiçbir şey göründüğü gibi kolay değilmiş. Bildiğin kurtlar sofrasına düştüm. Dost sandığım düşmanlarımın ne kadar yakınımda olduğunu gördüm. Ve ne kadar usta olduklarını... Bütün mesele kalbini bozmadan bunları görmek. Ben de kalbimi bozmadan onlardan uzaklaşmayı öğrendim, kimseye benzemedim. Allah'tan karakterim sağlammış da bu süreç benden bir şey götürmedi.
Değişik bir girdaptı.
ZİRVE BAŞARI DEĞİL
- Tüm bunlarla uğraşırken müziğe vakit ayırmak zor olmadı mı?
- Yeni şarkılar üretmeye devam ettim, "Kariyerimi nasıl şekillendirebilirim?" konusuna odaklandım. İki single daha çıkardım. Ozan Doğulu'nun son albümüne dahil oldum ve bu sayede çok güzel isimlerle çalıştım.
- Başarı sizin için ne anlam ifade ediyor?
- Başarıyı zirve olarak konumlandırmıyorum. "En tepedeysen başarılısın"a inanmıyorum. Ulaştığın nokta sana mutluluk veriyorsa, yaptığın iş içine siniyorsa, üstüne koya koya azalmadan ilerleyebiliyorsan işte o başarıdır.
- Ozan Doğulu'nun albümünde Yanar ile yer aldınız.
Şarkı çok da sevildi.
Bu şarkının sizin için özel bir anlamı var mı?
- Babamı kaybedeli dört yıl oldu. Onu o kadar çok özlüyorum ki. Zamanla hiç mi dinmez acısı. Üstelik daha da artıyor günden güne.
Aslında üzüntümü belli etmem içimde yaşarım. Yanar'ı o kadar içten okumamın sebebi şarkıya sarılmış ve içimdeki acıyı akıtmış olmam sanırım. Buradan bestecisi, değerli müzisyen Tuğrul Cerrahoğlu'na çok teşekkür ederim. Duygusal yönü bir yana aynı zamanda herkesin okuyamacağı türde, sesimi gösterebildiğim bir şarkı oldu.
- Kenan Doğulu'nun bir şarkısını cover'lamak istediğinizi biliyorum. Bu konuda gelişme var mı?
- Hâlâ çok istiyorum.
Hatta iki ayrı şarkı için demo da hazırladık. Kenan da gerçekten bu konuda destek oldu. "Şarkımı okuyacak mısın?" diye sorduğunda havalara uçtum tabii ki.
- Kenan Doğulu ve Ozan Doğulu sahnede de birlikteler.
Siz de gördüğüm kadarıyla her konserde oradasınız.
İki usta ismi sahnede izlemek genç bir müzisyen için nasıl bir duygu?
- Kenan Doğulu'yu sahnede her görüşümde sanki ilk kez izlemiş gibi hissediyorum.
Seyirciyle iletişimi, duruşu, sahne şovu inanılmaz...
Ozan Doğulu'ya gelince, bence o Oz Büyücüsü.
Yaptığı düzenlemeler tüylerimi diken diken ediyor.
Ve her defasında beni ayağa kaldıran o intro'ları nasıl yapıyor diye düşünmeden edemiyorum. Büyük saygı ve hayranlık duyuyorum.
İnşallah bir gün ben de böyle konserler verir ve onlardan gördüklerimi sahneme yansıtabilirim.
- Ozan Doğulu gibi güçlü bir prodüktörle müziğe adım atmak büyük şans.
Ama zorlukları da vardır.
Daha doğrusu var mı?
- Gerçekten çok şanslıyım.
Kariyerime zirvede başladım diyebilirim. Bu arada belirtmem gerekir ki şarkılarıma inanmasa, sesime güvenmese asla destek olmazdı. Ozan, en ufak detaylara bile dikkat eden çok iyi bir prodüktör. Bazen yaptığım besteleri "Ya beğenmezse?" diyerek dinletmediğim oluyor. Onun beğenmesi benim için çok önemli. Bu yüzden de kendimi hep mükemmel olmak zorunda hissediyorum.
- Evle iş arasında dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
- Ben daha az çalışıyorum, böylelikle denge kurulmuş oluyor. Günün sonunda da dinlenmek için tercihimiz evde oturmak.
BİZİ BİZDEN BAŞKA KİMSE AYIRAMAZ
- Sizi en son Kenan Doğulu konseri sonrasında geceyarısı kuliste gördüm.
Herkes sıcaktan ve yorgunluktan bitmiş haldeydi. Siz ise her zamanki bakımlı halinizle karşıma çıktınız.
Bunu nasıl başarıyorsunuz?
- Aslında her yaşımda böyleydim. Çocukken gizli gizli annemin rujlarını sürer topuklu ayakkabılarını giyerdim.
Aynaya baktığımda görmek istediğim kadın kendimim.
Başkası için değil, kendim için böyleyim. 50 yaşımda da böyle olurum herhalde. Güzelliği iç huzura ve mutluluğa bağlıyorum.
Karşımdaki insana o enerjini geçirdiğimde de bakımlı ya da bakımsız olayım zaten güzel görünüyorum.
- Aynı zamanda sakin ve soğukkanlısınız. Sizi ne çileden çıkarır?
- Tam da göründüğüm gibiyim. Kolay kolay sinirlenmem.
Sinirlendiğimde de derin bir nefes alıp karşımdaki insana bakarım, boş biriyse güler geçerim. Çoğu zaman sakinliğim ve soğukkanlılığım insanları rahatsız eder. Oysa ki sessiz ve sakin olmak her zaman kazandırır.
Bana veya yanımdaki kişiye yönelik laubali davranışlardan hiç hoşlanmam. Tepkimi direkt gösteririm.
- Bir özelliğiniz de sürekli gülümsüyor olmanız.
Mutsuz insanların genellikle mutlu insan görmeye tahammülü yoktur. Saldırılarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
- Gülümsemek iyileştiricidir.
Bazen çok somurtkan birine bile tebessüm ettiğinizde katılığını çözebiliyorsunuz.
Mutlu biriyim, en önemlisi art niyet yok içimde.
Bu yüzden saldırıları da görmezden geliyorum. Tabii ki bu saldırıları yüzüme yapmıyorlar, hepsi sosyal medya üzerinden geliyor.
Çoğu mutsuz, asosyal kadınlar...
Seni tanımadan sana değer biçip yargılıyorlar.
Çoğu sahte hesap. Belki aralarında Ozan'ın hayranları da var, belki de benimle aynı hayalleri olup ulaşamayan eski tanıdıklar, kıskançlıklar yaşayanlar... Ama ben o kadar mutluyum ki hiçbiri beni etkilemiyor. İlişkimi yaşayıp güzel şarkılar yapıyorum.
Onlar da sahte hesap açıp saldırmaya devam edebilir.
- Biten bir evliliğin ardından başlayan ilişkiler zordur. Ama siz bu süreci çok güzel idare ettiniz. Geçmişle ilgili konuşmadınız, yorum yapmadınız...
- Kolay olmadı. Bazen "Ne kadar sabırlıymışsın" dedim kendi kendime. Bu süreçte Ozan'ın sevgisi güç verdi bana. Şu an çok güçlü bir kadın var karşında. Her şeyden önemlisi Ozan'la aramızda güçlü bir bağ var.
Bizi bizden başka kimse ayıramaz.
Konuşmaya kalksam söyleyecek çok şey vardı ama en iyisi susmaktı. Ben de sustum.
YAZ MEVSİMİ BENİM GİBİ SICACIK
- Yaz mevsimini sever misiniz?
- Ben yaz kızıyım. Bu mevsim aynı benim gibi sıcacık.
Her mevsim yaz gibi geçse keşke. Yaz aylarında ayrı bir umut dolu oluyorum.
Her şeye aşık olan bir kıza dönüşüyorum. Soluduğum hava, içimizi ısıtan güneş, baktığım gökyüzü sanki daha farklı. Sanki yazın daha fazla mutlu insan görüyorum hatta mutlu kedi ve köpekler... Bu yüzden yazı seviyorum.
- Yazın en çok nerede tatil yapmayı seviyorsunuz?
- Tatil anlayışım gözlerden uzak bir yerde rahat ve sakin günler geçirmek olduğu için ağustos ayının sonlarından ekime kadar Bodrum'da olmayı tercih ediyorum. Bence Bodrum'un en güzel zamanları...
- Eğer İstanbul'daysanız nerede vakit geçiriyorsunuz?
- Arnavutköy, Yeniköy, Anadolu yakasında ise Fenerbahçe, Kalamış sahil ve Bağdat Caddesi.
SEVDİĞİM İŞİ YAPIYORUM, ŞÜKREDİYORUM
- Sahnede olmayı seviyor musunuz?
- Çok seviyorum. Gücüm yettiğince olmak istediğim tek yer sahne. Sahnedeyken kendimi bulduğumu hissediyorum.
Sevdiğim işi yapabildiğim için her defasında şükrediyorum.
Seyirciyle her şarkıda ayrı bir bağ kuruyoruz.
- Yaz gelince sahneler, Bodrum ve Alaçatı'ya taşınıyor.
Her iki yerin seyircisi arasında fark var mı?
- Alaçatı seyircisi genellikle bekar oluyor ve gerçekten çok eğlenmek istiyor. Sabaha kadar devam eden DJ performansları oluyor. Sevilen ve dinlenen tarz da daha elektronik, deephouse ağırlıkta. Bodrum seyircisi daha Türkçe şarkılar ve pop seviyor. Gittiğiniz plajlarda bile bunu fark ediyorsunuz.
- Bugüne kadar sana gelen yorumlardan en çok hoşuna giden hangisi oldu?
- Şarkı söylerken göz teması kurmayı çok seviyorum. Bir gün sahneden inerken yanıma bir kadın dinleyicim geldi, "Sen şarkı söylerken hem ayrılık acısı çekiyorum, hem umut dolu bir aşık oluyorum" dedi. Sonra da sözlerine şöyle devam etti: "Şarkı söylerken gözlerinin içi gülüyor. Bundan sonrası için sadece gözlerini kapat ve hayal et. İleride olacağın yer tam da orası ve ben yine orada olacağım." Bir hemcinsimden bunları duymak çok hoşuma gitmişti, kıskançlık duygusundan uzak gerçek bir dilek...