Zaman gazetesi ve Samanyolu TV'ye yönelik gerçekleştirilen 14 Aralık operasyonunun basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyeceğini belirten SETA İstanbul Koordinatörü Doç. Dr. Fahrettin Altun, paralel devlet yapılanmasının basın özgürlüğü üzerinden siyasal bir söylem yürüttüğünü söyledi.
Zaman gazetesinin 14 Aralık tarihinde gerçekleştirilen operasyonun ardından 'Özgür basın susturulamaz' manşeti ile çıkması üzerine tartışmanın basın özgürlüğü düzlemine çekilmeye çalışıldığının altını çizen Altun, "Paralel devlet yapılanması, basın özgürlüğü söylemini devreye soktu ve AK Parti karşıtı tüm söylemler bunun etrafında birleşti. Basın özgürlüğünün çok farklı boyutları var ancak bu tartışmayı, siyasi sürecin dışında yaptığımızda aslında Türkiye'de basın özgürlüğü anlamında kendi modernleşme tarihi içerisinde en olumlu dönemin yaşandığını görürüz. Türkiye'de medya tarihine bakan biri, basın özgürlüğü anlamında bugün karşı karşıya kaldığımız problemlerin, daha önceki problemlerin yanında çok cılız kaldığını görebilirler. Bugün ortaya çıkan meseleleri AK Parti iktidarıyla ilişkilendirmek ve paralel yapıyla mücadele çerçevesindeki adımları da basın özgürlüğü gibi naif bir çerçeveye indirgemek aslında gerçekliği örtmek anlamına gelir. Karşımızdaki gerçek çok daha farklı" diye konuştu.
17 Aralık sürecinde yaşananların Türkiye siyasi hayatında karşı karşıya kalınan vesayet girişimlerinin yeni bir yapıya bürünmesi olarak niteleyen Fahrettin Altun, "Türkiye siyasi hayatı, demokratik siyasetin farklı yollarla durdurulmasının pek çok örneğiyle dolu.
Özellikle bürokratik oligarşinin müdahaleleri farklı dönemlerde karşımıza çıktı. Kendisini dini bir cemaat olarak belirten bir grubun merkezinde olduğu bir yapılanmanın bürokrasideki aktörlerini kullanarak siyasete müdahale ettiğini gördük" şeklinde konuştu.
Meselenin yolsuzluk değil, yolsuzluk söylemi üzerinden girişilen siyasete illegal müdahale meselesi olduğunun altını çizen Fahrettin Altun, "17 Aralık süreci açığa çıkmaya başladıktan sonra bazı olay ve dosyaların son derece iyi seçildiğini gördük.
Pek çok başka dosya ise gündeme getirilmemiş durumda. 17 Aralık'tan bu yana aslında bu mücadele devam ediyor ve bu grubun ciddi anlamda mevzi kaybettiğini görüyoruz. Ciddi şekilde algı kaybı yaşadılar. Uluslararası alanda kendisini bir tolerans hareketi olarak adlandıran grup, bugün siyasete illegal yol ve yöntemlerle müdahale eden bir hareket olarak gündeme geliyor" ifadelerine yer verdi.
