Bir dizi inceleme ve ziyaret çerçevesinde Elazığ'a gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte, Elazığ Valiliğinde düzenlenen İl Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. Bakanlar, toplantı sonrası basın açıklaması yaptılar.
Elazığ Valiliği'ndeki basın açıklamasında ilk olarak konuşan Bakan Murat Kurum, Elazığlıların kendilerine inanıp güvendiklerini, kendilerinin ise beklenti ve hayalleri boşa çıkarmadıklarını belirterek, "Toplamda 24 bin 900 konut yapımı planlandı. Elazığ ve Malatya'da toplamda 36 bin konut yapılarak Cumhuriyet tarihinin en büyük deprem dönüşüml
erini hem Elazığ Merkez'de hem de Malatya'da yapmış olduk. Elazığ'da, Mustafa Paşa'da, Abdullahpaşa'da, Rüstem Paşa'da, Sürsürü Mahallesi'nde, Zafran'da, Elazığ içinde gerçekten çok önemli bir deprem dönüşümünü gerçekleştirdik. Aynı zamanda belirlemiş olduğumuz rezerv alanlarda da yeni uydu kentlerin yapımını yapmış olduk. Bu çerçevede yaklaşık 18 bin konutumuzu teslim ettik ve etaplar hâlinde teslim sürecimiz devam ediyor." bilgisini verdi.
DEPREM KONUT BEDELLERİ İLE İLGİLİ MÜJDE
Vatandaşların kentsel dönüşüm konutlarında ödemelerin nasıl olacağı ile ilgili beklentilerinin olduğunu ve bugün yapılan istişarelerde yeni karar aldıklarını açıklayan Bakan Kurum, şu müjdeyi verdi:
"Kentsel dönüşümden hak sahibi olan kardeşlerimiz de bundan böyle AFAD'dan hak sahibi olan kardeşlerimizle aynı ödeme imkânlarına kavuşuyor. Konut bedelleri, AFAD'da vermiş olduğumuz hak sahipleri ile vatandaşlarımızın almış olduğu konut fiyatlarına yakın bedeller olacak. Ödemeleri de Eylül 2022 itibariyle başlayacak ve faizsiz bir şekilde, 18 yıl eşit taksitle ödemelerini gerçekleştiriyor olacaklar. Bu da açıkçası kentsel dönüşümde deprem dönüşümünde vatandaşlarımızın mağdur olmamaları adına attığımız bir adımdı. Biliyorsunuz hak sahibi olamayanlar, yine ikinci evi olanlar gibi problemler vardı. O günkü yapmış olduğumuz istişarelerde böyle bir çözümü Sayın Bakanımızla (İçişleri Bakanı Süleyman Soylu), milletvekillerimizle birlikte bulmuştuk."
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ HİÇBİR AFETİN ALTINDA KALMAMIŞTIR"
"Büyük bir dönüşümü gerçekleştirmiş olduk." Diyen Murat Kurum, her afette İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere bakan ve milletvekilleriyle birlikte afet bölgesine gittiğini hatırlatarak, "Allah'a şükür Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir afetin altında kalmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız talimatı çerçevesinde, vatandaşımızla birlik beraberlik ruhu içerisinde bu çalışmaları yürüttük. Allah'ın izniyle bundan sonra da aynı anlayışla çalışacağız. Biz Elazığ ve Malatya'ya geldiğimizde, Antalya'ya, Giresun'a, Kastamonu'ya gittiğimizde biz de artık kendi memleketimize gitmiş gibi hissediyoruz. Burada aylarca, günlerce kaldık. Sağ olsunlar onlar da bizi bağırlarına bastılar. Bugün büyük bir coşkuyla, heyecanla Bakanımızı, bizleri, ekibimizi karşıladılar. Şimdi de açıkçası 24 Ocak'ta çektiğimiz acının, hüznün yerine mutluluğa hep birlikte şahit olacağız."
SÜLEYMAN SOYLU: İŞLER TIKIR TIKIR İLERLİYOR
Elazığ-Malatya depreminden sonra yaşanan sel, yangın, deprem, çığ gibi peş peşe gelen afetlerde hem Türkiye'nin hem de insanların büyük bir sınavdan geçtiğini söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Afetlerin acı tecrübeleri var. Afetlerin şöyle bir sonucu da var: Şehirler yenileniyor. Hem altyapısı ile yenilenmiş oluyor, binalar yenileniyor. Yeni dönemin hem imar ve inşaat hem de ihya açısından modelleri de ortaya çıkmış oluyor." dedi.
İki gün önce Kastamonu Bozkurt'ta olduklarını hatırlatan İçişleri Bakanı Soylu, "Ne başlanmışsa ne söylenmişse, nasıl burada yapılıyorsa orada da aynı şey ortaya konuluyor. Yani tıkır tıkır işler ilerliyor. Bütün bakanlıklar ilerliyor. İller Bankası, DSİ, TOKİ, AFAD kendi görevlerini yapıyor. Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, sivil toplum kuruluşlarımız. Hepsi kendi görevini yapıyor." diye konuştu.
SÜLEYMAN SOYLU SÖZLERİNİ ŞU ŞEKİLDE TAMAMLADI:
"Sayın Bakanımızla bir hafta önce İzmir'deydik. Bir afat konutu prototipi vardı Türkiye'de. Renksiz, en asgari donanımlar… Bunu bu ülkenin bir evladı olarak söylüyorum: Türkiye böyle bir afet konutu modelinden, neredeyse orta-üst donanım diyebileceğimiz bir konut modeline geldi. Bu da Türkiye'nin geldiği noktanın, geldiği seviyenin neresi olduğunu göstermektedir."
