Avdagiç, İTO'nun aralık ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin maliyet enflasyonuyla karşı karşıya olduğunu, maliyet enflasyonunun salt para politikasıyla halledilemeyeceğini söyledi.
Maliyet enflasyonuyla mücadelede maliye politikası ve hükümetin direkt kontrol politikalarına da ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Avdagiç, bu kapsamda Yeni Ekonomi Programı'nda (YEP) para politikasının da ötesinde, maliye ve direkt kontrol politikalarının da güçlü bir şekilde devrede olacağını kaydetti.
Avdagiç, IMF'nin son 40 yılda uygulamaya soktuğu liberal önlemlerin işi yaramadığını ve durgunluğa sebep olduğunu belirterek, "Piyasanın görünmez elinden medet ummayı bir kenara bırakmalıyız. Bankacılık ve finans sektörünün sözde değil, özde desteğiyle reel sektörün bu süreçten başarıyla çıkacağına inanıyoruz." diye konuştu.
"KAMUNUN REEL SEKTÖRLE DİNAMİK BİR İLETİŞİM İÇİNDE OLMASI SON DERECE ÖNEMLİ"
Şekib Avdagiç, bu süreçte kamunun proaktif rol alarak gerekli desteği vermesi gerektiğini, ekonominin olumluya gitmesinin kamunun gücüyle sağlanabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Şu ana kadar hükümetin bu anlamda öncü olduğunu gördük. Kamunun Türkiye'ye has çözümler üretmesi, bunu yaparken de reel sektörle dinamik bir iletişim içinde olması bize göre son derece önemlidir. Hükümetten, reel sektörün paraya ulaşmasının önündeki engelleri kaldırmasını bekliyoruz. İş dünyasının 2019 beklentileri 3 konu etrafında yoğunlaşıyor; kamuyla iş yapan yüklenici firmalara hak edişlerinin zamanında ödenmesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın İkinci 100 Günlük Eylem Planı'nda da açıkladığı üzere KDV iadesi ödemelerinde hızlı hareket edilmesi ve finansmana erişimde iyileşme sağlanması... Bu 3 konu, reel sektörün ortak paydasıdır. Çünkü bu, reel sektörü gerçek anlamda fonlayacaktır. Daha da önemlisi, finansman maliyetinin bu kadar yüksek olduğu bugünlerde reel sektörü bankalar gözünde güçlendirecektir. Aynı zamanda bankalara ve krediye olan talebi de azaltacaktır."
