Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TUBA KALÇIK İLE GÜNDEME DAİR TUBA KALÇIK

Yönetmen Tunç Başaran: Tek parti dönemi faşistti insanlar sefalet içinde öldü

Uçurtmayı Vurmasınlar ve Piano Piano Bacaksız gibi unutulmaz filmlerin yönetmeni Tunç Başaran, “Sanatın politik bir amacı yoktur, zaten olmamalı” dedi. Usta yönetmen, bugünün CHP’si ile Tek Parti dönemi hakkında çarpıcı tespitlerde bulundu

Sinemamızda unutulmaz filmlere imza atan Tunç Başaran GÜNAYDIN'a konuştu.
Düşünülenin aksine 'Uçurtmayı Vurmasınlar' filminin politik bir film olmadığını söyleyen Başaran, filmde sevgiyi anlatmak istediğini söyledi. "Sanatın politik bir amacı yoktur, zaten olmamalı" diyen Başaran, sanatçının ideolojisini kendisine saklaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
- Efsane yönetmen Memduh Ün, sinema kariyerinizde çok önemli bir yere sahip...
Evet. Sinemada ne öğrendimse Memduh Bey'den öğrendim. Memduh Bey, annemin arkadaşıydı. Sinemacı olmak istiyordum.
Memduh Bey'e ilk film hikayemi götürdüm.
Çok beğendi ve benden asistanı olmamı istedi.
Ve böylece sektöre adım attım. Çok uzun süre yanında çalıştım. Memduh Bey, çalışması zor bir insandı. Ama çok büyük tecrübe edindim yanında. Bir süre başka yönetmenlerle çalıştım ve sonra da askere gittim.



POLİTIK FİLM DEĞİL, BİR SEVGI ÖYKÜSÜ

- 'Uçurtmayı Vurmasınlar' filminiz, bir döneme damga vurdu. Hatta Türkiye'nin ilk Oscar aday adayı oldu. Film, 12 Eylül dönemini anlatıyor bir çocuğun gözünden...
Hayır. Katılmıyorum size. Bir sevgi filmidir 'Uçurtmayı Vurmasınlar'. Filmi bu duygularla yaptım. Hiç politik bir film değil düşünülenin aksine. Ben filmde mekan olarak hapishaneyi seçmiştim sadece. Aynı filmi tren garında da çekebilirdim. Benim amacım sevgiyi anlatmaktı. Sanat eserlerini herkes kendine göre yorumlar. Bence sanatın politik bir amacı yoktur, zaten olmamalı.


- Sanatçılar için de aynı şeyi düşünüyorsunuz musunuz?
Sanatçı hizmeti kendine yapmalı. 'Ben solcuyum, sol film yaparım. Sağcıyım sağ film yaparım' diye bir şey olmamalı bence.
Sen yap, filmini izleyen kendi dünyasına göre yorumlasın. Sanatçının ideolojisi varsa kendine saklasın.
- Erdal Beşikçioğlu size benzer şekilde "Sanatçı hiçbir ideolojiye ait olmamalı' dediği için sol çevrelerden tepki gördü.
Çok doğru söyledi. Erdal Beşikçioğlu bunu söylediği için sanatıyla yaşar ama ona tepki gösterenler yaşayamaz. Oscar Wilde der ki 'Sanatın amacı yoktur.' Ben de onun gibi düşünüyorum.


- Yeni bir film projeniz var mı?
Var, bir dönem filmi çekeceğim. Adı 'Tiyatoro' olacak. Filmde 1946'yı anlatacağım.
CHP hükümeti kaybettiği 1946'daki seçim sonrası tiyatro kurmak ister; halka tiyatro yoluyla hükümetin politikalarını anlattırmak için. İki tane de emekli tiyatrocuya teklif götürür. Biri kabul eder, diğeri de 'Ben bu işe alet olmak istemiyorum' diyerek kabul etmez, faşizan tek parti döneminin uygulamalarının yanında olmak istemez.
Ve ikisi de birbirine karşı ayrı tiyatro grupları kurarak köyleri kasabaları gezmek için yola koyulurlar. Hikayedeki kilit karakter ise ikisinin gençken aşık olduğu bir kadın.
Film aslında bir yol hikayesi. Filmi en geç 2020'de çekmeyi planlıyorum. Senaryo üzerinde hâlâ çalışıyorum.



İSMET İNÖNÜ MAĞDURUYUM

- 1938 doğumlusunuz ve filme de konu olan tek parti dönemini yaşadınız. O yılların sizde bıraktığı iz ne?
Atatürk öldüğünde 10 günlüktüm. Onunla 10 gün de olsa aynı dönemde dünyaya geldiğim için gurur duyuyorum. Atatürk sonrası tek parti dönemi, tek kelimeyle berbattı.
İsmet İnönü mağduruyum. Tek parti dönemi, faşist bir dönemdi. Soldan da, sağdan da insanlar çok mağdur oldu. Sefillik içinde öldü insanlar. Karneyle ekmek alıyorduk.


- Bu, günümüze nasıl yansıdı sizce?
İnsanlar çok çekti. CHP hâlâ niye halkın çoğundan oy alamıyor biliyor musunuz?
Tek parti döneminde yaşattıklarından dolayı...
Hâlâ hafızalarda o yıllar... İsmet İnönü, Atatürk'ün izlerini silmek için her şeyi yaptı.
Atatürk, dünyadaki gelmiş geçmiş en büyük liderlerden biri. Yaşadığı dönemde herkesi birleştirdi, bir araya getirdi. Bakın ilk meclise; herkesi temsil eden vekiller var. Böyle özel bir liderdi. İnönü ne yaptı? Paralardan Atatürk'ün resmini kaldırdı, devlet dairelerinden de resmini kaldırıp kendininkini koydu.
Sen Atatürk gibi bir insanın izlerini nasıl silmeye kalkarsın? 1960 darbesi öncesi yalan haberler çıkarıp halkı sokağa dökmek istediler.
'Gençler kıyma makinesinden geçirilerek öldürüldü' yalanını çıkardılar. O zaman 20'li yaşlarımın başında üniversitede okuyordum, iyi hatırlıyorum.
Büyük yalanlar çıkardılar. Milleti sokağa döküp 27 Mayıs Darbesi'ne kılıf buldular. '27 Mayıs darbe değil' diyen ahmaklar var hala bunları anlamak mümkün değil. Darbeydi düpedüz.



SETTE ÇOK DİSİPLİNLİYİM, GÖREVİNİ EKSİK YAPANI AFFETMEM

- Atıf Yılmaz'dan Ömer Lütfi Akad'a, sinemamızın usta yönetmenleriyle çalıştınız. Önemli bir tecrübe olmuştur sizin için...
Tabii ki. Yönetmen, setteki tek otoritedir. Mesela Memduh Ün, bu otoriteyi çok iyi sağlıyordu, oyuncuları çok iyi yönetirdi. Ama Atıf Abi oyuncu yönetimini bilmezdi. Onun için Atıf Abi'nin filminde hep ünlü oyuncular rol alırdı, yeni bir ismi parlatamazdı. Ben de sette Memduh Ün gibiyim. Disiplinli ve otoriterimdir. Oyuncunun performansını en iyi şekilde ortaya çıkarmasını sağlarım. Görevini eksik yapanı affetmem mesela.


KAZANDIĞIM TÜM PARAYI BİR FİLMDE KAYBETTİM

- Sinemaya ara verdiniz, 15 yıl reklam sektöründe çalıştınız. Bu sektörden kazandığınız tüm parayı sinemaya yatırdınız. Büyük riskti, peki değdi mi?
Büyük riskti ama ben bayılırım risk almaya. Üçlememin birincisi 'Biri ve Diğerleri', milat bir filmdir. Tek mekanda film çekmek zordur ama ben bunu yaptım. Kazandığım tüm parayı kaybettim bu filmde. Çok az izlendi ama olsun. Yine olsa yine çekerdim bu filmi.

BAŞUCUMDA KURAN'I KERİM VE NUTUK VAR

- Atatürk'ü anlatan bir film çekmek istiyor musunuz?
Evet, çok isterim; özellikle Çankaya yıllarındaki sofrasını... Atatürk'e büyük bir hayranlık besliyorum. O birçok lidere de ilham olmuş, çok öngörülü bir lider. Benim başucumda ilk Kuran'ı Kerim var, sonra da Atatürk'ün eseri Nutuk. Gençlere de Nutuk'u okumalarını mutlaka tavsiye ediyorum.

BİR GECEDE SİNEMAYI BIRAKTIM

"Türk sinemasında bir dönem cinsel ağırlıklı filmler çoğalınca bırakmak zorunda kaldım. Sinemayı bırakmaya bir gecede karar verdim. Çalışmam gerekiyordu ve hiç bilmediğim bir alan olan reklama yöneldim."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA