İhtiras kelimesi günlük hayatta sıkça kullanılan ve dini terimler sözlüğünde de yeri olan bir kelimedir. Manevi anlamda zararlı kabul edilen duygulardandır. Bu kelimenin anlamını ve derinliğini merak edenler, ihtiras ne demek, TDK sözlük anlamına göre ihtiras nedir diye araştırıyor.
İHTİRAS NE DEMEK?
Arapça "hrs" kökünden gelen ihtiras sözcüğü, "şiddetle isteme, aşırı güçlü istek, tutku, arzulama" anlamına gelmektedir. Aşk, kin, nefret gibi duyguların aşırılaşmış hali için kullanılır. İhtiras sahibi kişiye ise muhteris denir. Muhteris kişiler gözü ve gönlü doymayan, aşırı hevesli kimselerdir.
İHTİRASLI OLMAK NE DEMEK?
İhtiraslı olmak; tutkulu olmayı, karşı konulamayan hislere sahip olmayı ifade eder. Aşırı ve güçlü olan tüm istekler bu şekilde ifade edilir. İhtiraslı kişilere muhteris adı verilir. Hırs sahibi olup altından kalkamayacağı işlere girişen kişiler ise kifayetsiz muhteris tamlamasıyla ifade edilir.
İHTİRASLI AŞK NE DEMEK?
Yoğun duyguların yaşandığı, şiddetli ve tutkulu bir ilişkiyi ifade etmek amacıyla kullanılan bu tamlama, kitaplarda ve dizilerde sıkça kullanılmaktadır.
İHTİRAS HİSSİNİN DİNDEKİ YERİ
Dinimizde aşırı hırs maneviyatı zedeleyen ve uygun görülmeyen duyguların başında gelir. Öyle ki ihtirasla ilgili günümüze ulaşan pek çok hadis vardır. Zira nefsani ihtiraslar insanın kalp gözünü perdeler ve hem dünyasına hem de ahiretine zehir saçar. İrade, sabır ve nefsin yenik düşmesi sonucu ihtiras ortaya çıkar. Bu durum manevi dünya için pek çok tehlikeyi beraberinde getirir.
Âdemoğlu yaşlanır. Fakat onda iki haslet gençleşir: Mala ve ömre (yaşamaya) ihtirâs. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i İbn-i Mâce)
Bu zamanda kendisinde şu beş sıfat bulunmayan kimsede mal toplanmaz. Tûl-i emel (sonu gelmeyen istek), ihtirâs, şiddetli cimrilik, korku azlığı, âhireti unutmak. (Süfyân-ı Sevrî)
Para, mal ve mülk, kişinin zâhid olmasına (dünyâya düşkün olmamasına) mâni değildir. Dünyâlığı bulunmayan da zâhid sayılmaz. Dünyânın faydasız şeylerine ihtirâsı olup olmadığı araştırılıp, ona göre hüküm verilir. Bir kimsenin elinde dünyâlığı vardır. Fakat zâhiddir. Birkimsenin de dünyâlığı yoktur. Lâkin zâhid değildir. Mal, insanın silâhı gibidir. İnsan canını, sıhhatini, dînini ve şerefini mal ile korur. (Süfyân-ı Sevrî)
Âhirete îmânı olanın, dünyâya ihtirâsı olmaz. Âhirette cezâ göreceğini kesin olarak bilen kimse, dünyâyı âhirete tercîh etmez. (İmâm-ı Mâverdî)