Uluslararası piyasada yükseliş eğilimi ivme kazanan altının ons fiyatı, temmuzda yüzde 11 değer kazandı. Ons altın böylece yıl başından bu yana yatırımcısına yaklaşık yüzde 30 getiri sağladı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle dünya ekonomisine ilişkin belirsizliklerin devam etmesi, gelişmiş ülke merkez bankalarının eşi görülmemiş büyüklükteki genişleme adımları ve ülkelerin borç stoklarındaki artış gibi nedenlerle artan altın talebi, ons fiyatını, temmuzda 1.983 dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesine taşıdı. Altının ons fiyatı tarihi zirvesini görmesinin ardından temmuzu 1.972 dolardan tamamladı.
Dolar endeksindeki değer kaybı, altın ile birlikte tüm değerli metallere olan talebi artırırken, bu dönemde gümüşün getirisi altını geride bıraktı. Gümüşün ons fiyatı temmuzda yüzde 36 değer kazanarak 24,2 dolara çıktı.
Yurt içinde, yükseliş serisini üst üste 8'inci aya taşıyarak, bu anlamda 2001 yılından bu yana en uzun soluklu rallisini gerçekleştiren altının gram fiyatı, temmuzda rekor üzerine rekor kırdı.
Haziran ayını 392 liradan tamamlayan gram altın, temmuzda 444,5 lira ile rekor seviyeyi gördü. Altının gram fiyatı temmuzda bir önceki ay kapanışına göre yüzde 13 değer kazanarak 443 liradan kapanış yaptı.
Ons altındaki yükselişin ivme kazanması ve bu hafta dolar kurundaki artışın etkisiyle son iki haftadaki değer kazancı yüzde 11'e ulaşan gram altın, temmuzda, 2019 kapanışına göre ise yüzde 53 prim yaptı.
"ALTINA DAYALI BORSA YATIRIM FONLARINA GİRİŞLER, 6 YILIN ZİRVESİNE ÇIKTI"
AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan AA Finans Analisti İslam Memiş, ABD-Çin gerilimi, Avrupa Birliği (AB) ve ABD'de açıklanan teşvik paketleri ve küresel ekonomilere dair endişelerin altın fiyatlarındaki yükselişi desteklediğini bildirdi.
Bu gelişmelerin yanı sıra Kovid-19 vaka saylarının artması, siyasi gerginlikler, negatif reel faizler ve doların zayıf seyrinin altın fiyatlarında tarihi rallilerinden birinin yaşanmasını sağladığını dile getiren Memiş, "Altın talebinin artmasıyla, değerli metal fonlarına geçen hafta 3,8 milyar dolarlık giriş gerçekleşti. Altına dayalı borsa yatırım fonlarına girişler, 6 yılın zirvesine çıktı." ifadelerini kullandı.
Memiş, hızlı yükselen fiyatlar nedeniyle bu haftadan itibaren kar satışlarının etkisini artırabileceğine dikkati çekerek, aralıksız 8 haftalık yükseliş trendiyle tüm zamanların en yüksek seviyelerini test eden altın fiyatlarının, kısa vadede güç toplamak için gerileyebileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
Altının ons fiyatında 2.000 dolar seviyesinin önemli direnç konumunda olduğunu aktaran Memiş, değerlendirmesine şöyle devam etti:
"ABD Merkez Bankası'nın (Fed) adımları ve Fed Başkanı Jerome Powell'ın güçlü dolar söylemi, dolar varlıklarında kısa vadeli toparlanmayı gündeme getirebilir. Böyle bir durumda kısa vade için altının ons fiyatı 1.895 dolar, altının gram fiyatı 408 liraya kadar gerileyebilir."
"KISA VADEDE SERT DÜZELTMELER YAŞANABİLİR"
İslam Memiş, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 0,58 ve dolar endeksinin 93,2 seviyelerine gerilemesinin, altının ons fiyatını desteklediğine dikkati çekerek, öte yandan düzeltme yapılmadan devam eden yükselişlerin sağlıksız bir görünüm ortaya koyduğunu ve riskleri artırdığını söyledi.
Orta ve uzun vadede yükselişler devam etse de kısa vadede sert düzeltmelerin yaşanabileceği konusunda yatırımcıları uyaran Memiş, altının bir tasarruf aracı olarak görülmesini tavsiye etti.
Son dönemde fiyatlarda yaşanan ralli ile birçok yatırımcının kısa vadede yüksek kar etme amacıyla al-sat'a yöneldiğini vurgulayan Memiş, şöyle devam etti:
"Sosyal medyadaki yönlendirmelere bakarak al-sat yapan çok sayıda vatandaşımız olduğunu görüyoruz. Bu tasarruf değildir ve çok tehlikelidir. Belirsizliğin arttığı bu dönemlerde öngörülerde de yanılma payı çoktur. Vatandaşlarımız birikimlerini, uzun vadeli olarak düşünerek, farklı yatırım araçlarıyla çeşitlendirmeli."
Memiş, gümüşün ons fiyatında 35 dolar, gram fiyatında ise 10 lira seviyesini önemli direnç konumunda olduğunu belirterek, uzun vadede gümüşün önemli bir yatırım aracı olmaya devam edeceğini, ancak kısa vadede risklerin yüksek olduğunu söyledi.
