Çağa damgasını vuran bazı filmler gerçekten de projede yer alanlara pek uğurlu gelmedi. Hatta öyle biri var ki aralarında senaryoya kimin adı yazılsa sırayla hayata veda etti, hem de hiç beklenmedik anda. Bazılarının oyuncuları hayatlarının en korkunç günlerini yaşadı..Bu yüzden de bu filmler sinema tarihine 'lanetli filmler' olarak geçti... İşte o filmler.. Sinema tarihinin en çok izlenen yapımlarından biri olan Matrix Reloaded da lanetli filmler listesinde yer alıyor... İşte bu filmle ilgisi olan oyuncuların başına gelenler: Filmde rol olması planlanan hatta bir kaç sahnesi de çekilen genç şarkıcı Aliyah, 2001'de Bahamalar'dan dönerken uçak kazasında hayatını kaybetti. Ardından da 'Matrix Reloaded' filminde Oracle rolünü üstlenen Gloria Foster, şeker hastalığından kaynaklanan komplikasyonlar yüzünden öldü. Bu arada Trinity karakterini canlandıran Carrie Anne Moss da pek çok 'iş kazası' geçirdi; bacağını kırdı. Yönetmen Terry Gilliam'ın yaklaşık 10 yıl olgunlaşmasını bekledikten sonra çekmeye başladığı The Man Who Killed Don Quixote da yapım aşamasında tersliklerin birbiri ardına yaşadığı bir film olarak tarihe geçti. Filmin 70 yaşındaki oyuncusu Jean Rochefort, sette bir enfeksiyon yüzünden hastalandı ve tedavi için Paris'e gönderildi. Ancak filmin diğer başrol oyuncusu Johnny Depp'in programı Rochefort'un sete dönmesini bekleyebilmesini engelliyordu. Çekim başladıktan sadece 5 gün sonra kamera 'stop' dedi. Film bir daha da çekilemedi. 'Game of Death' filminde birlikte oynayan baba - oğul Bruce ve Brandon Lee de lanetlilerden sayılıyor. Bruce Lee filmin çekimleri sırasında beyin kanamasından öldü. Bruce Lee'nin oğlu Brandon Lee'nin kaderi de genç yaşta ölmekti. Brandon Lee 'The Crow' filminin çekimi sırasında oyuncak tabancadan çıkan ve belkemiğine saplanan kurşunun çıkarılması sırasında ameliyat masasında hayata veda etti. Hollywood'un lanetli filmlerinden bir diğeri de korku filmi 'Poltergeist'.Bu filmin çekimlerinde rol alan dört oyuncu, çeşitli nedenlerle öldü Bu oyunculardan Heather O'Rourke, daha 12 yaşında septik şoka girerek hayata veda etti. Filmde onun kızkardeşini canlandıran Dominique Dunne, erkek arkadaşı tarafından öldürüldü. Kötü ruh rolündeki Julian Beck, mide kanserinden kurtulamayarak can verdi. İyi ruh rolünü üstlenen Will Sampson ise kalp - akciğer nakli ameliyatına girdikten sonra yaşamını yitirdi. James Bond serisinin Quantum of Solace halkasının setinde de aksilikler bitmek bilmedi. Daniel Craig çekimler sırasında elini ve bir parmağını boydan boya kesti. Oyuncu, çok kan kaybetti. Film ekibinden 29 yaşındaki mühendis Fraser Dunn, 300 bin dolarlık Aston Martin marka araçla İtalya'daki Garda gölüne düştü ve ölümden döndü. Bu kazadan altı gün sonra 40 yaşındaki dublör Aris Comninos, filmin çekimi sırasındaki bir kovalamaca sahnesinde meydana gelen çarpışmada ağır yaralandı. Bu olaydan iki hafta sonra da filmin İngiliz teknisyeni Avusturya'da bir kadın tarafından bıçaklanarak ağır yaralandı. Mel Gibson'ın yönettiği The Passion of the Christfilminin kadrosundaki oyuncuların başına da pek çok aksilik geldi. Filmin yapım asistanı Jan Michelini, çekimler sırasında tam iki kez yıldırım çarpması sonucu ölümden döndü. Michelini'ye ikinci kez yıldırım çarptığında onu korumaya çalışan aktör Jim Caviezel de yaralandı. Bir eskimo savaşçısının büyük kent yaşamına uyum sağlama çabalarını konu alan The Incomparable Atuk adlı romandan uyarlanan Atuk adlı filmin hazırlıkları sırasında yaşananlar da dudak uçuklatacak türden. Filmin ana kahramınını beyazperdede canladırmayı çok isteyen aktör John Belushi, bu hayalini gerçekleştiremeden 1982 yılında aşırı dozda uyuşturucudan öldü. Rol daha sonra Sam Kinison'a verildi. Ancak finansal sorunlar yüzünden çekimler iptal edildi. Kinison daha sonra bir motosiklet kazasında yaşama veda etti. Aynı rolün önerildiği John Candy senaryoyu aldıktan kısa bir süre sonra kalp krizinden öldü. Son olarak rol Chris Farley'e teklif edildi. Ancak o da tam rolü kabul etmek üzereyken aşırı dozda uyuşturucudan öldü. Superman filmleri, rol alan aktörlere belki ani bir şöhret getirdi ama onlardan bir çok şey de götürdü. Son Superman Cnhristopher Reeve 1995'te attan düşerek felç oldu ve ölene kadar tekerlekli sandalyeye mahkum olarak yaşadı. Ondan önceki Superman George Reeves'in kaderi de kötüydü. 1960'lı yıllarda ABD'de televizyonlarda yayınlanan Superman'in Maceraları adlı dizinin yıldızı Gegorge Reeves'in ölümü Hollywood'un en esrarengiz vakalarından biri olarak tarihe geçti. Nişanlısı Leonore Lemmon ile birlikte evlerinde küçük bir parti veren Reeves, birden izin isteyip üst kata çıktı. Bir kaç dakika sonra yukarıdan bir el siah sesi duyuldu. Telaşla yatak odasına çıkanlar Reeves'in kanlar içindeki cesedini yerde yatar buldu. 45 yaşındaki aktör görünüşe göre intihar etmişti. Ancak Reeves'in annesi Helen Bessolo, oğlunun asla intihar edecek biri olmadığında ısrar ediyordu. Dedektifler de annenin savlarını destekleyecek kanıtlar buldular. Reeves'i nişanlısı Leonore mi öldürmüştü. Yoksa terk ettiği eski nişanlısı Toni Mannix mi ? Belki de eski nişanlının sonradan evlendiği Eddie Mannix'in tuttuğu tetikçi? Yoksa George Reeves, nişanlısının söylediği gibi gerçeken depresyonda mıydı. Bir iddiaya göre Reeves'in terk ettiği eski nişanlısı Toni Monnix 1983'de son nefesini vermeden önce günah çıkarırken Reeves'i kendisinin öldürdüğünü itiraf etti. Ama kesin gerçek hiçbir zaman tam olarak ortaya çıkarılmadı. Rosemary'nin Bebeği filminin çekimleri sırasında yönetmen Roman Polanski'yi vurdu ve hayatının en büyük travmalarından birini yaşadı Roman Polanski, Rosemary'nin Bebeği adlı iddialı filmi gösterime girdikten kısa bir süre sonra eşi Sharon Tate'i kaybetti. 9 aylık hamile olan Tate, Manson ailesinin kurbanı olmuştu. 1961 tarihli The Misfits (Uygunsuzlar) daha yapım aşamasındayken aksilikler başlamıştı. Filme mekan olacak bölgede hüküm süren aşırı sıcaklar nedeniyle çekimler sürekli ertelendi. Ama çekim başladıktan sonra da aksilikler bitmedi. Başrol oyuncuları Marilyn Monroe, Clark Gable ve Montgomery Clift, çekim boyunca kişisel sorunlarıyla uğraşmak zorunda kaldı. Ama en kötüsü de Gable'ın filmin çekimi bittikten bir gün sonra kalp krizi geçirip tam 11 gün sonra da ölmesiydi.