Uzaktan eğitim EBA TV, sosyal medyanın geyik konusu oldu. Öğretmenin kıyafetine takan da var, İngilizce dersinde bir öğretmenin miyavlamasıyla dalga geçen de… İki oğlum da EBA'nın internet sitesini ve TRT'deki yayınlarını devamlı takip ettikleri için sistemi yakından gözlemleme şansım oldu. Öğretmenlerin EBA'nın sitesinden öğrencilere ders videoları ve ödev vermeleri gayet başarılı. Büyük oğlum TRT'de izlediği dersleri daha iyi anladığını söyledi, küçük oğlum ise EBA'nın sitesini yoğun bir şekilde kullanıyor ama kullanma saatlerinin kısıtlı olmasından şikayetçi. Milli Eğitim Bakanlığı kısa bir sürede büyük bir iş başardı bence. Ekrana çıkan hocalar iyi seçilmiş, çocukların dikkatini çekmek, konuları renkli eğlenceli anlatmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Klavye başında öğretmenin kedi taklidiyle dalga geçenlerin çocuğu yok galiba! Öğretmen dersi siz büyüklerin değil, 7-8 yaşındaki çocukların dikkatini çekmeye çalışıyor! EBA'ya notum 10 üzerinden sekiz. İki puanı sitenin aşırı yoğunluk yüzünden sadece belli saatlerde öğrencilere hizmet verebilmesi yüzünden kırdım. Eğer EBA, gelecekte öğretmenlere öğrencileriyle 'Zoom' uygulaması gibi görüntülü iletişim imkanı da sunarsa eğitim sistemimizi kökten değiştirecek derecede başarılı bir sistem olabilir. Emeği geçen herkesi kutluyorum.
Doktora bu yapılır mı?
Sakarya'da bir apartmanın girişine şu yazı asılmış: "Apartmanımızda ikamet eden sayın sağlık çalışanları, apartmana girip çıkarken giriş kapıları ve merdiven korkuluklarına temas etmemenizi önemle rica ederiz." Yıldırım A. adlı doktor da yazının boş kalan kısımlarına şu sözleri yazmış: "Bu apartmanda ikamet eden tek sağlık çalışanı benim hepimiz biliyoruz… Bu sürecin sonunda yine çalıştığım hastaneye gelecek, kapımı vurup odama girecek, ceketinizi düğmeleyip benden kendiniz için yine ayrıcalık isteyeceksiniz. İşte o zaman dilinizi koparır, çenenizi kırarım. Bilginize." Apartmanın yöneticisi büyük ihtimalle Sabri Bey'e benziyor ve fazla pimpirikli. Doktora sanki koronavirüs kapmış gibi direktifte bulunmak çok kaba hareket. Koronavirüs tehdidi altında çalışıp akşam yorgun argın eve dönüp bu uyarıyla karşılaşmak sinir bozucu! Doktorun tepki göstermesi normal ama yanıtı fazla egolu ve öfkeli olmuş. Bu stresli günlerde empati kurmaya daha çok ihtiyacımız var.
2 yıl önceden virüsü bildi
2018 yapım My Secret Terrius, bir Güney Kore dizisi olmasına rağmen şu sıralar internet ortamında çok izleniyor.
Çünkü iki yıl önce çekilen 16 bölümlük dizinin 10'uncu bölümünün 53'üncü dakikasında aynen şu diyalog geçiyor:
Doktor: Daha fazla araştırma yapmalıyız ancak koronavirüse benziyor.
Polis: Korona mı? MERS mi yani?
Doktor: Koronavirüs, MERS ve SARS bildiğimiz grip. Hepsinin ailesi ve genleri aynı. Koronavirüs solunum sistemine saldırıyor. 2015'teki MERS salgınında ölüm oranı yüzde 20'den fazlaydı.
Polis: Ama silah olarak kullanılacak kadar ciddi değil haksız mıyım?
Doktor: Dediğim gibi bu virüs mutasyona uğramış.
Biri onu ölüm oranı yüzde 90 olacak şekilde ayarlamış. Daha da kötüsü koronavirüsün kuluçka dönemi 2 ile 14 gün arasında. Virüs aktif olduktan sonra sadece 5 dakika içinde akciğerlere saldıracak şekilde ayarlanmış.
Polis: Tedavisi var mı?
Doktor: Şu anda bir tedavisi ya da aşısı yok.
'Yok, artık' dediğinizi duyar gibiyim! Aslında korona gripten, SARS'a MERS'e kadar uzanan çok geniş bir virüs ailesi. Senarist, dizide bir salgın hastalıkla ilgili diyalog yazarken bu bilgilere rahatlıkla internetten ulaşmış olabilir. Peki, COVID-19 bir biyolojik saldırı mı?
Başta Amerika, Çin ve Avrupa'ya büyük zarar veren, tüm dünyaya yayılan ve küresel ekonomiyi çökerten bir biyolojik saldırı hangi ülkeye fayda sağlar ki? Bu virüs salgını uzaylılar dışında kimsenin işine yaramaz! Tabii onlar da dünyayı ele geçirmek istiyorlarsa!
