Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERT VİDİNLİ

Kafamızda baretlerle tarihi binada yemek

İstanbul Soho House'un bünyemizde yarattığı etkiye alıştık; üyelik sistemine, mimari cazibesine, eski Amerikan Konsolosluğu binasının değişimine... 'Kreatif insan kimdir?' sorusunun cevabını da bir bir öğrettiler. Ne de olsa kulübün üyelik standardı o; yaratıcı olmak... İstanbul'dan bir adım sonrası, kulüp üyelerinin dünya çapındaki Soho House'ları ziyaret etmesiydi... Tabii ödenen üyelik parasının hakkını vermeleri gerekiyor. Soho House'un kurucusu Nick Jones'tan geçenlerde samimi ve cezbedici bir davet e-postası aldım. Londra'daki yeni projesi The Ned'e davet ediyordu. Londra'da bankalar bölgesi olarak bilinen City'de, Sydell Group ortaklığı ile yepyeni bir konsept yaratıyormuş. 1926'da inşa edilen, dönemin en büyük bankası Midland'in tarihine ve dokusuna sadık kalarak yeni bir üyelik modelinin uygulanacağı bir kulüp ve otel yaratıyor. "Gelin, şantiyeyi gezdireyim size" diyordu Nick. Biz de hazırlanıp şantiyeye doğru yola çıktık. Fotoğraf çekmek yasaktı... İçeri girer girmez kafamıza birer baret taktık ve dev şamdanlarla aydınlatılan, etrafta işçilerin, garsonların ve havalı giyimli İngilizlerin dolandığı bir tarihin içine girdik. 252 oda, yedi restoran ve Türk hamamı olan binanın alt katındaki kasa alanı, üyeler için... Yani anlayacağınız, banka kasası içinde özel bir yaşam alanı tasarlıyorlar. Cecconi's yemeklerinin servis edildiği davette, bir caz grubu da 1920'lerden parçalarla bize eşlik ediyordu. Hafızalarımızda unutulmaz bir anı olarak kaldı...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA