Bu yorum, muhalefetin indirgemeci tavrının tipik bir örneği. Evet, AK Parti olarak biz, Başkanlık sisteminin Türkiye için en uygun yönetim tarzı olduğunu düşünüyoruz. Bu düşüncemizin hukukî ve siyasi sebepleri var. Defalarca da bu görüşlerimizi kamuoyu ile paylaştık.
ÖZAL, DEMİREL VE ERBAKAN DA İSTEMİŞTİ
Daha açık sorayım: Başkanlık sistemine geçme isteğinizin sebebi Recep Tayyip Erdoğan mı?
Bu iddiayı muhalefet sıklıkla dillendiriyor. Ve ne yazık ki, çoğu diğer iddiaları gibi bu da temelsiz ve indirgemeci. Başkanlık sisteminin Türkiye'de tartışılmasının kökleri 50 yıl öncesine gidiyor. Merhum Erbakan ve Özal, Demirel, Türkiye için en uygun sistemin başkanlık olduğunu defalarca dile getirdiler. Bu üç isim, Türkiye'nin son 50 yılına damga vurmuş kişiler. Bu yargıya varmaları da şahsi bir talepten çok, Türkiye'nin hızlı icraat ve istikrarlı siyasi hayat ihtiyacını tespit etmelerinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla, şahıs merkezli bir teklif değil bizimki. İcraatın seri, demokrasinin kurumsal, sivil siyasetin güçlü olması için Başkanlık sistemini savunuyoruz.
Tayyip Erdoğan için de durum bu mu?
Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye'de siyasetin son 20 yılına damga vurmuş bir isimdir. Büyükşehir Belediye Başkanlığından Cumhurbaşkanlığına uzanan çizgide, sistemin nerelerde tıkandığını, siyasal düzenin hangi zaaflara duçar olduğunu tecrübeyle görmüştür. Kaldı ki, Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan olarak da güçlüydü. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın amacı şahsi güç arayışı değil, siyasal sistemimizin zaaflarına yönelik kalıcı bir onarım ve düzenlemedir.
AK Parti Başkanlık sistemini savunmayı sürdürecek mi?
Elbette sürdüreceğiz. Anayasa Uzlaşma Komisyonunda bu tezi savunduk. Hazırladığımız Yeni Anayasa metninde de görüşümüz açıktır. Meclis Başkanlığına sunduğumuz anayasa teklif metni, partimizin görüşüdür. Bir hukukçu gözüyle bakıldığında da AK Parti'nin anayasa teklifi, sistemin tıkanıklıklarını açacak, demokrasiyi güçlendirecek ve devletin tasarımını Türkiye'nin kat ettiği mesafeye uygun olarak güncelleyecek niteliktedir.
BU KEZ SİVİL ANAYASADA KARARLIYIZ
Şu halde Başkanlık sistemi bu seçimde gündemde yer alacak…
Bu seçimde biz milletimize Yeni Türkiye için Yeni Anayasa'nın zorunlu olduğunu ifade edeceğiz. Yeni Türkiye'nin kazanımlarını tahkim etmek ve Eski Türkiye'ye dönüş yolunu tıkamak için demokratik ve sivil bir anayasa konusunda ısrarlı ve kararlıyız. Bu yeni anayasanın içerdiği tekliflerden birisi de, başkanlık sistemine geçilmesidir.
Başkanlık sistemi ile tek adamlığa geçileceği iddialarına ne dersiniz?
'Açık oy, gizli tasnif' dışında iktidar yolu bulamayan CHP'nin padişahlık suçlaması, izahı bile gereksiz kılacak ölçüde çelişkili ve temelsizdir. Bu eleştiriyi yapanlar, bu sistemin câri olduğu hangi ülkede padişahlık olduğunu göstersinler de, bilelim. Girdiği 10 seçimden de mağlubiyetle çıktığı halde 18 yıldır koltuğunu kimselere bırakmayan Sayın Bahçeli'nin; % 50 ile Başbakan, % 52 ile Cumhurbaşkanı olan Sayın Cumhurbaşkanımızı tek adamlık özlemi içinde olmakla suçlaması, elimizde kalacağı için hiçbir yerinden tutmadığımız bir garip eleştiridir. Elbette bu iddiaların ciddiye alınır tarafı yok.
AK PARTİ'DE ADAY ADAYINDA BÜYÜK ARTIŞ VAR
Demokratik işleyişte bir sıkıntı yaratır mı Başkanlık sistemi?
Başkanlık sisteminin daha az demokratik olduğu yönündeki iddia doğru değil. Hatta, Başkanlık sistemi parlamentoyu güçlendirmektedir. Üstelik parlamenter sistemin Türkiye bağlamında bazı zaafları da var. Aslında bu sistem, parçalı ve kolaylıkla dengesiyle oynanabilecek yapısından ötürü demokrasi dışı müdahalelere açık bir haldedir. Darbe süreçleri, parlamento dengeleriyle oynamanın ve demokrasiyi kesintiye uğratmanın örnekleriyle doludur. Bunun en yakın örneği, 28 Şubat sürecinde yaşananlardır.
Ne kadar aday adayı bekliyorsunuz?
2011 seçimlerinde yaklaşık 5500 aday adaylığı başvurusu vardı. Bu seçimlerde bu sayının önemli ölçüde artacağı kanaatindeyim.
PARALEL YAPI SEÇİM ÖNCESİ KAOS İSTİYOR
Paralel yapının Haziran seçimlerini sabote edeceği söyleniyor. Bu tehlikeye karşı AK Parti'nin bir önlemi olacak mı?
Paralel Yapı, 30 Mart ve 10 Ağustos seçimleri öncesinde davrandığı gibi, Türkiye'yi kaosa sürüklemeye yönelik planlar ve ittifaklar içinde olacaktır. Fakat onlar ne kadar kaos çıkarmaya niyetlilerse; devletimiz de kamu düzenini koruma, Türkiye'nin geleceğini taşeron bir örgütün çıkarlarına kurban etmeme yönünde kararlılık içindedir. Ama şurası kesindir ki, kazanan devletin bekâsını ve milletin birliğini savunanlar olacaktır.
Geçtiğimiz hafta savcı Celal Kara verdiği bir röportajda 17-25 Aralık'ın darbe girişimi olduğunu itiraf etti. Ne diyorsunuz bu açıklamalara?
Bizim en başından beri söylediğimiz de buydu zaten. Türkiye'de her darbe makul gibi görünen gerekçelerle temellendirilir. Esas itibariyle o gerekçeler, darbeye halk desteği sağlamanın aracıdır sadece. Dünün Yassıada hukuku ile Paralel Yapıya angaje hakim ve savcıların hukuku aynı kökten beslenmektedir. Her ikisi de, yargı üzerinden siyaseti belirleme amacındadırlar.
ÜLKEYE HİZMETİN TEK YOLU MİLLETVEKİLLİĞİ DEĞİL
70'in üzerinde milletvekili 3 dönem kriterine takılıyor. Bu durum AK Parti içinde bir sıkıntıya yol açar mı?
AK Parti, kurumsallaşmasını tamamlamış bir yapı. Siyasetin tazelenmesi, yeni kuşaklarla beslenmesi ve hücre yenilenmesi için AK Parti kurulurken 3 dönem kuralı konuldu. 3. dönemini tamamlayan AK Parti milletvekilleri, bu kurumsal yapının en başından beri bulunmak hasebiyle bu kuralın amacını en iyi anlayan kişilerdir. Kaldı ki, siyaset yapmanın ve ülkeye hizmet etmenin tek yolu milletvekili olmak değildir. Bir çok arkadaşımızın ve büyüğümüzün, görüş ve tecrübelerinden her zaman istifade edilecektir.
HDP'nin parti olarak seçimlere katılması ve barajı geçememesi durumu AK Parti'nin oylarını nasıl etkiler?
AK Parti olarak biz, başka bir partinin kararları üzerinden kendimize yol haritası çizmediğimiz gibi o partilerin akıbetlerine bakarak bir hesap içine de girmedik, girmiyoruz. HDP'nin seçime parti olarak girme kararı kendi iç meseleleridir. Parti olarak şu anda bizim önceliğimiz, kendi seçim çalışmalarımızdır. Yeni Türkiye'yi kurma yolunda büyük önem atfettiğimiz bu seçime 10 milyon üyemiz ve seçim günü sandıklarda çalışacak bir milyon partimizle canla başla hazırlanıyoruz.
İsa Tatlıcan - Sabah.com.tr