Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERT VİDİNLİ

Kahve yemeklere de yakışıyormuş!

Salt Galata'da gerçekleştirilen Nespresso Atelier'in üst düzey gastronomi deneyiminde, bir grup lezzet avcısı olarak Michelin yıldızlı Fransız şef David Martin ile halis muhlis Türk şefimiz Maksut Aşkar'ın elinden çıkan yemekleri tadacaktık. Yani en azından öyle sanıyorduk. Martin; sen git Zürih'te, Stockholm'de, Antwerp'de marifetlerini göster, İstanbul'a gelince rahatsızlan! Oldu mu şimdi! Tam bir sanatçı bahanesi olmuş. Neyse o deneyimle ilgili hayallerimiz suya düşse de, davetliler şehrin en popüler şeflerinden Maksut Aşkar'ın yemekleri ile yetinmeyi bildi, hiç de şikayet etmedi. Ben hariç! O gün detoksumu bozmama kararı aldım. Ne de olsa Maksut'un lezzetlerine Neolokal'den aşinayım; istediğim zaman gidip kendime ziyafet çekebilirim, haksız mıyım? Şimdilik detokstayım; pardon Maksut... Peki bu yemeğin sonunda ne mi öğrendim? Mönüye bir göz attım ve bugüne kadar kahveye haksızlık ettiğimi gördüm. 'Aman tok tutar, filtre kahve içeyim', 'Sabahları sersemliğimi alır, bir espresso lütfen', 'Uykumu açsın, bir macchiato' demekten öteye geçmemişim ama kahve aslında birçok yemekle eşleşiyormuş, vay be! O akşamki mönüde kahveli badem püresi ile servis edilen siyah levrek, kahveli katmer ile hazırlanan kurutulmuş kuzu fileto, kahveli tereyağ ile yapılan ahtapot ve karides ile patates kremalı confit davetlilerden tam not aldı. Neyse gidip kendime bir kahve yapayım ben...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA