Emniyet'teki paralel yapı iddialarına ilişkin yürütülen casusluk soruşturması kapsamında eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu 11 kişi tutuklandı. İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hâkimi İslam Çiçek, savunmasını aldığı 32 şüpheli ve dosya üzerinden işlem yaptığı 17 şüpheliyle ilgili kararını, önceki gece okudu. Yurt Atayün, Erhan Körtek, Ensar Doğan, Aytekin Koçak, Ali Fuat Altıntaş, Abdulkadir Ağır, Yunusemre Uzunoğlu, Şahin Akdeniz, Serdar Bayraktutan, Muhammed Kaya ve Mehmet Örs'ün tutuklanmasına karar verildi.
İŞTE KOMPLONUN DETAYLARI
4 sayfalık tutuklama gerekçesinde, Selam örgütü bahanesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte bakanlar, üst düzey bürokratlar, gazeteciler ve sivil toplum örgütü mensuplarına kurulmak istenen komplonun ayrıntıları anlatıldı:
Eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu 11 kişinin, devlet güvenliği açısından önem arz eden, gizli kalması gereken ve temin edilmesiyle siyasal ve askeri casusluk suçunu oluşturan dinleme verilerinde imzaları bulunuyor. Selam soruşturmasına, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Danışmanı Mustafa Varank, eski AK Parti Milletvekilleri Hayrettin Çakmak ve Seracettin Karayağız ile Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş'ın da aralarında bulunduğu bazı siyasetçilerin dahil edildiği görüldü.
238 KİŞİ VE 13 KURUMU DİNLEDİLER
Birçok gazeteci, akademisyen ve yazar, öz geçmiş bilgileri kaydedilerek soruşturmaya dahil edildi, 238 kişi hakkında iletişimin tespit kararı, bazı şüpheliler hakkında da teknik araçla izleme kararı alındı. 13 vakıf, dernek, kültür merkezi, sosyal tesis, cami, TV kanalına teknik araçlarla izleme yapıldı. Başbakanlık İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü, TRT Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü, İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliği, İstanbul Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Muş Alparslan Üniversitesi ve Kâğıthane Belediye Başkanlığı gibi kurumlara ait telefonlar da kaydedildi.
Başbakan Erdoğan'ın baş müşaviri Sefer Turan'ın, konumu itibariyle çok sayıda yabancı görevliyle yaptığı görüşmeler dinlendi. Başbakan Erdoğan'ın çok sayıda yabancı ülke lideriyle yaptığı ve devlet güvenliği açısından gizli kalması gereken görüşmeleri kaydedildi. Erdoğan'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Somali Büyükelçisi Cemalettin Kani Torun, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile yaptığı, devlet politikaları açısından önem arz eden görüşmeleri de kayıt altına alındı.
Başbakan Erdoğan'ın danışmanı Mustafa Varank'ın konumu itibariyle yaptığı çok sayıda görüşme kayıt altına alındı. Bakan Taner Yıldız ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın devlet güvenliği açısından önem arz eden görüşmeleri dinlendi. 'Emin' kod adıyla dinledikleri Hakan Fidan'ı terör örgütü üyesi gibi gösterdiler.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un danışmanı Furkan Torlak'ın telefonu ve e-mail adresi, 19 Eylül 2012'den itibaren teknik takibe alındı. Kurtulmuş ile Torlak'ın yaptığı çok sayıda görüşme kayda alınıp tape dökümleri yapıldı. Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in danışmanı Adnan Boynukara da dinlendi. Ergin ile HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın yaptığı çok sayıda telefon görüşmesi tespit edilip kayda alındı.
TESADÜFEN DİNLENEMEZ
Sonuç olarak, terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği ile ilişkilendirilecek herhangi bir faaliyetleri olmadığı için haklarında takipsizlik kararı verilen önemli kişilerin iletişimine, paralel yapı tarafından bilinçli ve gerçeğe aykırı şekilde müdahale edildi. Kod adı verilmek suretiyle yaptıkları dinlemeler sonucu elde edilen verilerse, devlet güvenliği açısından gizli kalması gereken bilgilerdi. Hâkim, ülke başbakanının diğer ülke cumhurbaşkanları ve başbakanları ile görüşmelerinin dinlenilmesi ve kayıt altına alınması tesadüf olamayacağına ve bu bilgilerin temini ile siyasal ve askeri casusluk suçu oluştuğuna vurgu yaptı. Bu dinlemeler sırasında, gerçek kişilerin kimlikler mahkemelerden saklanarak yargı yanıltıldı. Eksik ve yanlış bilgi verilmek suretiyle yapılan dinlemeler amaç dışı kullanıldı. Rütbeli görevliler, ham dinlemelerin hangi kısmının çıkarılıp hangi kısmının çıkarılamayacağına karar verdiler. Devletin kademelerinde uzun yıllardır görevli olan bu kişilerin, devletin gizli kalması gereken bilgilerden ve içeriklerinden haberdar olmayacakları düşünülemeyeceği belirtilerek, şüphelilerin suçu işledikleri yönünde kuvvetli şüphenin var olduğu, bu sebeple tutuklama nedeninin var olduğu kanaatine varıldığı açıklandı.
MAHKEMEYİ KİLİTLEME KÖTÜ NİYET GÖSTERGESİ
Sorgu sürecinde yaşanan karışıklık nedeniyle 17 şüpheli, sorgulanamadı ve hâkimlik tarafından serbest bırakıldı. Bunlardan Erkan Ünal, Selman Yuyucu, Ramazan Bolat, Ömer Köse, Osman Özgür Açıkgöz, Oğuzhan Ceylan, Kazım Aksoy ve Gafur Ataç'ın, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarını işledikleri yönünde yeterli delil olduğu için yurtdışına çıkış yasağı konuldu. Hâkim İslam Çiçek, paralel örgütün, sorgu sırasında mahkemeyi kilitlemek için hazırladığı oyunun detaylarını da tutanak altına aldı: "Süreçte tüm iyi niyet çabalarına rağmen şüpheli avukatları, savunma yaptırmama konusunda sorgu hâkimliğine direnç gösterdi. Avukatlar sürekli taleplerde bulundu, reddedilmesine rağmen taleplerin sonu gelmedi. Sorgunun gereksiz uzaması için her türlü yol denendi. İlk 2 gün şüpheli ve avukatların savunmasına hiç müdahale edilmedi. Bazı şüpheliler gereksiz uzunlukta, 20 sayfaya yakın ifade verdiği için süreç uzadı. 49 şüphelinin her birinin üçer avukatı var. Avukatlar, sorgu sırasında 100 klasörün üzerindeki dosyalardan sürekli sayfalar dolusu delil ve belge istiyor. Bu talepler, iyi niyet kuralları içinde değerlendirilemez."
KUMPASÇI MÜDÜR İÇİN DE TUTUKLAMA
Emniyet 'teki paralel yapıya yönelik operasyonda tutuklanan Serdar Bayraktutan, eski- Van Terörle Mücadele Şubesi Müdürü olarak görev yaptığı dönemde 6 ilde düzenlenen El Kaide operasyonunu gerçekleştirmişti. Van merkezli operasyon sırasında İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) Kilis'teki şubesine de baskın düzenlenmiş, böylece İHH ile El Kaide arasında bağ olduğu algısı verilmek istenmişti. Bayraktutan, 14 Ocak 2014'te düzenlenen operasyonların ardından açığa alınmıştı. Bayraktutan'ın İstanbul TEM Şube Müdür yardımcısıyken MİT'in haber alma elemanını deşifre ettiği iddia edilmişti. Devrimci Karargah'ın İsviçre'deki liderleriyle iletişim halinde bulunan Murat Ş., 6 Aralık 2011'de örgüte düzenlenen operasyonla gözaltına alınmış, bir hafta cezaevinde kalan Murat Ş. isminin iddianamede çıkmasından sonra hedef haline gelince Türkiye'ye kaçmak zorunda kalmıştı. Bayraktutan'ın terör şubesindeki anılarını anlattığı "Anne Ben Geldim" adlı bir de kitabı var.
ANLI'YI DA ÇETE ÜYESİ YAPMIŞLAR...
Binlerce kişiyi sahte isimlerle dinleyen paralel yapının ünlü TV programcısı Müge Anlı'yı da önce "silahlı örgüt üyesi", sonra da "uyuşturucu satıcılarına" yönelik operasyon kapsamında "Müge Öztekin" sahte ismiyle dinlediği ortaya çıktı. İstanbul Emniyeti'nde 2008-2013 arasında yapılan hukuk dışı dinlemeleri inceleyen müfettiş raporuna göre, Anlı, 2009'da sahte isimle ve IMEİ numarası üzerinden dinlendi. Dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in 30 Haziran 2009 tarihli talebiyle gerçekleşen ilk dinleme gerekçesinde Anlı'nın "silahlı suç örgütü üyesi" olduğu ileri sürüldü. 3 ay sonraki, dinlemenin uzatma kararında bu kez de Anlı'nın "uyuşturucu çetesi üyesi olduğu" ileri sürüldü. "Öztekin" diye bir soyisminin hiçbir zaman olmadığını, suç örgütü lideri O.K. ve 2 kişiyi de tanımadığını söyleyen Anlı, "Yaptığım iş, polisi ve adliyeyi ilgilendiren konuları içerdiği için dinlenmiş olabilirim diye düşünüyorum" dedi.