"BU TOPRAKLARIN BİRLİĞİNİ TEMİNAT ALTINA ALACAK OLAN POLİTİKANIZ NEDİR?"
MHP'nin birçok konuda milli birliği öne çıkaran tutumuyla, bu söylemi benimseyen bir parti olduğunu belirten Davutoğlu, ancak çözüm süreciyle ilgili hükümetin koyduğu iradeye sürekli eleştiri getirdiğini bildirdi.
"Şimdi soruyorum MHP yetkililerine buradan, bu toprakların birliği ve beraberliğini teminat altına alacak olan politikanız nedir? Çıkın ve anlatın" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Biz o istiklal ordularının içinde bulunan her bir kardeşimizi eşit vatandaş olarak görüyoruz ve Türkiye'nin doğusunda da varız, batısında da varız, kuzeyinde de varız, güneyinde de varız. Kim ne yaparsa yapsın, ki kahraman belediye başkanlarımızı, il başkanlarımızı Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki, bir kez daha buradan selamlıyorum, o kahramanları selamlıyorum. Onların her biri milli birliğimizin bulundukları yerdeki kaleleridir. Peki siz neredesiniz? Orta Anadolu'da, Batı Anadolu'da milli birlik nutukları atmak, Türkiye'nin milli birliğini teminat altına almaz. Türkiye'nin her yerinde al bayrağı dalgalandırmayan hiç kimse, milli birlik iddiasında bulunamaz."
AK Parti'nin, bu anlamda Türkiye'yi kuşatan tek parti olduklarına işaret eden Davutoğlu, "Millidir AK Parti, yerlidir, bu topraklara aittir, bu toprakların çocuklarının partisidir. Nerede doğmuş olursa olsun. İster Diyarbakır'da, Hakkari Dağları'nda ister Edirne'de veya Kırklareli'nin Istranca Dağları'nda ister Toros Dağları'nda, hiç fark etmez. Hepsi bu toprakların idealini yansıtır" dedi.
"BU ÜLKEYE İHANET ÖLÇÜSÜNDE SONUÇLAR DOĞURUR"
Milli iradeye dayalı siyasetin esasının, bütüncül ve içselleştirici, yani kimseyi dışlamayan siyaset olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şu veya bu lehçeyi, dili konuşuyor diye eğer onları doğuştan gelen bu özelliklerinden uzaklaştırmak için bir politika takip ediyorsanız hem gayriinsanidir hem gayrimillidir hem de bu ülkeye ihanet ölçüsünde sonuçlar doğurur. Bugün terör belasıyla uğraşıyorsak 12 Eylül'ün baskıcı, tek tipçi, askeri diktasının getirdiği yöntemler sebebiyle uğraşıyoruz. Diyarbakır hapishanelerinde yapılanlar, Konya'da ya da Edirne'de yapılsaydı da isyan ederdik, karşı çıkardık, Diyarbakır'da yapıldı diye karşı çıkmamıza da kimse karşı çıkamaz. O insanların haklarını, özgürlüklerini teminat altına almak, o yapılan hataları açıkça, hiçbir tereddüte mahal bırakmadan söylemek ve gerektiğinde de Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde olduğu gibi Dersim dolayısıyla çıkıp milletten özür dilemek, bir zillet değil aksine milli birlik ve beraberliği teminat altına alan onurlu bir davranıştır."
Kim yanlış yaparsa onun karşısında olacaklarını dile getiren Davutoğlu, "İster devlet adına yapsın ister bir örgüt adına yapsın ister bir sivil toplum kuruluşu adına yaparsa yapsın insanlık onuruna savaş ilan eden herkes, bize savaş ilan etmiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Bütüncül ve içselleştirici siyasetlerinin, etnik ve mezhebi temelli hiçbir ayrımı kabul etmediğini belirten Davutoğlu, "Onun için son 12 yıl içinde yaptığımız her demokratik reform her bir vatandaşımızın onurunu korumaya dönük adımlardır. Bunlar kararlılıkla sürdürülecek. Terör örgütü ne tür vandalizm yaparsa yapsın, biz insan haklarının ve bu haklara dayalı demokratikleşme felsefesinin savunucusu olacağız. Bu perspektifte çözüm sürecine bakıyoruz" diye konuştu.
"SİZLER BU TOPRAKLARIN ASLİ ÇOCUKLARISINIZ"
Muharrem ayında bütün Alevilere seslenmek istediğini kaydeden Davutoğlu, "Sizler Sünni kardeşleriniz gibi bu toprakların asli çocuklarısınız. Kimse, hiç kimseye bu topraklarda ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapamaz. Hacı Bektaş-i Veli, bizim için Hz. Mevlana gibi bir ulu önderdir ve bu toprakların kültürünü şekillendiren bir Horasan erenidir. Kim aramıza fitne sokmak isterse ona karşı omuz omuza durmalıyız" ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta geçmişte yaşanan olaylara karşı ortak tarihi bilincinin, ortak vatandaşlık bilincinin harekete geçirilmesi gerektiğini bildiren Davutoğlu, böylesi içselleştirici bir siyasetin takipçisi olduklarını dile getirdi.
Bütün bu siyaseti yürütürken üç vesayete dikkat çekmek istediğini ve bu vesayetlere izin vermeyeceklerini ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"AK Parti bu üç vesayeti de paralel devlet anlayışını da kesinlikle, kesinlikle tarihin çöplüğüne atacaktır. Birincisi, cuntalar ve darbelerin vesayet anlayışı. Düşününüz, halkın oylarıyla gelmiş bir Başbakan, Adnan Menderes ve iki arkadaşı şehit edildiler. Nasıl oldu bu? Sadece Adnan Menderes'e, rahmetliye dönük bir darbe değildi bu. O dönemin Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun'a da yapıldı. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri içinde paralel bir silahlı kuvvetler doğdu, Milli Birlik Komitesi adı altında. Ve cuntalaşma, İttihat Terakki döneminde başlayan ve bir imparatorluğa mal olan silahlı kuvvetlerin parçalanması, cuntalaşması teşebbüsü, değişik şekillerde hortladı. Madanoğlu cuntasıydı, 12 Eylüldü, 28 Şubattı. Devlet içinde ayrı bir devlet varmış gibi siyasi meşruiyetini halktan alan iktidarlara karşı Demokles'in kılıcı gibi durdular."
"Şimdi eski Türkiye ile yeni Türkiye'yi soranlara söylüyorum" diyen Davutoğlu, "Bu ülkelerde birileri, bazı başbakanlar, genelkurmay başkanınından ancak işaretle bahsedebiliyordu" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Şimdi devletin bütün organlarıyla, işte son, uzun süren Milli Güvenlik Kurulu'nda da tam bir uyum içinde, herkesin kanaatini serdettiği, askerin asker olarak, onurlu Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olarak görevini ifa ettiği ve gücünü halktan alan bir siyasi iktidar döneminde, onurla söylüyorum, silahının, modernizasyonunu bile tankının, başka bir ülkeye yaptırmak durumunda olan bir silahlı kuvvetler değil, kendi tankını, kendi füzesini, kendi savaş gemisini yapan bir silahlı kuvvetler olmanın onurunu yaşıyor Türk Silahlı Kuvvetleri."
Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik birimlerinin, Türkiye'deki kamu düzeni ve ülke güvenliği konusundaki önemine işaret eden Davutoğlu, "Güçlendirilecektir, takviye edilecektir ama ne Silahlı Kuvvetler içinde ne de herhangi bir güvenlik birimi içinde paralel bir yapılanmaya da izin verilmeyecektir" dedi.