Gök kubbede büyük bir dönüşüm var. Güneş'in Koç burcuna geçmesinin ardından dün öğreten, dayatan gezegen Satürn, Kova burcuna geçti hem de ne geçme! Artık işler daha hızlı şekil değiştirirken, tarihin bugünleri yazacağından hiç şüpheniz olmasın. Bizler ise yaşadıklarımızı hayatımız boyunca unutmayacağız. 2020 yılı ilk günden bu yana böbürlenenlerin süngüsünü düşürürken, deyim yerindeyse kimselere söz hakkı vermeden, yolundan şaşmadan ilerlemeye devam ediyor. Dünyanın her köşesinde konuşulan virüs, ardından yenidünya düzeninin kurulacağını işaret ediyor. Yeniay, Koç burcunda gerçekleşirken, belki de ilk kez mevsimin yüzünü sıcaklara çevirmesini dünyaca bu kadar çok istiyoruz. Beklenen güneş yavaş yavaş yüzünü göstermeye başlarken; dünyayı kasıp kavuran virüsün bir çırpıda dağılıp dağılmayacağı sorusu akıllarda yer edecek. Yeniay oluşurken, hava elementinin yokluğu maceracı ateş elementini bastırabilir. Açıkça belirtmek gerekirse girişimci, ilerici, dönüştürücü geleneksel Yeniay döngüsünün çok dışında etkiler bırakırken, bizler de bunları dünyanın her köşesinden yine derinlemesine hissedebiliriz. Yeni bir işe başlamak, yeni bir oluşumun peşine gitmek şimdilik Yeniay'ın rutininde yok. Çünkü Mars, Uranüs, Satürn ve Plüton gibi sağı solu, sınırları tutacak gezegenler, tüm planlarımızı bozabilir. Feleğin çemberinden geçerken insanlığın ne yöne gittiğini merak edip yaşananları bir kez daha gözden geçireceğiz. Bu yüzden kendinizi sarsılmış ve tıkanmış hissedebilirsiniz. Yenilik peşinde koşmayı başka bir bahara bırakmasak da bu kez bahara biraz geç başlayabiliriz. 2020 yılının hararetli gündemine yetişmek hiç kimse için kolay olmayacak. Gündelik akışın hızına akış uydurmuşken; bir anda mecburi bir yavaşlama sürecine girmiş olmak farkındalık kazanmamıza da vesile olacak. Selamete çıkmak ise bu sefer değişime ayak uydurmakla gerçekleşebilecek. Yenidünyaya uyumlanmaya çalışın, diyor gezegenlerin art arda yer değiştirmesi.

ASTRO GÜNDEM
Astrolojinin içinde şifreler, yılların içinde sırlı günler vardır. Mars- Plüton kavuşumu; devletler ve dev firmalar arasında manifestoların başladığı bir döngüyü vurgulayacak.