Başbakan Tayyip Erdoğan, Hükümet Programı'nın önemli bir bölümünü yeni anayasa çalışmalarına ayırdı. "Yeni anayasa ertelenemez hale getirmiştir. Millet bir müdahale ürünü olan bu anayasayı hak etmiyor. Bu nedenle önümüzdeki dönem yeni anayasa dönemi olacaktır" diyen Erdoğan, 61. Hükümet Programını okumasının ardından Meclis'te yemin kriziyle ilgili sorular üzerine TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in davet yapması durumunda arkadaşlarının görüşeceklerini belirtti. "Pazartesiye yemin krizi çözülecek mi?" sorusuna ise Erdoğan, "İnşallah" diye karşılık verdi. Erdoğan'ın yaklaşık 2 saatte okuduğu 128 sayfalık programın önemli bölümleri şöyle: 
Seçime katılım yüzde 87, temsil yüzde 95'e çıktı. Bu sonuçlar milletimizin Meclis'i tüm sorunlarının çözüm adresi olarak gördüğünün işaretidir. Önümüzdeki dönemde Meclisimiz içinde diyaloğa, uzlaşma arayışına ve işbirliği için hükümet ve AK Parti grubu olarak elimizden gelen katkıyı vereceğiz. Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleştirilmesi, eksik demokrasiden ileri demokrasiye geçişin tam olarak sağlanması temel hedefimizdir. Bu dönemde milletimizin TBMM'den en önemli beklentisi yeni bir anayasa yapmasıdır. Yeni anayasanın mümkün olan en geniş katılımla hazırlanmasını, tüm toplumsal kesimlerin taleplerini yansıtan tam bir toplum sözleşmesi olmasını arzuluyoruz. Yeni anayasa ertelenemez hale getirmiştir. Toplum yaklaşık 30 yıl önce bir müdahale ürünü olan bu anayasayı hak etmemektedir. Bu nedenle önümüzdeki dönem yeni anayasa dönemi olacaktır. TBMM yeni anayasayı yapacak tam yetkiye, güce ve iradeye sahiptir. Yeni anayasa; dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici, baskıcı değil özgürleştirici bir anayasa olmalıdır. Yeni anayasa demokratik ülkelerin kabul ettiği temel siyasi değerler ve ilkeleri benimseyen, çoğulcu ve özgürlükçü bir metin olmalıdır. Temel haklar kısmı düzenlenirken BM İnsan Hakları Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası insan hakları belgelerini esas almalıdır. Güven veren bir adalet sistemine ulaşmak temel hedefimiz olacaktır. Bu süreçte hazırlamış olduğumuz Yargı Reformu Stratejisini bütün boyutlarıyla hayata geçireceğiz. Gecikmiş adalet adalet değildir anlayışıyla yargı süreçlerini daha da hızlandıracağız. Gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirerek hukuk uyuşmazlıklarının arabulucu vasıtasıyla çözülmesini sağlayacak alternatif çözüm yollarını devreye koyacağız. Halen ülkemizde 100 bin kişiye düşen hakim sayısı 10'dur. Bu rakamı önümüzdeki dönemde AB ortalaması olan 20 seviyesine yaklaştıracağız. Yargılama usulleri basitleştirilerek hukuki süreçler konusunda vatandaşlarımız bilgilendirilecektir. Maddi durumu zayıf olan vatandaşlarımızın hukuk davalarına adli almaları kolaylaştırılacak. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bireylerin, kurumların ve mülkiyetin güvenliğini, özgürlük ve güvenlik arasındaki hassas dengeyi dikkate alarak bir güvenlik ortamı yaratmak temel amacımızdır. İdarenin bütünlüğü ilkesinden hareketle, bir yandan yerel yönetimleri hizmet odaklı bir anlayışla daha da güçlendirirken diğer yandan merkezi idarenin strateji geliştirme, s t a n d a r t koyma, izleme ve denetleme fonksiyonlarını geliştireceğiz. Nüfusu 750 binin üzerinde olan illerde Büyükşehir belediyesi kurulacak. FATİH projesiyle eğitim ve öğretim teknolojilerinden çağın gerektirdiği teknolojik gelişmelere uygun ve dünyaya örnek olacak yeni bir uygulamaya geçeceğiz. Çocuklarımıza e-kitap ücretsiz dağıtacağız. Üstün yetenekli çocukların tespit edilmesine ve eğitimine daha fazla önem vereceğiz. Yüksek öğretim sistemimiz reforme edilecektir. YÖK'ü sadece üniversiteler arasında koordinasyonu sağlayan ve kalite standartları belirleyen bir kurum haline dönüştüreceğiz. Tarihi ve kültürel zenginliklerimizin onarım, yenileme ve inşa faaliyetlerimiz artarak devam edecektir. Envanterler dijital ortama aktarılacak ve kamuoyuyla paylaşılacaktır. E-kitap çalışmaları kapsamında Türk edebiyatının klasik kaynakları elektronik ortamda yayınlanacaktır. Büyükşehirlerimizde milli müze kompleksleri kurulacak, depolarda sergilenmeyen eser kalmayacaktır. Tarihi şahsiyetler, kültürel zenginlikler belgesel, dizi ve çizgi filmlere konu olacak. Kadınların karar alma mekanizmalarındaki etkinliğini artıracağız. Kadın konuk evlerinde kalan mağdur kadınlar için daha geniş istihdam imkanları oluşturacağız. Çocuklarıyla birlikte yalnız yaşayan annelere barınma öncelikli "stüdyo evler" ile birlikte her türlü sosyal desteği temin edeceğiz. Korunmaya muhtaç çocuklara yönelik hizmetleri daha da artıracağız. Demokratik açılım
Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Ortak değerlerimizi göz ardı etmeden, farklılığımızı zenginlik olarak görmek ve çatışma konusu olmaktan çıkarmak hepimizin sorumluluğudur.
Kürt meselesinin çözümü için kardeşliğimizi daha da geliştirecek bu reformlara kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Biz aynı tarihi, acıyı, sevinci paylaşan bir milletin çocuklarıyız. Bu nedenle bu topraklarda ayrılıkçılığın tarihsel, sosyolojik ve kültürel hiçbir temeli, zemini yoktur.
Zübeyde YALÇIN- Yaşar ÖNEL-Hazal ATEŞ-Uğur BECERİKLİ-Hamdi ATEŞ-Ali EKEYILMAZ
