“Bugün Mursi'ye Verilen İdam Cezası, Sandığa Verilmiş Bir İdam Cezasıdır”

Sinan Erdem Spor Salonu'nda gerçekleştirilen programda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8. Uluslararası Gençlik Buluşması vesilesiyle, umudun, sevginin, aydınlığın, geleceğin timsali olan gençlerimizle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Buluşmayı düzenleyen, dünyanın bütün renklerini buraya toplayan, Türkiye Gençlik Vakfı ve Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu'na da teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, buluşmanın gerçekleşmesine destek veren, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na, TİKA'ya, Türkiye Diyanet Vakfı'na, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluklar Başkanlığı'na, Yunus Emre Enstitüsü'ne, İHH İnsani Yardım Vakfı'na ve diğer kurumlara teşekkür etti.

"BÖLGESEL OLARAK ÇALKANTILI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, bölgesel ve uluslararası gelişmeler bakımından son derece hassas ve çalkantılı bir dönemden geçildiğine işaret etti. Artık dünyanın hiçbir ülkesinin kendisini diğer ülkelerdeki gelişmelerden ayrı tutamadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşanan olaylara gözünüzü yumsanız, kulaklarınızı kapatsanız dahi sonuçları eninde sonunda geliyor sizi de buluyor. Afrika'daki açlık ve istikrarsızlık, Suriye ve Irak'ta meydana gelen olaylar, komşumuz Ukrayna'da cereyan eden çatışmalar bunun somut örnekleridir. Geçtiğimiz yıllarda Japonya'nın Fukuşima bölgesinde meydana nükleer kaza da Endonezya'da yaşanan tsunami de bu ülkelerle birlikte tüm dünyayı etkiledi. Şunu görmek durumundayız, Orta Afrika bölgesinde yaşanan din temelli çatışmalar, Doğu Afrika'da yaşanan kıtlık, Libya'da süren siyasi kaos, Avrupa sahillerinde mülteci teknelerinden dökülen cansız bedenler vuruyor dünyamızı" dedi.

Programa gelirken Arakan'dan bir grubun denizin ortasında, gemide mahsur kaldığı mesajını aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Oradaki o Müslümanlar şu anda mağdur, mahsur. Kimse elini uzatmıyor. Türkiye aranıyor. Bütün bu olaylar karşısında, durmadık, durmayacağız, elimiz nereye kadar uzanıyorsa uzatacağız" ifadelerini kullandı.

MISIR'DA VERİLEN İDAM KARARLARI

Suriye'deki devlet terörüne dur denilmemesinin bedelini, sadece Suriye ve komşularının değil, binlerce vatandaşını DAEŞ terör örgütüne kaptıran dünyanın 80 ülkesinin ödediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'taki mezhepçi ve dışlayıcı geçmiş yönetimin yol açtığı gerilimi tüm bölgenin hissettiğini, Mısır'da Tahrir Meydanı'nda siyasi iradelerinin peşine düşmüş binlerce insana sıkılan her kurşunun, aslında tüm dünyadaki meşru siyasete, demokrasiye, insan hak ve hürriyetlerine yöneldiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mursi hakkındaki idam kararına değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer bugün Mursi'ye idam cezası veriliyorsa, bu, sandığa verilmiş bir idam cezasıdır. Avrupa Birliği, dünya ülkelerine sesleniyorum. Az önce Sultangazi'den seslendim, şimdi buradan da sesleniyorum. Nedir o feryat? Diyorum ki Avrupa Birliği, Batı, hani sizde idam yasaktı? Sizde idam yasak olduğuna göre, idamı uygulayanlara karşı bir yaptırımınız var mı? Niye duruyorsunuz? Niye susuyorsunuz? Hadi uygulayın yaptırımlarınızı. İşinize geldiği başka yere uyguluyorsunuz. Buraya niye uygulamıyorsunuz? Uygulayın. Ama silah pazarlığına gelince silah pazarlığı yapıyorsunuz. 'Ürettiğim silahı nereye satacağım?' diye bunun pazarlığını yapıyorsunuz. Darbeyle yıkılan sadece Mısır demokrasisi değil, onunla birlikte umutlarını demokrasiye bağlayan tüm dünyadır. Gazze sahilinde oyun oynayan yavruların üzerlerine düşen her bomba, sadece o çocukların minik bedenlerini değil, buna göz yuman herkesin vicdanlarını da parçalamaktadır. 12 yaşındaki evladını İsrail askerlerinin kurşunlarından korumak için göğsünü ona siper eden baba, aynı zamanda bizi insan yapan tüm değerlere de siper oluyor."

"SORUNLARA KARŞI DAYANIŞMAMIZI KÜRESELLEŞTİRMEZSEK, ACI BİR SONU HEP BİRLİKTE PAYLAŞIRIZ"

Teknolojinin, ulaşım araçlarının yaygınlaştığı bir dünyada, dertlerin, sorunların da küreselleştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlara karşı ortak bir duruş sergilemek, sorunları el birliğiyle çözmek gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sorunlara karşı dayanışmamızı küreselleştirmezsek, acı bir sonu hep birlikte paylaşırız. İşte Türkiye, son 12 yıldır bunun mücadelesini veriyor. Hem ülkemiz içinde hem komşularımızda hem de diğer coğrafyalarda işte bunun için çaba harcıyoruz. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesini kendimizle birlikte tüm dünya için rehber edindik" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezhebine, meşrebine, rengine, etnik kimliğine bakmadan mazlum ve mağdur olan herkesin yanında olduklarını ifade ederek, "Zalimin de dimdik karşısındayız. Günübirlik çıkarlar için ilkelerimizden asla taviz vermedik çünkü biz sonunda hakkın tecelli edeceğine, duruşunu bozmayanın, rüzgarın yönüne göre eğilip bükülmeyenin kazanacağına inanıyoruz. Kendimiz için ne istiyorsak, komşularımız, Afrika, Türk dünyası, Balkanlar, Güney Asya ve tüm kardeş coğrafyalar için de aynısını istiyoruz. Biz, binlerce yıllık birikimimizle tarihin bu merkezi coğrafyasında, medeniyetlerin, devletlerin, toplumların barış ve adalet içinde yaşaması için çalışıyoruz" diye konuştu.

Konuşmasında, Arnavutluk ziyaretine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tiran'da muhteşem bir cami yapıldığını, 130 yıl önce namazgah olan binanın yerine daha muhteşeminin inşa edildiğini, iki yıl sonra cuma namazının burada kılınarak açılışının yapılacağını söyledi.

ARNAVUTLUK'TA TİKA'NIN FAALİYETLERİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan Preze Kalesi'ndeki mescidi de TİKA'nın yeniden inşa ettiğini aktararak, buranın da açılışını yaptığını kaydetti. İnsanların 9 kilometre dağa tırmandığını ve yaklaşık 7 bin 500 kişinin katıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, görmeye değer bir tablo, duygulu bir an olduğunu belirtti. Açılışa İşkodra İmam Hatip Lisesi'nden gençlerin geldiğini, kızların ilahileriyle, şarkılarıyla ve şiirleriyle duygulandırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları görünce geleceğe yönelik umudun azalmasının mümkün olmadığını vurguladı.

"2023'TE, TÜRKİYE'DEKİ ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISINI 250 BİNE ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ"

Karşısında dünyanın tüm renklerini, dillerini, kültürlerini, güzelliklerini yansıtan muhteşem bir tablo gördüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu Afganlı ile Boşnak'ın, Gabonlu ile Gürcü'nün, Somalili ile Tatar'ın, Açeli ile Üsküplünün, Haitili ile Türkistanlının, Hintli ile Pakistanlının kenetlendiği bir dostluk ve kardeşlik resmidir. 12 yıl boyunca bu manzarayı hayata geçirebilmek için çalıştık. 2002'de sadece 50 ülkeden 10 bin civarında uluslararası öğrenci ülkemizde eğitim alırken, bu rakam şu anda 160 ülkeden 80 bin öğrenciye ulaştı. Bunların yaklaşık 15 bini Türkiye burslarıyla, yani hükümetimizin verdiği destekle eğitim hayatlarını devam ettiriyor. Türkiye Diyanet Vakfımız da dünyanın birçok ülkesinden bin 200 öğrenciyi uluslararası imam hatip liselerinde yine burslu okutuyor. İnşallah 2023'te biz Türkiye'deki uluslararası öğrenci sayısını 250 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Sadece orta öğretimde değil aynı zamanda üniversite dahil. Eskiden Türkiye eğitim için yurt dışına öğrenci gönderirken, bugün dünyanın dört bir tarafından öğrencilerin geldiği, eğitim aldığı, birikimlerini paylaştığı bir eğitim üssü haline gelme yolunda ilerliyor" dedi.

"İDEALLERİNİ YİTİRENLER BENLİĞİNİ DE YİTİRİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan,, cumhurbaşkanı, 40 yılını siyasete veren bir büyük ve 4 çocuk sahibi bir baba olarak öğrencilere birkaç tavsiyede bulunmak istediğini belirterek, ideallerini yitirenlerin benliğini de yitirdiğini söyledi. Öğrencilerin ideallerine ve hayallerine sımsıkı sahip çıkmasını, bunları aklın, tecrübenin ve kadim değerlerin süzgecinde damıtarak hayata geçirmenin çabası içinde olmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu toprakların yetiştirdiği büyük bilge ve aynı zamanda evrensel hikmet pınarı olan Yunus Emre'nin mısralarının asırlar öncesinden bugünlere ışık tuttuğunu, yol gösterdiğini kaydetti.

Konuşmasında,, Yunus Emre'nin, "Gelin tanış olalım/İşi kolay tutalım/Sevelim, sevilelim/Dünya kimseye kalmaz" dizelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gençler; sevginin, adaletin, merhametin dilinden daha etkili, daha kalıcı bir dil yoktur. Biz Türkçe konuşuyoruz. Siz Fransızca, İngilizce, Almanca, Arapça, İspanyolca konuşuyorsunuz ama sevginin dili, aşkın dili, merhamet ve adaletin dili birdir. Sizler bizim ve geldiğiniz ülkelerin geleceğisiniz, umudusunuz. Biz geleceğimizi sağlıklı bir şekilde inşa etmek, donanımlı gençler yetiştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Aynı zamanda bu idealimizi tüm dost ve kardeş ülkelerle de paylaşıyoruz. Sizin buradaki varlığınız, bu irademizin açık ispatıdır. Farklı köken, kültür ve inançlardan geldiğimiz doğrudur. Ama sonuçta hepimiz insanız. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü severiz. Sevgili gençler ne Arap'ın beyaza, ne beyazın araba üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece Allah'a olan yakınlıktır. Bizi birbirimizden uzaklaştıran ırkımız, kültürümüz, dilimiz ve inancımız değildir. Bizi birbirimizden uzaklaştıran, birbirimizden ayıran, birbirimize yabancı kılan ön yargılarımızdır. İnsanı insana dost olmaktan çıkaran, düşman haline getiren, dünyayı insanın başına dar eden işte bu karşılıklı ön yargılar, eksik veya yanlış bilgilenmeden kaynaklanan tutum ve davranışlardır" diye konuştu.

"İNSAN İNSANIN KURDU DEĞİL, DOSTU VE KARDEŞİDİR"

Birilerinin dediği gibi insan insanın kurdu değil, tam tersine insan insanın dostu, kardeşi, yoldaşı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Birbirimize uzak kalarak, birbirimizi tanımayı, anlamayı, hissetmeyi ihmal ederek bu ön yargıları sadece besleriz'' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini dinleyen gençlere seslenerek, Anadolu'nun medeniyetler beşiği olduğunu, Asya, Avrupa ve Afrika'nın kalbinin Anadolu'da attığını belirtti. Bu toprakların tarihinin insanlık tarihi kadar eski ve adeta bir açık hava müzesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuk gençlere, gitmemişlerse diğer şehirleri görmeleri, fırsat buldukça bol bol seyahat etmeleri tavsiyesinde bulundu.

Gençlerin, gezdikleri yerlerde tanışacakları insanlarda, bu toprakların harcı olan misafirperverlikten, muhabbetten, saygıdan başka bir şey bulamayacaklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Sizler inşallah bizim kültür elçilerimiz olacak, ülkeleriniz ile Türkiye arasında gönül köprüleri kuracaksınız'' dedi.

"BU ÜLKEDE YILLARCA GENÇLERİ ALDATTILAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Yıllarca bu ülkede gençleri aldattılar ve gençliğimizin, insanımızın ubudiyet anlayışını, uluhiyet anlayışını değiştirdiler. Milleti, ümmeti parçaladılar. 'Pensilvanya'dan gelen ses' dediler. Ben görüyorum ki karşımdaki gençlik bir şeye değer veriyor; biz Allah'tan başka hiçbir güce kul olmadık. Tayyip Erdoğan bir cumhurbaşkanı ama bir cumhurbaşkanı olarak ölüm benim için de haktır. Sonunda gideceğimiz yer 2,5 metreküplük bir mezar değil mi? Hoca efendi musalla taşında kalkıp da benim için 'Cumhurbaşkanı niyetine' mi diyecek? 'Başbakan niyetine' mi diyecek? 'Trilyarder niyetine' mi diyecek? 'Er kişi niyetine' diyecek. Öncelikle bunun idraki içinde olmamız lazım. Bu anlayışla yürümemiz lazım. Ubudiyet anlayışını, uluhiyet anlayışını, anlayışını anlatmalıyız herkese. Kim olursa olsun, hangi makam, mevki sahibi olursa olsun, kimseden kulluk beklemesin. Biz halkımıza sadece hizmetkarız, yapmamız gereken budur'' dedi.

Konuşmasında, Hazreti Muhammed'in ''Hayrun nas men yenfeun nas- İnsanların hayırlısı insanlara en çok faydalı olandır'' hadisini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuk öğrencilerden Türkiye'yi ikinci vatanları olarak görmelerini istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Biliyorsunuz bizim bir Rabia'mız var. Bu Rabia'da ne var? Tek millet. Bunun içinde ne var? Türkü, Kürdü, Arabı, Lazı, Çerkezi, Gürcü'sü, Boşnağı, Arnavutu, Romanı var. Aklınıza ne gelirse, tek millet'' dedi. Rabia'nın ikinci unsurunun tek bayrak olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şair Mithat Cemal Kuntay'ın ''On beş Yılı Karşılarken'' şiirinin ''Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/ Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır'' mısralarını okudu.

"VATANIMIZI BÖLDÜRMEYİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanın bölünmez bütünlüğüne işaret ederek, ''Vatanımızı böldürmeyiz. Bu oyuna girenler, karşısında bizi bulurlar, kararlılığımızı bulurlar'' dedi.

Rabia'nın dördüncü unsurunun tek devlet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Neymiş? Devlet içinde devlet. Paralel devlet. İşte buyurun, artık Milli Siyaset Belgesi'nin içine girdiler ve oyunlar nasıl bozuluyor görüyorsunuz. Yargıyı işgal edenler, cübbeli çeteler nasıl ortaya çıkıyor görüyorsunuz. Dürüst ve samimi olanları tenzih ederim ama diğerleri ortaya çıktı, çıkıyor. Demiştim ya; inlerine gireceğiz. Hatırlayın. Girdik mi? Girdik, devam ediyoruz. Biz birbirimizi sevelim ama sizden ricam şu, birbirimizi Allah için sevelim'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Gençlik Vakfı ve Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu'na, düzenledikleri bu etkinlik ve kardeşlik hukukunu ihya ettikleri için teşekkür etti.