Nihayet Karadeniz'in iki kıyısını buluşturduk. Şimdiye dek bu derinliklerde inşa edilen en büyük çaplı boru hattı olan TürkAkım Projesi'nin hayata geçirilmesinin teknik açıdan zorlu bir görev olacağını başından beri biliyorduk. Çalışmak zorunda kaldığımız koşullar — oksijensiz sular, dik kıtasal yamaçlar, Karadeniz'in derinliklerindeki muazzam basınç — bizi yenilikçi düşünmeye, doğanın karşımıza çıkardığı engeller karşısında özgün mühendislik ve tasarım çözümleri geliştirmeye mecbur kıldı. Ayrıca bu şartlar, kalite kontrolü, iş güvenliği ve çevre konularına son derece büyük bir ciddiyetle yaklaşmamız gerektiği anlamına geliyordu.
Tasarımcılarımız ve yüklenicilerimizle beraber, teknolojinin insanlığa bahşettiği en gelişkin kazanımları kullanarak ilerici ve yenilikçi bir proje yarattık.
Bu görkemli projenin CEO'su olarak, mesleki bilgileri ve azimleri, bu zorlu projeyi mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirmemizi mümkün kılan, çok çeşitli milletlerden gelen harika bir ekibe liderlik ettim. 250'den fazla uzmandan oluşan ekibimizde, Rus ve Türklerin yanı sıra 20'den fazla milletten uzmanlar çalıştı. Doğalgaz boru hattımızın açık deniz bölümünün inşaatında dünyanın en büyük ve en gelişmiş gemisini kullandık.
Ayrıca uzmanlarımız, Karadeniz'in her iki yakasında, gerek Kıyıköy'de gerekse Anapa'da, halkın, bitki örtüsünün ve hayvan nüfusunun projemizden asgari düzeyde etkilenmesi için gerekli tüm önlemleri aldı. Hatta, çalıştığımız bölgelerdeki varlığımızın yük yerine kazanım vesilesi olması için her türlü çabayı gösterdik.
Bölge sakinleriyle kurduğumuz güven ilişkisi ve TürkAkım'ın diğer projelere örnek olacak çıtayı belirleyen proje olarak algılanması, bu konularda doğru yaklaşım gösterdiğimizin kanıtı oldu.
Bugün artık projemizin bitiş çizgisine başarıyla ulaştığımız için mutluyuz.
İzninizle bu projenin hayata geçirilmesi için 7 gün 24 saat çalışan 6000 kişilik dev ekibe teşekkür etmek istiyorum. TürkAkım Projesi'ne olağanüstü bir iş çıkardık ve bundan büyük gurur duyuyoruz.