Cumhurbaşkanı'nı bile dinlemişler

Başbakan Tayyip Erdoğan, yeni ve kapsamlı bir demokratikleşme paketi daha hazırlandığı, yargı ve içişleri ile ilgili çok kapsamlı adımlar atılacağı mesajını verdi. Paralel yapı için, "Herkes ürküyordu, korkuyordu. Bazı şeyler yeni yeni dökülmeye başladı" diyen Erdoğan, resmi ziyaret için gittiği İran dönüşü uçakta, gündemi gazetecilere değerlendirdi:
Yeni demokratikleşme paketi hakkında bilgi verir misiniz?
30 Eylül'de açıkladığımız bir paket vardı. Bunun idare kısımları tamamlandı. Bunun dışında parlamentoda çıkaracağımız 22 maddelik bir kısım var. Bunun yanında gelecek pakette gerek yargıyı gerekse İçişleri Bakanlığı'nı ilgilendiren bazı maddeler var. En önemlisi Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) kaldırılması olacak. Bir diğer önemli adım da Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) süzülerek Ceza Kanunu'na aktarılması. ÖYM'lerin yerine şu anda Türkiye'de 133 ağır ceza mahkemesi var. Bu tür davalar, terör davaları da dahil, ağır ceza mahkemelerine gidiyor.

KEYFİ BASKINA SON
ÖYM'lerin kaldırılması durumunda bu mahkemelerdeki dosyalar ne olacak?
Bunların hepsinin devri yapılacak.
Yani mevcut davaların bitmesi beklenmeyecek...
Devir yapılacak.
TMK'daki değerlendirmelerle bunların içerisinde düşenler olabilir. Bu ayrı bir konu.
Bazı maddeler TCK'ya aktarıldıktan sonra TMK kaldırılacak mı?
Evet.
Adli kolluk düzenlemesini yeniden ele alacak mısınız?
Yetki birinci derecede valide, ikinci derecede emniyet müdüründe olacak.
Bunu yasal düzenlemeye mi taşıyacaksınız?
Tabii. Savcı bu tür olaylarda rastgele birkaç tane polisi veya komiseri çağırıp 'Şuraya baskın yapın' diyemeyecek. Savcı polisi valilikten talep edecek. Valiler bu konularla ilgili vali yardımcılarından birisini görevlendirecek. Vali yardımcısı Adli Kolluk ile ilgili görevli olacak.
Onlar da bu konuda emniyet müdürü ile koordine olacak. Emniyet müdürünün altında bir kişi ile bu tür adli kolluk adımı atılamayacak.
Yeniden yargılama konusu pakette olacak mı?
Bu konu gelecek paketin içinde değil. Ayrı bir konu. Arkadaşlarımız çalışmayı yapıyor. Yeniden yargılanmanın çerçevesini nasıl çizeceğiz?
Kimler yargılanacak veya yargılanmayacak?
Bu, çok rahat bir konu değil.

YENİDEN YARGILANMA KRİTERİ
Mahkeme kararı üzerinde bir güvensizlik de doğurabilir...
Tabii. Onun için belli hassasiyetleri gözeterek bu adımı atmak zorundayız.
Kaldı ki şu anda yeniden yargılanmanın aslında önü açık. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru aslında yeniden yargılanmanın bir çeşididir.
Bu enstrümanı birçok hükümlü de tutuklu da kullanamıyor. Temyize gidilmiş olsa dahi o insanlar Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunsalar, Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar esas teşkil eder.
Çünkü Yargıtay'ın üzerindedir.
Örneğin şu anda Başbuğ Paşa bireysel başvuru hakkını kullandı.
Diğerleri de aynı yolu takip edeceklerdir.
Anayasa Mahkemesi de başvuruyu kabul etti.
Telefon dinlemeler ve teknik takip konusunda da bir boşluk olduğu görüldü. Bu konuda ne yapacaksınız?
Burada insani takip var, istihbari takip var. Bir de adli takip var.
Diğerleri biliyorsunuz, mahkemelerde delil kabul edilmiyor. Bundan sonra adli takibi rasgele herkes yapamayacak.
Adli takibi ancak Ağır Ceza Mahkemesi karar verecek. Ağır Ceza Mahkemesi de bu kararı oyçokluğu ile değil, oybirliği ile verecek. Bundan sonra artık rastgele 'Dinleyelim şu olsun bu olsun' yok.
Hem dinlemenin bir şahsiyeti olacak, hem de delil olacağı için mahkemede bir ağırlığı olacak. Malum üç ağır ceza üyesi var. Oradan oybirliği ile böyle bir dinleme kararı çıkması, tabii rastgele olmaz. İncelemeler gerektirecektir.
Ondan sonra o adımı atacaktır.
Yoksa o adımı atamaz. Böylece ona bir düzen gelecek. Yoksa şu anda yapılmamış iş kalmamış. Öyle şeyler geliyor ki önümüze, Cumhurbaşkanı'nın dinlenmesinden benim dinlenmeme kadar, Meclis Başkanı'na ailelerimize varıncaya kadar herkesi dinlemek...
Böyle bir şey olur mu?
Cumhurbaşkanı'nı da mı dinlemişler, sizi direkt mi dinlemişler?
İlla direkt dinlemesi şart değil zaten. Mesela kalkmış Deniz'i dinliyor, ben de Deniz'e telefon açmış oluyorum.
Faraza Okan ile görüşürken oradan giriyor. Yolu çok.

OY ORANI YÜZDE 50

Dinlemenin süresiyle ilgili bir sınırlama olacak mı?
Bundan önce dinleme süresi sınırsızdı.
Şimdi üç aylık bir süre veriyoruz.
Ondan sonra 1+1+1. Üç kez uzatma şansı var. Burada altı ayda bitiyor iş. Öbüründe sınırsızdı.
Sizin de bir konuşmanız yayınlandı.
Bununla ilgili bir suç duyurusunda bulunacak mısınız?
Arkadaşlarım o konuda çalışıyor.
(Odanızdaki) Böcekle ilgili bir açıklama yapacak mısınız?
Arkadaşlar yeni yeni bazı şeyler kendine gelince, Teftiş Kurulu değerlendiriyor. Bazı şeyler yeni yeni dökülmeye başladı. Herkes ürküyordu, korkuyordu. Şimdi bilgiler gelmeye başladı. Kimler, neler çekmişler neler...
Bu yeni süreçten sonra bir tür itiraf diyebileceğimiz yeni şeyler mi gelmeye başladı?
Evet.
Süreç seçim anketlerine nasıl yansıdı?
Son anketlerde durumumuzu koruyoruz.
Oyumuz yüzde 50-51 civarında.
İstanbul ve Ankara'da rahatız.
İzmir'de iyice makas daraldı.
İzmir, Binali Bey'i kabullenmiş durumda.
İki şehir efsanesi var. Bir paralel devlet kapsamında bazı adayları eleyeceğiniz yönünde. İkincisi, bazı illerde açıkladığınız adayların değişebileceği yönünde.
Hepsi dedikodu. Şimdi ayın 19'una kadar zaman var. Fevkalade gelişmeler olursa, yasal anlamda olabilir...
Mesela, 'Herhangi bir şey var mı aday hakkında?' diye soruyorsunuz. 'Tertemiz ama son anda böyle böyle bir gelişme oldu' denebiliyor.

Oradaki vatandaşlar da bize ilginç şeyler getirebiliyor. Arkadaşlarımıza 'Bunu araştırın' diyoruz. Eğer gelen ihbarlar doğruysa biz onunla seçime gidemeyiz. Böyle bir çalışma şu anda yapılıyor. Ama sözünü ettiğiniz türden dedikodulara inanmayın.

AB SÜRECİ HIZLANMALI

Cumhurbaşkanlığı seçiminin tekrar TBMM'de yapılması gibi bir model değişikliği gündemde mi?
Ana muhalefetin ağzı ile konuşmayın.
2014'te AB süreci hızlanacak mı?
Brüksel ziyaretimiz çok başarılıydı.
CHP görmek istemiyor. Varsın görmesin, biz ne gördüğümüze bakarız.
Hollande'ın Türkiye ziyaretinde sorulara verilen cevaplarda enteresan bir şey var. 30 Mart'la ilgili olarak 'AK Parti'nin en güçlü alternatifi biziz' diyor. Yani 'Bu seçimin galibi biz olacağız' diyemiyor.
Burası manidar ve hamdolsun biz çalışmalarımızı tüm programlarımızı projelerimizi yaptık.
Söyleyeceğimiz çok şey var fakat muhalefetin söyleyeceği hiçbir şey yok.
Bedelli askerlik çıkacak mı?
Şu anda gündemimizde bedelli askerlik yok.
Sorumsuz çevrelerin cevapları var.
Genelkurmay 'Yığılma var bedelli askerlikle eritelim' gibi bir yaklaşım içinde olursa, bu şekilde adımını atarız.
Veya biz bir teklifte bulunuruz, TSK da 'İsabetli olur' diyebilir. Ama şu anda gündemimizde değil, hele böyle bir seçim karşısında.

İRAN'IN SURİYE TEZİ
Suriye konusunda İran'la bir gelişme sağlandı mı?
Suriye meselesinde İran, 'Terör örgütleri burada safdışı edilmeden, bunlara destekler kesilmeden Esed'in gitmesinin anlamı yok' diyor. Biz de kendilerine şunu söyledik: 'Üç sene önce bu terör örgütleri Suriye'de yoktu; Esed'le birlikte oluştu. Burada artık bir yönetim değişikliğine şiddetle ihtiyaç var. Halkın iradesine dayalı bir yönetim olmalı.' Suriye'de bir geçiş hükümeti kurmak suretiyle adım atılabilir. Bu geçiş hükümeti, şiddete bulaşmamış, halkın kabulünü almış insanlardan oluşmalı ve Suriye'yi bir an önce seçime götürmeli. İç savaş olmasına rağmen böyle bir seçimin gerçekleştirilmesi Suriye halkını rahatlatacaktır. Dünyada bu durumun örnekleri çok. Irak'ta, Libya'da oldu.

"KILIÇDAROĞLU'NUN DAHA ÇOK OKUYUP ÇALIŞMASI LAZIM"

Suriye'ye yardımlar devam ediyor mu?
Devam ediyor.
Adana'daki TIR olayı maalesef paralel yapının bir operasyonuydu.
Bunun başka hiçbir izahı yok. MİT Kanunu 26. maddeye göre savcının Başbakan'dan müsaade alması gerekir.
Başbakan'ın müsaadesi olmadan böyle bir müdahale yapamaz.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği gibi soruşturma aşamasında izin alma konusu değil o zaman...
Kılıçdaroğlu uçuyor.
Bu işleri bilmiyor.
Daha çok çalışması, okuması lazım. Tabii kılavuzu farklı.

'ÇÖZÜM SÜRECİ SANDIĞA YANSIR'
Çözüm süreci ve terör eylemlerinin azalmasının halkın üzerinde meydana getirdiği olumlu etki, sandığa da yansıyacaktır. Mesela, Diyarbakır'da ve Van'da makas daralıyor. Bu illerimizin beklentileri var. Hizmete hasretler.

AB SÜRECİ VE MERKEL
Almanya seyahatinden, en az Hollande'ın Türkiye ziyaretinden beklediğimizi bekliyoruz. Şu anda Almanya'daki iktidar ülkenin son on yıllarındaki en güçlü iktidar. Hem Hıristiyan hem de sosyal demokratları kucaklıyor. Gerektiğinde anayasa değiştirecek güce sahipler. Her iki tarafta da dostlarımız var. Merkel'le çalışma yemeğinde bir araya geleceğim. Sosyal demokrat lider Gabriel'le de görüşeceğim. AB sürecini enine boyuna müzakere edeceğiz. Yeni hükümetin, orada doğan Türklere vatandaşlık sözü var. Bu önemli adım.