EVİMİZDE HİSSEDİYORUZ: Kosova'ya her geldiğimizde kendimizi evimizde hissediyoruz. Daha da kalkındığını geleceğe daha umutla baktığını görüyor ve en az sizin kadar heyecan duyuyoruz. Türkiye Kosova'nın imarı ve kalkınması için her türlü desteği sağladı sağlayacaktır. Ortak bir tarihi kültürü paylaştığımız kardeş bir ülke. Halkı kardeşimiz olan halk. İstiklal marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy bu toprakların evladıdır. Sadece Mehmet Akif bile Türkiye ile Kosova'nın birbirine ne kadar yakın olduğunun en anlamlı ifadesidir. KOSOVA'NIN İSTİKRARINI DESTEKLİYORUZ: Türkiye, Kosova'nın kalkınmasının yanı sıra özellikle güvenlik ve istikrarına da büyük önem veriyor. Balkanlar'da kalıcı barış ve istikrarın sağlanması bakımından, Kosova'nın uluslararası toplumun güvenli bir ortağı olarak, sağlam adımlarla Avrupa ve Avrupa Atlantik kurumları ile bütünleşme yolunda ilerleyeceğine inancım tamdır. Kosova ve Türkiye'nin kardeşlik ilişkilerini gelecekte NATO ve AB'nin üyesi olarak da geliştireceğine inanıyorum. DİYALOG SÜRECİNE DESTEK: Kosova'yı tanıyan ülkelerin sayısı 105'e ulaştı. Kosova'nın halihazırda pek çok uluslararası ve bölgesel kuruluşa üye olması da memnuniyet verici haberdir. Bu çerçevede Kosova ile Sırbistan arasında sürdürülen Priştine-Belgrat diyalog sürecinin bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesine önemli katkıları olacağına inanıyorum. ACILAR ÜZERİNE GELECEK İNŞA EDİLMEZ: Burada şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Acılar üzerine sağlıklı bir gelecek inşa edilemez. Tarihin acı sayfaları canlı tutularak geleceğe yürünemez. Mehmet Akif'in Türkiye'de çok sık tekrarladığımız dizelerini hatırlatmak isterim: "Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar / hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?" Yani tarihten ders ibret alırsanız bir daha tekrar etmez, ama siz bundan ibret almazsanız bir daha tekrar eder. Tarihten yaşanan acı hadiselerden ibret alacak ama geleceği bu acı hadiselerin bir daha yaşanmaması için ibretle inşa edeceğiz. Türkiye olarak Balkan coğrafyasının tüm halklarına eşit mesafede duruyor, Balkanlar'ın barış ve istikrarını huzur ve kalkınmasını çok önemsiyoruz. Sağduyulu ve dirayetli liderler yönetiminde Balkanlar sadece bölgenin, Avrupa kıtasının değil tüm dünyanın barış ve kardeşlik coğrafyası olacaktır. Türkiye gelecekte de destek olmaya devam edecektir.
'YOL ARKADAŞLARIMIZIN HEP YANINDA OLURUZ'
Başbakan Erdoğan, Kosova'ya hareketinden önce Ankara'da Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
BAŞÖRTÜLÜ MİLLETVEKİLLERİ: Herhangi bir iç tüzük değişikliğine gerek yok. Şartlar buna müsait ve başörtülü olarak milletin seçtiği vekiller parlamentoda görev ifa edebilir.
İSRAİL'İN AÇIKLAMASINA İNANIRIZ: (MİT'e ilişkin tartışmalar) Ağzı olan konuşur ve konuşuyor. Kimseye 'niye böyle konuştun, niye bu tür ifadeleri kullandın' deme hakkımız yok. İsrail açıklamasını yaptığına göre, biz de o açıklamaya ister istemez inanmak durumundayız veya inanırız. Bizim için önemli olan, biz bu arkadaşlarımızı kimseye yedirmeyiz ve her zaman, göreve getirdiğimiz bu arkadaşlarımıza da sonuna kadar sahip çıkarız. Her zaman yanlarında, arkalarında oluruz. Çünkü bunlar bizim yol arkadaşlarımızdır ve bu yol arkadaşlarımıza vefasızlık bizim kitabımızda, bizim değerlerimizde yoktur.
AB İLE YENİ FASLIN AÇILMASI: Gecikmeli de olsa bu 22'nci fasılla ilgili bu karar olumlu bir adımdır ama bu tabii bizim için yeterli değildir.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI: Kapısı kapalı olanın kapısını çalmaya gerek yok. Üzerinde mutabık kalınan 60 madde var. Bu konuda da Sayın Kılıçdaroğlu, 'Bunları Meclis'ten geçirebiliriz' dedi. Herhangi bir şart ileri sürmeden bu 60 maddeyi görüşmeye varsalar yola devam ederiz.
