27 Mayıs darbesinin üzerinden 58 yıl geçti.
27 Mayıs'la başbakanını ve iki bakanını asan bir ülke olarak tarihteki yerimizi almadık sadece, Cumhuriyet dönemindeki darbelerin de acı bir başlangıcını yapmış olduk. Aradan geçen 58 yılda birçok darbe ve darbe girişimi yaşadık.
Demokrasimizin kıymetini daha iyi bilmemiz adına yaşanan her darbeden de ders çıkardığımızı düşünüyorum.
Toplumun büyük bir çoğunluğunun da böyle düşündüğüne yürekten inanıyorum.
Neden büyük bir çoğunluğu diyorum biliyor musunuz? Çünkü 27 Mayıs'takine benzer bir darbenin yaşanmasını isteyen ya da bunun hayalini kuran ne yazık ki ufak da olsa bir kesim var hâlâ.
Bunun son örneğini de Metin Akpınar ve Müjdat Gezen katıldığı Uğur Dündar yönetimindeki 'Halk Arenası' programında gördük.
Daha önceki konuşmalarını da dinleyen biri olarak Müjdat Gezen'e şaşırmadım.
Ama 'Devekuşu Kabare' ile 12 Eylül darbesini ve darbecileri yıllarca eleştiren Akpınar'dan böyle bir konuşma beklemezdim açıkçası.
'Demokrasiye ulaşamazsak belki lideri ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki de başka liderlerin yaşadığı kötü sonları yaşayabilirler' sözleriyle yaşanan darbelerden hiç ders çıkarmamışa benziyor Akpınar.
İçinde tehdit barındıran sözleri halk iradesiyle seçilmiş Başkan Erdoğan'a yöneltmesi demokrasimiz adına çok üzücü bir tablodur. Akpınar'ın seçimle iş başına gelmiş Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst makamına yönelik 27 Mayıs darbesinde yaşanana benzer bir sonu dillendirmesinin makul hiçbir açıklaması olamaz bence.

'UZLAŞMALIYIZ'
Hep söylüyorum, yine tekrar edeceğim; bu hükümeti sevmeyebilirsin, icraatlarını eleştirebilirsin buna kimsenin bir itirazı olmaz, olmamalı da zaten. Ama kimse çıkıp da halk iradesiyle seçilmiş ülkenin en üst makamına böyle tehditkar sözler söyleyemez.
Neyse ki Akpınar ve Gezen gibi kötü örneklerimiz yok sadece.
Demokrasiyi benimsemiş ve halk iradesine saygı duyan sanatçılarımız da var. Bunlardan biri de söyleşi yaptığım Bülent Ortaçgil.
Söyleşide demokrasi ve toplumsal birlik adına çok önemli mesajlar vermişti Ortaçgil.
Ben de yazımı Ortaçgil'in çok önemli bulduğum o sözleri ile bitirmek istiyorum:
"Uzlaşmak zorundayız.
Muhalefetiyle, iktidarıyla uzlaşmamız gerekiyor. Sandıktan çıkan sonuca saygı duyulmalı öncelikle.
Başkan yüzde 52 civarında oy alarak seçilmiş.
Muhalefet bunu kabul etmeli."