Taksim'deki Pera Müzesi'ndeyiz. Müzeyi sebebi ziyaretimiz, yeni açılan Kristal Berraklığı sergisi. Sanatçı Kıymet Daştan'ın Unutma Taşları serisini inceliyorum. Adeta doğa harikası, değerli taşlar var karşımda. Büyüteçler yardımıyla bu değerli taşları incelemeye davet ediyor sanatçı bizleri. Aslında bunlar 90'larda hayatımıza giren CD, DVD'lerin eritilmesiyle oluşturulmuş taş formunda eserler.
Hangi müzikler, hangi filmler acaba taşlaşmış diye merak ederken artık hayatımızdan yavaş yavaş çıkan bu materyallerin geçiciliğini de düşünüyorum. Geçti gitti ama ne oldu onca CD ve DVD'ye? Dünyanın bir yerlerinde bulunan CD çöplükleri geliyor aklıma. İnsanın farkında olmadan doğaya karşı nasıl hoyratça davrandığının bir küçük hikayesi olarak yazılıyor aklıma Unutma Taşları.
Pandemi sürecinin iyi taraflarından biri insanın doğayla ilişkisini tekrar gözden geçirmesiydi. Yüzümüzü tekrar doğaya dönme fırsatı verdi bu süreç bize. Ya da doğanın kıymetini anlama da diyebiliriz.
KÜRESEL KRİZE ATIF
Kıymet Daştan sergide eseri bulunan 20 sanatçıdan sadece biri. Diğer sanatçıların eserlerinde de pandemi süreci farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Mesela Güneş Terkol'un tüller üzerine yaptığı resimlerden oluşan Mesafe Sözlüğü serisinde maskeli insanları görüyoruz. Ya da sanatçı Yazan Khalili'nin Medusa: Yabancı adlı video yerleştirmesinin çıkış noktası, içinde bulunduğumuz süreçte çok işlevli bir şekilde kullanılan yüz tanıma teknolojisi…
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol bu serginin harcında pandeminin olduğunu söylüyor. 2020 yılına, bu küresel krize atıfta bulunan yeni bir sergiyle veda etmek istediklerini anlatıyor. Pandeminin ortaya koyduğu sorunlar, yeni yaklaşımlar karşısında farklı coğrafyalardan sanatçıların düşüncelerini kristalleştirerek oluşturdukları eserlerin sergide yer almasının sebebi de bu. Ki Özalp Bey'den öğrendiğimiz kadarıyla da ağırlıklı olarak pandemi sürecinde üretilen eserler bunlar aynı zamanda.
KAVRAYIŞLARIMIZ DA KIRILGANLAŞTI
Sergide yer alan Hale Tenger'in Kırılgan Kavrayış adlı yerleştirmesi aslında ismiyle bile durumumuzu ortaya koyuyor. Evet, tüm dünya olarak kırılgan zamanlardan geçiyoruz ve algımız, olaylara yaklaşımımız da gittikçe kırılgan hale geliyor. Tenger de yerleştirmesinde bir sünger dünya ile benzer büyüklükteki Krizokol taşını yan yana getirerek sergilediği karanlık bir odada, Serdar Ateşer ve Hakan Kurşun'un yaptığı müziklerle bizi dünya, çevre, geçmiş ve gelecek üzerine üzerinde düşünmeye çağırıyor. Bir anlamda yönetmen Stanley Kubrick'in 2001: Uzay Yolu Macerası'nda yaptığı gibi…
7 Mart 2021'e kadar açık olacak Kristal Berraklığı sergisi, 2020'yi bitirirken sanatçıların bu yıla bakışlarının özeti gibi adeta…
