Koncuk, ÖSYM'nin yeniden yapılandırılması amacıyla yeni bir kanun tasarısı hazırlandığını anımsatarak, taslakla ilgili bazı çekincelerinin olduğunu söyledi.
''Ölçme, Seçme Ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı''nı incelediklerini ve değiştirilmesini istedikleri maddeleri, gerekçeleriyle birlikte TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyelerine sunduklarını belirten Koncuk, ''Taslak üzerinde 16 maddede değişiklik teklif eden sendikamız, taslak ile ilgili görüşlerini açıklamak üzere TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nun 19 Ocak'ta yapacağı toplantıya katılmak için başvuruda bulunmuştur'' diye konuştu.
Taslağın ÖSYM'yi özerk bir kurum yapmaktan çok, siyasi bir kurum haline getirdiğini ileri süren Koncuk, ÖSYM'de istenen özerkliğin bu taslak ile sağlanmasının mümkün olmadığını savundu.
''Taslağın bu haliyle yasalaşması halinde, ÖSYM'de kadrolaşma hakim olacaktır. Çünkü taslakla, ÖSYM'de çalışan mevcut personelin hakları 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu devre dışı bırakılmakta ve hiçbir kıstas öngörülmeden yabancı uzman ve sözleşmeli personel alımı söz konusu olmaktadır'' diyen Koncuk, bu madde ile ÖSYM'de kamuda olmayan bir personel istihdamının meydana geleceğini ileri sürdü.
ÖSYM'nin personel yapısının bu kadar farklı olmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını ifade eden İsmail Koncuk, ''Yıllardır büyük bir tecrübe kazanmış, hazır bir kadro elimine edilmek istenmektedir. Bu şekilde yapılacak bir personel istihdam politikası kurumlarımız için kötü bir örnek oluşturabileceği gibi, kamuda huzursuzluğa yol açacaktır'' dedi.
''TASLAK, ÖSYM BAŞKANINA HADDİNDEN FAZLA YETKİ VERMEKTEDİR''
Her yıl 40 civarında sınavı gerçekleştiren ve en az 5 milyon öğrencinin sınava alındığı, 153 sınav merkezinde 120 binin üzerinde sınav salonunda çalışmalarını yürüten ÖSYM'nin Yönetim Kuruluna, amaç, kapsam ve görev alanında uzmanlaşmış, devlet üniversitelerinde görev yapan profesörlerin alınması gerektiğini öneren Koncuk, ÖSYM'nin konusunda uzman kişilerce yönetilmesi ve yetkili sendikanın belirleyeceği bir temsilcinin yönetim kuruluna alınmasıyla şeffaflık ve güvenilirliğin olacağını bildirdi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk, ÖSYM'nin güvenini yeniden tesis edebilmesi için yönetim kurulu içerisinde sivil toplum örgütü temsilcisinin bulunması gerektiğini de söyledi.
Başkanlık seçiminin yönetim kurulunca yapılması gerektiğinin altını çizen Koncuk, ''Çünkü atamaların yönetim kurulunca yapılması bu işlemlerin daha şeffaf olmasını ve siyasi baskılardan uzak tutulmasını sağlayacaktır. Aksi takdirde ÖSYM özerk bir kurum olmaktan çok siyasi bir kurum olarak değerlendirilecektir'' şeklinde konuştu.
Taslağın ÖSYM Başkanına haddinden fazla yetki verdiğini savunan Koncuk, ''ÖSYM Başkanının bu kadar çok yetkiyle donatılması, bu taslak uyarınca oluşturulan yönetim kurulunu işlevsiz bırakmaktadır.
Personel alımında bile yetkisi olmayan bir yönetim kurulunun görev veya yetkilerinin neler olduğu anlaşılmaz bir durumdur. YÖK Başkanı ve rektörlerin yetkilerinin neredeyse sınırsız olduğunun tartışıldığı bugün, ÖSYM Başkanının tek seçici, tek karar verici olmasını demokratlıkla bağdaştıramayız'' dedi.