Cuma günkü yazımda, politikaya merakımın arttığından ve gazetelerdeki siyasi gündeme dair haber ve yazıları bir bir okuduğumdan bahsetmiştim. Bir akşamüstü dostlarla toplanmışız, sıcak İstanbul akşamında gündemle ilgili sohbet ediyoruz. Fikir ve bilgi sahibi olanlar, politik şov yapıyor adeta. Masadakilerin, değme politikacılara taş çıkartan tavrına şapka çıkarıyorum. Helal olsun! "Hayırdır kuzum? Eğitim mi aldın yoksa?" diye soruyorum. "Aynen öyle" diyor. Arkadaş, bir süredir siyaset bilimi dersi alıyormuş. Bugüne kadar apolitik olan gençler yani bizler, şimdi siyasete merak sardık. Üstelik bir de ders almaya başladık. Evet, 2016 yazının sıcak gündemiyle birlikte ortaya yeni bir trend çıktı: Siyaset dersleri... Önceden moda, trend, kişisel gelişim eğitmenlerinin ve fenomenlerinin peşinde koşanlar, gündemin politikleşmesiyle birlikte siyaset bilimcileri ve uzmanları takip etmeye başladılar. Herkes siyaset bilimleri terimlerini ve ülkelerin siyasi tarihini öğrenmenin peşinde. Tam isabet çünkü ağzı olanın konuştuğu bir dönemde, altyapımızı güçlendirmek önceliğimiz olmalı. kişisel gelişim out Mesela; OHAL nedir, nasıl uygulanır? Televizyonlarda haber kanallarını es geçenler, magazin sayfalarında kim kiminle ne yapmış ezbere bilenler, şimdi saati 150-200 liraya ders alarak gündemdeki gelişmeleri anlamaya çalışıyor. Dersler; üniversite hocaları tarafından haftada bir-iki saat, iki-üç kişilik gruplara veriliyor. Tarih, rejimler ve dünya politikası gibi konulara eğiliyorlar. Moda alanında çalışan iki arkadaşım, bugünlerde politika kitaplarının arasında dirsek çürütüyor. Siyasete şekil verenleri anlarsak, belki bizim de bir katkımız olur, ne dersiniz? Hal böyle olunca, yıllardır elimizden düşürmediğimiz, birbirinin aynısı kişisel gelişim kitapları out, politik kitaplar in olacaktır. Peki son günlerin en çok merak edilen popüler terimleri neler?
İşte top 5:
1- Darbe kalkışması/girişimi
2- OHAL
3- Paralel devlet
4- Başkanlık sistemi
5- Milletin iradesi
Sabaha kadar gündem sohbeti
Bir iş toplantısı için önceki gün apar topar Bodrum'dan İstanbul'a döndüm ve Nişantaşı ahalisinin arasına karıştım. Yaz indirimine koşup mağazaları indirenler mi dersiniz, Teşvikiye'deki irili ufaklı kafelerde sandalye kapmaya çalışanlar veya pilatesten yogaya yetişenler mi... Her yer süt liman; büyük şehir insanı, hızlı bir şekilde silkelenip kendine gelmiş. 24 saatlik İstanbul turumda denk geldiğim tanıdıkların ortak gündemini sizinle paylaşayım... çok bile kalmışsın! 1- 'Kaçıp gideceğim buralardan' muhabbeti... Ah be güzelim, ben sana ne diyeyim... Buraları terk edip gitmek senin için en kolayı ise buyur git, çok bile kalmışsın. Niye kafamızı şişiriyorsun ki! Bu insanları anlayamıyorum. Madem kendi toprağına sahip çıkmıyorsun, aidiyet hissin falan kalmamış, yazık sana... Ülkemizin değerli topraklarında küçük bir kasabaya yerleşebilirsiniz, bunu anlayabilirim. O his ara ara bana da geliyor; kalabalıktan arınmak, doğaya sarılmak istiyorum. Hollywood yıldızlarının bile ülkemizden ev, koy aldığı bu dönemde, sen de bir sahil kasabasına kaçabilirsin elbet. Ne de olsa bunun adı; büyük şehir sıkışması. 2- 'Evde toplanıyoruz; hem gündemi masaya yatırıyoruz, hem de teras/bahçe partisi düzenliyoruz' diyenler. Onlar da günün ve gündemin yorgunluğunu eğlenerek çıkarıyor, sabahın ilk ışıklarına kadar sohbet ediyorlar. Bir zamanlar komşuluk da böyleydi. Şimdi nerede, o sevgi bağı kalmadı ki. Günün yorgunluğunu açan, zihin açıcı bir etkinlik, yani tam benlik! Ee bunca zaman aşktan meşkten konuştuk, çok kadeh tokuşturduk, biraz da ülke gündeminden dem vuralım.
Bu cesareti alkışlamak gerek
Biz lifestyle yazarları, işimiz gereği Bodrum-Çeşme hattından yazıp çizip bir tuşla gazeteye yazımızı gönderiyoruz. Ancak 24 saatlik son İstanbul molamda bir kez daha anladım ki; Türkiye'nin özgürlüğünü, demokrasiyi ve bu ülkeye ait değerleri savunan SABAH Gazetesi, yaşanan hain darbe girişiminin ardından güçlükle de olsa baskıya yetiştirilebildi. Böyle zorlu şartlar altında görevini yapan tüm SABAH çalışanlarını tebrik etmek lazım. Ekonomiden politikaya, spordan magazine kadar tüm bölümlerde emek veren gazetecilere cesaretlerinden dolayı helal olsun! Ülkemize ve huzurumuza kastedenlere karşı sergilediğimiz birlik ve beraberlik ders olsun. İyi ki GÜNAYDIN yazarıyım. #bizbirliktecokguzeliz
