Salgınla mücadelemize baktığımızda Türkiye olarak çok önemli bir mesafe kat ettiğimizi görüyoruz. Tüm öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımız yaş sınırı olmaksızın aşılama takvimine dâhil edildi.
Sağlık Bakanlığımız ve sahada emek veren tüm sağlık çalışanlarına bu vesile ile bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Okullarımız güvenli yerler çünkü sürekli kontrol var. Salgınla birlikte okullarımızda hijyen koşullarını sağlamak için çok hızlı adımlar attık.
"Eğitim Kurumlarında Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Önleme Kontrol Kılavuzu"nu hazırladık. Okullarımıza sağladığımız temizlik bütçesini bu dönemde 10 kat artırdık, kılavuzdaki koşullar oluşturuldu.
Tüm hijyen koşullarını sağlayarak aşının bize kattığı güçle yeni eğitim öğretim yılına tüm kademelerde tam zamanlı yüz yüze eğitimle başlamak istiyoruz.
600 BİNİ AŞKIN ÖĞRETMENİMLE GÖRÜŞTÜM
Uzaktan eğitim hiçbir zaman yüz yüze eğitimin yerini tutamaz. Bu noktada hepimiz hemfikiriz. İyi bir akademik içerik sunup iyi bir öğretim yapsanız da duygu aktarımı daha sınırlı kalabiliyor. Ben sürekli çocuklarımla, meslektaşlarımla temas hâlindeyim.
Salgın döneminde 600 bini aşkın öğretmenimle çevrim içi buluşmalar gerçekleştirdim. Dijital ortamda hemen her gün bir okulumuza konuk oldum, koşullar müsaade ettikçe fiziken de çocuklarımla bir arada olmaya gayret ediyorum.
Öğretmenin öğrencisinin gözünün içine baktığı, çocukların arkadaşlarıyla paylaştıkları yüz yüze eğitimin ne kadar önemli olduğunu hepimiz salgın döneminde çok net gördük. Okul sadece öğretim yapılan yer değil; "okul" paylaşma, farklılıklara saygı duyma, bir olabilme yeridir.
O nedenle ne kadar zaman olursa olsun öğrencilerimizi yüz yüze eğitimle buluşturmak istedik. Çocuklarımız okulun mutluluğuyla, oyunların sevinciyle bu dönemi bitirsinler, önümüzdeki döneme çok daha büyük bir canlılıkla başlasınlar dedik.
