17 Aralık operasyonuyla gündeme gelen şirket varlıklarına el koyma uygulaması yeni bir tartışma başlattı. Hukukçular, Türkiye'de özel yetkili mahkemeler görev yaptığı sürece bu tür hukuksuz uygulamaların yaşanacağını belirtiyor. Uzmanlar, şirket ve kişilerin mal varlıklarına toptancı bir yaklaşımla el konulmasının Anayasa'nın 38'inci maddesine aykırı olduğunu belirtiliyor. Anayasa'nın 38'inci maddesinin kişilerin mülkiyet hakkını ön plana çıkardığını belirten hukukçular şunları söyledi:
Prof. Dr. Mahmut Koca: Şirket ve kişilerin mal varlıklarına el konulması Türkiye'de yanlış uygulanıyor. Bu konuda Anayasa maddelerine gitmeden önce Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 128'inci maddesi amacından saptırılıyor. Savcının suç olduğunu iddia ettiği eylemden elde edilen kazançlara el konulması gerekiyor. Tamamına konulması mevzuata aykırı. Bu durum bir anlamda savcıya şirketi batırma ve kişileri iflas ettirme yetkisi veriyor.
ŞİRKETLERE ZARAR VERİR
Avukat Kenan Uysal: El koyma kararının, şüpheli olaydan elde edilen gelirlerin dışına taşması görevi kötüye kullanmaya girer. Bu durum hem Anayasa'nın 38, hem de CMK'nın 128'inci maddesine aykırı. 17 Aralık operasyonunda hukuka aykırılıklar var. Aynı aykırılık Ergenekon davasında da görülüyor. Bunun nedeni ise özel yetkili mahkemeler. Bunlar kaldırılmadığı müddetçe bu tür sıkıntılar devam eder.
Avukat Mahmut Doğan: Anayasa'nın 38'inci maddesi kişilerin edindiği mülkiyetin korunması ilkesini koyuyor. Bu nedenle el koyma kararının toptancı bir görüşle alınması Anayasa'ya da aykırı. Bu tür kararlar şirketlerin hayatını devam ettirmesini engeller.
Avukat Ünal Somuncuoğlu: İşadamlarının mal varlıklarına savcılıkça el konulması, bu kişilerin daha başlangıçta suçlu addedilmeleri ve
kamuoyuna suçlu olarak tanıtılmaları sonucunu doğuran haksız bir fiildir. Anayasanın 38'inci maddesine göre ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Bu fiil sadece 38'inci maddeyi değil, mülkiyet hakkını koruma altına alan diğer hükümlerin de ihlali anlamına gelir.
SUÇUN İSPATI ŞART
Anayasa'nın 38'inci maddesi şu hükümleri içeriyor: "Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz."