ALTINORDU Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, saha dizilişi ve taktik anlayışı ile topu ve oyunu rakibe bırakmış, ancak ani ve hızlı çıkışları ile de bir tuzak kurmuştu. İstanbulspor, geriye yaslanan rakibi karşısında pozisyonlar buluyor ama kaptırdığı toplarda da tehlikeli kontralar yiyordu. Nitekim daha 4. dakikada bu tuzağa yakalanmışlar ve Furkan Çil, rakibinin kaptırdığı topla tüm yarı alanı geçip topu filelere bırakmış ve takımını 1-0 öne geçirmişti bile. İlk yarı bitene kadar Altınordu kalecisi Erhan, üst üste kurtarışlarla yıldızlaşıyor, 39. dakikada da Enis'in düşürülmesine mutlak penaltıyı çalmayan hakem Suat Arslanboğa, akıllara takılıyordu. Üstün oynamasına rağmen ilk yarıyı yenik bitiren konuk takım, 2. yarıda da hep hücum eden takımdı. 55. dakikada Alper'in direkten dönen topu dışında rakip kaleye gitmekte zorlanan Altınordu, pozisyon veriyor ama gol yememekte de direniyordu. Beşli defansın önündeki dörtlü orta saha ile adeta kalelerinde bir duvar örmüşlerdi. Her gol girişiminde bu duvara toslayan İstanbulspor maçın başında yediği golle 3 puanı İzmir'de bırakırken Altınordu'nun gençleri, akıllı oyun, katı ve sıkı savunma ile zorlu virajı kazasız dönerek ligin zirvesine oturuyordu.