"28 Şubat darbe değil" demişti
İsmail Hakkı Karadayı, 6 ay önce Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun 28 Şubat'a ilişkin sorularını yanıtlamış, komisyona verdiği yanıtlar, Meclis tutanaklarına şöyle yansıdı:
TANKLARIN YÜRÜYÜŞÜNDEN HABERİM YOKTU: Şimdi orada Sincan olayları oluyor bir de tanklar oradan geçiyor. Darbe söylentileri ortaya çıktı. Bu tankların yürüyüşünden benim haberim yoktu. Tanklar yürüdü ama bunun sebeplerini kimse bilmiyor.
ÖLMÜŞ ADAMIN ALEYHİNE KONUŞMAK İSTEMİYORUM: Ölmüş adamın aleyhine de konuşmak istemiyorum. Yani merhum devamlı 'tamam, onu yaparız, bunu yaparız' dedi ama yavaş yavaş bakıyorsunuz hiçbiri yapılmıyor. Sonra televizyondan ben merhum Başbakan'ın (Necmettin Erbakan) istifa ettiğini duydum. Hem vallahi hem billahi bilmiyordum.
POSTMODERN DARBE DEMEK APTALCA:(Çevik Bir'in 28 Şubat'la ilgili 'post modern darbe' sözünün hatırlatılması üzerine) Postmodern darbe ifadesini kullanan fevkalade aptalca bir ifade kullanmıştır. Hani bazı insanlar vardır, ileri çıkmak, önde görünmek şeyi... Bunu kim, nereden çıkarttı hala hayıflanır ve üzülürüm.
BATI ÇALIŞMA GRUBU YOK: Batı Çalışma Grubu (BÇG) diye bir grup yoktu. Yani ismi böyle yani BÇG diye bir grup. Şu anda dava meselesi, fazla konuşmak istemiyorum. Fişleme meselesini de ilk defa duyuyorum. Dava açıldıktan sonra duydum, şaşırdım kaldım.
YEMİN BİLLAH YALAN: O süreçte Uludağ'da Çiller'le görüşmüşüm, yok efendim öyle bir şey. Yalan. Hem vallahi hem billahi yalan.
28 ŞUBAT DARBE DEĞİL: 28 Şubat'ın kesinlikle bir ihtilal olmadığına inanıyorum, bir darbe değil. Yani yaptığım şeyleri de aynen... 28 Şubat'ta yapmış olduğu icraat tamamıyla doğrudur. Yapmış olduğum hiçbir şeyden pişman değilim.
ENCÜMEN-İ DANİŞ'İ ANLATTI: (Encümen-i Daniş'le ilgili sorular üzerine)Encümen'i Daniş'e üyeyim. Çok faydalı. Gelmiş geçmiş bütün başbakanlar, cumhurbaşkanları dahi, bakanlar orada. Encümen'i Daniş aracılığıyla hükümete yönelik girişimlerde bulunulması kesinlikle yok.
Davada 62 kişi tutuklandı
"Post modern darbe 28 Şubat" soruşturmasında, dönemin sivil ve askeri aktörleri sanık veya mağdur olarak ifade verdi. Aralarında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Org. Çevik Bir'in de bulunduğu 62 kişinin tutuklu yargılandığı soruşturmada, dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller de ifade verdi. Soruşturma, Ankara Barosu'na kayıtlı avukat Yunus Akyol'un 2011 Nisanında başsavcılığa verdiği suç duyurusunun ardından başlatıldı. Akyol, 1995 genel seçimlerinin ardından Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi'nin koalisyon yaparak kurdukları 54. Hükümet'in "28 Şubat 1997'de yapılan darbeyle görevden uzaklaştırıldığı"nı savunarak, TCK'nın 312. maddesinde düzenlenen "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırma ve görevlerini engelleme suçu"ndan emekli Org. Karadayı ve kuvvet komutanlarının da arasında bulunduğu kişiler hakkında soruşturma açılmasını istedi. Aralarında Merve Kavakçı'nın da bulunduğu çeşitli şuç duyuruları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki soruşturmayla birleştirildi. İlk gözaltılar 12 Nisan 2012'de gerçekleştirildi. 19 Nisan, 25 Nisan, 8 Mayıs, 28 Mayıs ve 22 Haziran 2012'de yapılan operasyonlarda, aralarında emekli Orgeneral Çevik Bir ve YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz'ün de bulunduğu 62 şüpheli tutuklanarak Sincan Cezaevi'ne konuldu.