Geçmişini bilmeyenin geleceği karanlıktır!
Dünden bihabersek, yarın da bizden bihaber olacaktır!
Biz sıradan bir millet değiliz, dün kurulmuş bir devlet ise hiç değiliz...
Kökü Orta Asya'ya, namı insanlık tarihinin yazılmaya başladığı ana dek uzanan bir neslin evlatlarıyız...
Kutsal emanet şanlı hırkanın yanında bir de bizimle hesabı bitmeyenlerin geçirdiği ateşten gömleği sırtımızda taşırız.
Yükümüz ağırdır fakat gücümüz çoktur, korkumuz yoktur...
Yeter ki geçmişimizi milli şuurumuza ilmek ilmek işleyelim, milli tarihimizi kendimize kılavuz edinelim...
Önce şu gerçeğin altını çizelim...
Cihan imparatorluğu Osmanlı'yı ve Türklüğü tarih sahnesinden silmek, Müslümanlığı bölük pörçük Araplara indirgemek için başlatılan plan Türkiye Cumhuriyeti üzerinden devam ediyor.
Gücünü geçmişinden alan, Türk Dünyası'na ve İslam Alemi'ne öncülük eden bir Türkiye istenmiyor.
'PATRON BİZİZ' MESAJI VERİLDİ
?Siyasi, askeri ve iktisadi olarak boyunduruk altına alınmış, sürekli yeni bir ayrılık ateşi yakılarak yok edilmeye doğru itilmiş bir Türkiye, bize dayatılan!
Ülkemiz ne zaman milli tarihimize yakışır davransa bedelsiz bırakılmadı.
Hatırlayın, hiç unutmayın ve unutturmayın...
Adnan Menderes, Atatürk dönemini andıran kalkınma hamleleri ve izlediği milli politikalarla şimşekleri üzerine çekti.
Toplumsal çalkantılarla ülke karıştırıldı, siyasi ve ekonomik baskılar eklenip darbenin zemini hazırlandı.
Acıdır ki Türkiyemize dışarıda başbakanını asan ülke imajı yapıştırılırken, içeride de "patron biziz, biat etmeyen bedel öder" mesajı verildi.
Ne zaman doğrulsak başımıza tokmak vuruldu, sürekli ayar çekildi.
Ülkemizi darbelere götüren kırılma noktalarından biri de 1974 Kıbrıs Barış Harekatı oldu.
Adayı Türklerden temizlemeyi kafasına koyan küresel baronlar çok kızdı.
İÇİMİZDEKİ HAİNLER...
Aramıza yerleştirilen hainler aracılığıyla toplum bir kez daha karıştırıldı, ekonomik, askeri ve siyasi tecrit politikaları da uygulanarak Türkiye'ye bu kez 1980 darbesi vuruldu.
1974 hesaplaşması bununla sınırlı kalmadı;
PKK, FETÖ ve ASALA terör örgütleri de başımıza musallat edildi.
Bitti mi, bitmedi!
28 Şubat'ta olduğu gibi 'balans' ayarları ile birileri bize ayar çekmeye devam etti.
Sonrasında IMF prangasından kurtulmuş, yerli savunma sanayi hamlesi başlatmış, birilerinin uzaktan kumanda ettiği terör örgütlerini dize getirip içimizdeki hainler ile patronlarını deşifre etmeye başlamış Türkiye, 15 Temmuz'un o karanlık gecesine sürüklenmek istendi.
BİTECEK Mİ, HAYIR!
Bizimle hesabı bitmeyenlerin, teröristlerini, siyasi ve ekonomik kriz tetikçilerini bugünlerde de üzerimize nasıl saldığını görüyoruz.
Türkiye doğru yolda gittikçe ve şanına yakışır şekilde yürüdükçe ayağımıza çelme takmaya devam edilecek.
Bize düşen ise...
Milli tarihimizle aydınlatacağımız bu yolda, asla ayrı düşmeyerek düşmeden ilerlemektir...