AVRUPA'NIN ve Ortadoğu'nun en büyük mücevher fabrikası İstanbul'da yer alıyor. Fabrikada her ay 120 kilogram pırlanta tozu işlemler sırasında yere düşüyor. Türkiye için en katma değerli ihracat maddesi. Kilogramı 60 bin dolar... Eskiden keskin gözlerle yapılan işlemler artık mikroskoplarla yapılıyor. İlk kez SABAH'a kapılarını açan Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, her ay 40 bin ürün çıkardıklarını ifade ediyor. Verdiği bilgilere göre, Arap ülkeleri en iyi alıcı pazar. Ama Avrupa'da da Zen mağazaları hızla büyüyor. Zen'in hikâyesini Eminiş şöyle özetliyor: "Dede kuyumcu, baba kuyumcu... Dedemin çıraklık dönemi Mardin'de 1890'a dayanıyor. Babam da orada yetişmiş. 1956'da İstanbul'a gelerek oradaki telkari işini İstanbul'a taşımışlar. 1975'ten beri işin içindeyim. Babamın dükkânı Nuruosmaniye'deydi. Hem üretim hem de satış vardı. Orada hem sanatı hem de satışı öğrendim. 2000'de Zen'i kurdum. Zen Farsça'da kadın demek. Turgut Özal döneminde turizmin patlamasıyla birlikte elimde çanta güneyi gezmeye başladım. Turistik bölgelerde yabancılara pırlanta satan mağazalar vardı. Onlara satış yapardık. Kazancımızı üretim teknolojilerine yatırdık ve bugün bölgemizin en büyük üreticisi olduk."