Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TUBA KALÇIK İLE GÜNDEME DAİR TUBA KALÇIK

Oktay Kaynarca: En büyük hayalım Atatürk’ü oynamak

Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinin Hızır Çakırbeyli’si Oktay Kaynarca, oyunculuktaki en büyük hayalini açıkladı: Mustafa Kemal Atatürk’ü canlandırmak isterim. Hayalimdeki; gülen, ağlayan, anlatan, şarkı söyleyen, aşık olan, yani şablon olmayan bir Atatürk...

ATV'nin fenomen dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın yıldızı Oktay Kaynarca, "Hayatım neredeyse EDHO'nun senaryosu gibiydi; her bölümün senaryosunda ailemden çok şey görüp gülümsüyorum" diyor. Ünlü oyuncu; kariyer planlarından evliliğe, aile hayatından Türkiye'nin geleceğiyle ilgili birçok konuda GÜNAYDIN'a konuştu...

İşçilikten oyunculuğa uzanan mücadelelerle dolu bir hayat hikayeniz var.
Kendi hayatınızı bir başarı hikayesi olarak görüyor musunuz?
Hayatla mücadele etmeden, hedefler koymadan ve bunun için çaba harcamadan başarılı olmanız, bana göre söz konusu değil. Son 25 yıldır ciddi şekilde gözlemlediğim bir popüler kültür erozyonu var. Net olarak pompalanan şu: Ünlü ol, yırt! Ama bana göre başarının iki yolu var: Ya herkesten iyisini yapmak ya da herkesten başka bir şey yapmak. Yani sonuç; hep çalışmak.
Benim çalışma yolculuğumsa; ailemin şartlarından değil, hayatı öğrenme çabamdan dolayı 16 yaşında başladı ve merak edip birçok iş denedim. Ama aklımdaki asıl meslek oyunculuktu. Sonunda konservatuvara gittim ve hayatımın dönüm noktası başlamış oldu. Gerçek bir eğitimin, insanın hayatını nasıl değiştirdiğini öğretti konservatuvar bana. Bu çok değerli. Herkes yüksek okul okuyup zengin olamaz ama zengin bir alt yapıya sahip olur diye düşünürüm hep.

DİZİDE AİLEMDEN ÇOK ŞEY VAR


Ailenizde tek oyuncu sizsiniz...
Hayır, ailemde benim yaptığım işle uzaktan yakından ilgilenen kimse yok.
Doğu'dan, o dönem çok sert bir coğrafyadan gelip tutunmaya çalışan ve ağır bedeller ödeyen, dolayısıyla da sert kuralları olan bir ailenin çocuğuyum.
Babamı küçük yaşta kaybettiğim için; amcalarım, kardeşlerim, eşleri ve çocukları, hep beraber büyük bir ailenin içinde büyüdük aslında.
Neredeyse Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinin senaryosu gibiydi. Hâlâ önüme her bölümün senaryosu geldiğinde, içinde bizden çok şey görür gülümserim.
Oyuncu olarak en büyük hayaliniz nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ü oynamak en büyük hayalim.
Şablon olmayan, gülen, anlatan, şarkı söyleyen, küsen, kızan, aşık olan, ağlayan bir Atatürk hayalimdeki...
Uzun zamandır 'Hızır Çakırbeyli' karakterini canlandırıyorsunuz. Bu; avantajı olduğu kadar dezavantajı da olan bir durum değil mi?
Tek tip oyunculuk bir oyuncuyu geriletir.
O yüzden başka tarzlar ve insanlar da canlandırma zorunluluğumuz var. Ama televizyon farklı ve zor bir mecra. Bir proje tutturup, insanların evine sorgusuz sualsiz girmek, üstelik her hafta aynı saatte bunu yapmak çok zor bir iş. Seyircinin ailesi gibi olmak, hatta onların birbirlerinden daha sık bizi görmesi; bize ayrıca bir sorumluluk yüklüyor. Hayatınıza, duruşunuza dikkat etmeniz gerekiyor. Bunu hem işimizin içeriğinde, hem de özel hayatımızda ince eleyip sık dokuyarak yapmaya çalışıyoruz. Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, mafya ailesini anlatan bir dizi gibi görünse de, izleyiciler bu dizinin felsefesinin farkında. Zaten onları da her hafta ekran başına çeken; dizinin ülke ve dünya gündemini irdelerken, bir ailenin yaşadığı ve içinden geçtiği yolculuğu da çok samimi ve gerçek tepkilerle anlatıyor olması.
Tiyatroya devam edecek misiniz?
Konservatuvardan sonra yoğunluk olduğu için ara vermiştim, 'Guguk Kuşu'yla geri döndüm ve uzun sürede sahneledim. Dünyanın her yerinde tiyatro, oyuncular için bileylenme, soluk alma yeridir. Bu sezon Nurgül Yeşilçay ile bir proje üzerine konuşuyoruz ama hâlâ karar veremedik. Yoğun çalışma düzeninde ikimiz de provalar için zaman ayarlamaya çalışıyoruz. İnşallah denk getirip hayata geçireceğiz.
Sanatçı, siyasetçi, futbolcu, işadamı... Her kesimden insanla dostluğunuz var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Kendim olmaya bağlıyorum. Memleketimi çok seviyorum her şeyden önce. Hiçbir zaman başka ülkenin vatandaşlığını almak aklımdan geçmedi. Memleketimin her kesiminden insanlarla dirsek temasım vardır.
Benimle farklı düşünse de yanlış bulduğum şeyleri açıkça söylerim. Samimiyetimi de görürler. Bu yüzden dostluklarım sahicidir.

BABA OLMAK İSTİYORUM VE HALA UMUDUM VAR

■ Çocuklara sevginizi sosyal medyadaki paylaşımlarınızdan görüyoruz...
Kız çocuklarını gerçekten çok seviyorum. İki kız kardeşim var; belki de düşkünlüğüm ondan biraz. Kız çocuklarının özellikle iyi eğitilmesi, özenli büyütülmesi gerektiğine inanıyorum. Eğer kız çocuklarımızı ayağı yere basan, güçlü insanlar olarak yetiştirirsek, gelecek nesillerimiz de öyle olur.
Çünkü onlar da çocuklarını öyle yetiştirecektir.
Çocukları iyi yetiştirmeye önem vermeliyiz.
■ Bugüne kadar baba olmayı özellikle mi tercih etmediniz?
Kısmet değilmiş. Tercih etmedim değil de, denk gelmedi diyelim. Baba olmak istiyorum, hala umudum var.
■ Bir daha evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Neden olmasın? Korkulacak ya da bana uzak bir şey değil açıkçası. Evliliği bana düşündürecek bir durumun oluşması gerekir.
Romantik bir şey bence evlilik. Evlilikte düğün gibi seremoniler bana sıkıcı geliyor yalnızca.

MİLLETİMİ İYİ TANIYORUM

Yıllardır ekrandasınız ve ciddi bir kitleniz var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Ne iş yaparsam yapayım; samimi ve gerçek olmasının önemine inanırım. Milletimi iyi tanıdığımı düşünüyorum. Çok farklı tepkiler veren bir yapımız var, hiçbir millete benzemiyoruz. Bizim insanımız inanırsa ekmeğini bölüşür, inanmazsa dikkate bile almaz. Türkiye, bazen tek bir kişi gibi refleks gösterir, üstelik bunu kimse örgütlemeden yapar. En umutsuz anda bile öyle sağduyulu bir refleks verir ki, çok şaşırtıcı olur. Milletimi iyi gözlemleyip tanımanın avantajını taşıyorum. Çünkü onların arasından, hayatlarından, taa göbeğinden süzülerek geldim ve bunu çok önemsiyorum.

ÜLKEMİZİ SİSTEMATİK OLARAK YALNIZLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR

Yurt dışına açılmak istediniz mi?
Tüm aktörlerin hayalidir uluslararası projelerde yer almak ama bunu hayata geçirmek bireysel olarak çok zor. Biz buna çok da hazırlanmadık ama bu, ülkemizin diğer ülkelerle ilişkileri münasebetiyle de kolay gerçekleşebilecek bir şey değil bence. Ancak ortak yapımlarla olabilir, ki artık bunun zamanı geldi. Bir Avrupa ülkesiyle ortak yapılacak bir proje, her anlamda birçok başarı yakalayacaktır. Artık bu sektör doğrultusunda her alanda, dünyanın herhangi bir ülkesiyle boy ölçüşecek durumdayız. Bu tür projeler, dünyanın bizim bu işle ilgili yeteneklerimizin farkına varmasını sağlar ve uluslararası boyutta daha önemli yerlere taşır. Ülkemizi yalnızlaştırmaya çalışıyorlar sistematik olarak ve yalan yanlış hikayelerle lobicilik yapıp, bizi dünya kamuoyunda haksız ve geçmişi kirli bir ülke olarak gösterme telaşındalar. İşte bütün bunlara cevap verecek çok önemli bir yapıya sahibiz. Bu da yaptığımız iş... Bunun farkına varın diye bağırıp duruyoruz ama maalesef kendi ülkemizdekiler bile bunun öneminin farkında değiller. Diyoruz ki; elin adamı, yıllarca kendi sinemasıyla dünyada bir algı yarattı ve biz de dahil kültür şırıngası yaptı bütün dünyaya. Ama biz sanat yoluyla ve hiç kimsenin yardımı olmadan, kendi çabalarımızla ulaştık birçok ülkeye. Yani yaptığımız işler, artık dünyada karşılık görüyor, niye bunun öneminin farkında değilsiniz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA