MİLLETE SORALIM:
Özal 12 Eylül ihtilalinin ardından bir kardelen çiçeği gibi milletin umudu olarak ortaya çıkmıştır. "Başkanlık sistemine geçmemiz gerekir" diyordu. Biz de aynı şeyleri diyoruz. Yeni Türkiye, yeni anayasa, başkanlık sistemi diyoruz. Dün Özal'a diktatör diyerek, Özal'a tek adam heveslisi diyenler bugün aynısını bana söylüyorlar. Ey parlamentodakiler niye korkuyorsunuz? Vesayet düzeninin tüm kaleleri ellerinden gidince telaşlandılar. Başkanlık sistemi vesayet düzeninin küllerinin de savrulduğu düzeni başlatacak. Başkanlık sistemini millete soralım. Millet evet de diyorsa hayır da diyorsa olay bitmiştir. İç güvenlik paketinin geçmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Muhalefet ve Pensilvanya... Öyle ya da böyle bu paket geçecek.
PDY MİLLETİN KANINI SÖMÜRDÜ:
Gezi Parkı odaklı olaylarda netice alamayanlar seçime yakın zamanda, 17-25 Aralık'ta başka darbe teşebbüsünde bulundu. Aynı üst akıl, aynı hedefe farklı yollarla ulaşmayı çabaladı. Arkasında cemaat kisvesi altında dini ve milli tüm değerlerimizi fütursuzca kullanan bir yapı var. Pensilivanya'dan yönetilen ve kayıtlarda adı "Paralel Devlet Yapılanması" olarak geçen bu örgüt insanımızın kanını, iliğini sömürdü.
NİSANDA KIRMIZI KİTAPTA:
MGK'da bu yapının "ulusal güvenliği tehdit eden örgüt" olduğuna dair karar çıkarttık, mücadele kararı aldık. Nisan ayında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi içerisinde artık bu yerini alacak. İnsanları polisle, savcıyla, hakimle, müfettişle, aileleriyle, zaaflarıyla, ellerine ne geçerse onunla tehdit ederek adete bir korku imparatorluğu inşa ettiler. Zahirde hizmet hareketi olarak gözüken bu yapı, esasta bir şantaj şebekesine dönüştü.
PKK BİLE BU TAVIR İÇİNDE OLMADI:
Himmet, burs, kurban diye toplanan paraların bir bölümü Türkiye'deki ve yurtdışındaki bazı siyasi partilerin seçim kampanyalarına gitti. Bunun içinde Amerika var, Avrupa ülkeleri var, buralara bile yardım olarak gidiyor. Bu paraları, kendi pis işlerinde kullandıkları kişileri de susturmak için dağıttılar. İnanın böyle bir tavrın içinde PKK bile olmadı.
ANKEBUT YAPI:
Burada inancımızın ve milletimizin varlığına kastedenlerin emrine girmiş bir ankebut yapıdan söz ediyoruz. Bu aziz milleti bırakıp okyanus ötesini, güneyde sevdikleri ülkeyi dost edinenlerden bahsediyoruz. Uluslararası camiadaki okulları, oralardaki yönetimler "Biz size verelim. Alın, yönetin ama burada bunca öğrenci boşta kalmasın" dedi. Onun için bir vakıf kuruldu.
'DELİKANLIYSAN ÇIK ORTAYA'
Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine ve ailesine yönelik tehditleri hatırlatıp Paralel Yapı'nın Twitter'daki operasyon hesabı olan @fuatavni'ye sert çıkıştı: "Yaklaşık bir hafta önce Bursa'da da ailece tehditler aldığımızı söylemiştim. Şimdi dökülmeye başladı. İşte kızımla ilgili, şahsımla ilgili tehditler ortaya çıktı. (Fuat Avni isimli paralel hesabı kastederek) Aylardır ortaya çıkan bir isim var. Ya, delikanlıysan çık ortaya. Gizli olarak niçin kalkıp da bu şekilde bunu yapıyorsun? Kefenimizi giyerek biz bu yola çıktık. Bizi buradan caydıramazlar. Ama sende yürek varsa, sende delikanlılık varsa böyle kod adıyla, mod adıyla ortaya çıkma. Sen terör örgütünün mensubusun, bunu biliyoruz. Onun için de kod adı kullanıyorsun. Çık açık net ortaya. Varsa elinde bir şey onu da ortaya koy ama bunu yapamadılar bugüne kadar. Tehditleri yaparken bakıyorsunuz anamuhalefet başkanıyla, onun yetkilileriyle özel görüşmeler ve onlara adeta bilgi veriyorlar. Allah'ın verdiği ömrü kimsenin bir lahza geri, bir lahza ileri almaya yetkisi yok. Şu anda atılan bu adımlarla bizler kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. (Süyeyye Erdoğan'a yönelik Paralel Yapı'nın planladığı suikast iddialarıyla ilgili) Konuyla ilgili belgeler emniyet ve MİT'te vardır. Yargı talebini yaptığında bu konu ile ilgili ne kadar bilgi belge varsa yargıya gelecektir. Kızımın milletvekilliği adaylığı söz konusu değil. Defaatle söyledim. Oğlumla ilgili de böyle bir şey söz konusu değil. Bunların hepsi uydurmadır."
'ULUSAL MEDYAYI ŞANTAJLA SUSTURDULAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan Paralalel Yapı'nın ulusal medyayı da susturduğunu belirterek şunları söyledi: "Bu işin içinde siyasetin ayakları olması, Paralel Yapı ile diyaloğun olması yeni değil. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde bunu söylediğimizde kalemler, medya unsurları bunları kale almadılar. Ama bunların ucu kendilerine dokunduğunda rahatsız olmaya başladılar. Bana olan şeyler daha sonra başkasına olacaktır. Geçmişte Sayın Baykal'a olan şey budur. Orada özellikle mühendislik olayı yapıldı. Sayın Baykal gönderildi. Şimdi benzer şeyler yine yapılmaya çalışılıyor. Ne yazık ki, ulusal medya kalkıp böyle bir işbirliği içinde bulunmuyorlar. Ama bu iş onlara vurduğu zaman onlar da hop oturup hop kalkacaklardır. Seslerinin çıkmayışı şantajdandır montajdandır. İnanıyorum ki hepsi ile ilgili bunların elinde şantaja montaja dayalı bilgileri var."
SİLAHSIZLANMAYI SİLAHLILAR DÜŞÜNSÜN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilerin "Silahsızlanma çağrısı yapıyor musunuz?" sorusuna "Çözüm Süreci'nde bütünleşmeliyiz, kilitlenmeliyiz ve karşı çıkanlara prim vermemeliyiz. Eğer dik, sağlam durursak bu ülke beklediği o refahı, huzuru çok daha erken yakalayacaktır. Biz bugüne kadar üzerimize düşenleri, bihakkın yerine getirdik, yaptık, yapıyoruz. Ama herkesin aynı sorumlulukta hareket ettiğini söyleyebilmem mümkün değil. Buna rağmen sağduyuyla, soğukkanlılıkla, itidalle, sabırla meseleyi bugüne kadar getirdik. Gerçekten sınırların zorlandığı, sabırların zorlandığı pek çok durumla karşılaştık. (silahsızlanma) Onu elinde silah olanlar düşünsün" yanıtı verdi.
BEŞTEPE'YE İKİ KORUMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ
Bakanlar Kurulu'nun Cumhurbaşkanlığı koruma hizmetleri için şube müdürlüğü kurulmasına ilişkin kararı Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı olarak Cumhurbaşkanlığı koruma hizmetlerinde kullanılmak üzere 2 şube müdürlüğü kurulmasına karar verildi. 2 şubede özel harekât ve keskin nişancı polisler görevlendirilecek.