Efsaneleşen müzikleri ile herkesin beğenisini kazanan Gökhan Kırdar, yeni bir proje ile hastalara şifa olmak için yola çıktı. 'İnsanlardan, kendileri için müzik dinlemelerini istiyorum" diyen Gökhan Kırdar ile Egeli Sabah adına keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Popüler kültüre karşı hep bir mesafeniz oldu... Özel yaşantınızda da gözden uzak olmayı tercih ediyorsunuz sanırım.
Müzik piyasasında yetenekli maalesef yeterli değil. Yapımcıların da istelerini yerine getirmek zorunda kalıyorsunuz. Birçok sanatçı da bu tuzağa düşüyor. Ben hep kendi dilediğim işleri yaptım. Kendi yolumda tabi gelişmelere de uzaklaşmadan ilerliyorum. Özel yaşantıma gelince sakin yerlerde yaşamayı ve olmayı seviyorum.
Şu anda gündemde olan yeni bir projeniz var; Frekans Müzikle İyileşme. Kısaca: SkyGen. Biraz bahseder misiniz?
Çalışmayı özetlersek yaptığım çalışmalarda insan vücudunda 7 ana manyetik alan (frekans) olduğunu ve bu ana manyetik alanların müzikteki bazı frekanslara karşılık geldiğini fark ettim. Daha sonra titiz çalışmalarla ürettiğim müziğin, o müziği dinleyen kişilerde 7 ana manyetik alana bağlı olan salgı bezlerini ve hormonları olması gerektiği gibi çalıştırmaya başladığını gördük. Böylece Sky- Gen Projesi doğdu. SkyGen, 'OQ' artist markasıyla yayına sunmaya başladığım uluslararası bir müzikle iyileşme projesidir.
Öğrendiğim kadarıyla Frekans müzik ile iyileşme çalışmaları konusunda farklı rahatsızlıklardan muzdarip pek çok kişiden olumlu dönüşler almaya başlamışsınız.
Evet, bu benim çalışmalar için motivasyonumu artıran bir durum. İnsanların yaşadıkları hayat onları strese sokuyor, sağlıksız ortamlarda yaşamaya zorlanıyoruz ve doğadan uzaklaşıyoruz. Bu durum aslında bizi hastalandırıyor. Biliyorsunuz, fiziksel hastalıklarımızın temeli çoğunlukla zihinsel sebeplere dayanıyor aslında.. Dolayısı ile ikisini birbirinden ayırmak da çok doğru değil. Bu vakaların içinde beni en çok heyecanlandıran 7 yaşındaki İzmirli D.A. olmuştur. (Ailenin ricası üzerine isim kullanamıyoruz.) Küçük D. İzmir Ege Üniversitesi'nde kanser tedavisi görüyor. Ailesi ve doktorlar küçük kardeşimiz için her şeyi yapıyorlar. Oldukça yoğun kemoterapi seansları da maalesef hasta arkadaşımız için olumlu sonuç vermiyor. O sırada aile tanıdıklarının tavsiyesi üzerine müziğimiz ile tanıştı. Doktorlardan izin alınarak küçük çocuğa düzenli olarak bu müzik dinletildi. Ve kanserin durduğunun ve gerilemeye başladığının bilgisini aldık. Biz Sevgili D. ile 5 Ekim 2017'de Ege Üniversitesinde buluştuk. Umarım müziğimiz şifa olmaya devam eder.
Peki, farklı rahatsızlıklar içinde dönütler olmuş galiba?
Özel grup içinde eserleri düzenli ve aksatmadan dinleyen kişilerden çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Bu kişilerin içinde, asansör korkusunu yenen de var, sırt ağrılarından kurtulan da. Birçoğu çok daha kaliteli bir uyku uyuyabildiklerini ve dolayısı ile kendilerini daha zinde hissettiklerini belirtiyorlar. Ayrıca kas hastalıkları, alerji, eklem hastalıkları, alzheimer, parkinson, hormonal sorunlar, kilo problemi yaşayan kişilerden gelen olumlu dönütlerden cesaret alarak çalışmamı daha bilimsel bir zemine taşıma kararı aldım. Müziğin bir ilaç gibi düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Biraz açıklayabilir misiniz bu çalışmaları?
İzmir Tepecik Araştırma Hastanesi Başhekimi Gökhan Akbulut ile hastanede kendisi ile görüşmeler yaptık. Ayrıca yine Yüksek Teknolojiler Enstitüsü ile farklı görüşler aldık. Yetkililer konuyu son derece ilgili ve olumlu karşıladılar. Yüksek Teknolojiler Enstitüsü ile başta kanser ve farklı hastalıklara frekans müziğin etkileri konulu bir bilimsel çalışma başlatılması planlanıyor.