TÜBİTAK'ta yöneticiyken Paralel Yapı tezgâhıyla 2010'da tutuklanan, 14 ay cezaevinde yattıktan sonra serbest kalan Merdan Metin, kurumdaki kumpasları anlattı. TÜBİTAK'ta "Kriptografik Yazılım Birimi" ve "Kriptoloji Bölümü"nün altyapısı yöneticisi olan ve Havelsan, Aselsan, Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı gibi kurumlara milli projeler geliştiren Merdan Metin, 28 Ekim 2010'da, Paralel hâkim ve savcıların sahteciliğiyle İstanbul'daki askeri casusluk davasına dahil edilerek tutuklandı.
GÜLEN HAKKINDA BİR YAKALAMA KARARI DAHA
SORGUSUNU ZEKERİYA ÖZ YAPTI
Metin'in sorgusunu savcı Zekeriya Öz yaparken, savcı Fikret Seçen lehine olan belgeyi yargıdan sakladı. Mahkemede ise duruşma savcısı Celal Kara, heyet başkanı da hâkim Metin Özçelik'ti. Anayasa Mahkemesi kararıyla yeniden yargılanmaya başlanan Metin'e kumpas kuran savcılar Öz, Seçen ve Kara yurtdışına kaçtı. Hâkim Özçelik de tutuklandı. Şu an bir şirkette yönetici olan Merdan Metin, yurtdışına kaçan Paralel Yapı üyelerine "Vicdanlarınızdan kaçamazsınız" diye seslenerek, Paralel kumpası anlattı:
Paralel Yapı elemanlarının, TÜBİTAK'ta etkin konuma gelebilmesi için önlerinde engel gördükleri kişileri bir şekilde uzaklaştırmaları gerekiyordu. Askeri casusluk davası ile bu planı uyguladılar.
'BU ÜLKEYE İHANET ETTİLER'
Uzun görev seyahatlerine çıkan birkaç subayın evlerine taşınabilir bellekler yerleştirildi. Bu materyallerin içine ise tasfiye etmek istedikleri bazı TÜBİTAK çalışanlarının ismini yazarak hiç yapılmayan casusluk faaliyetine karışmış gibi gösterdiler. Bizi bu şekilde tutuklatırken bu sayede TÜBİTAK'tan yüzlerce kişi tasfiye edildi.
Kriptolu Telefon Projesi çalışma alanlarımızdandı. Tasfiye nedenlerimizden biri de bu gibi projelerin Paralel Yapı'nın hedefleri dahilinde kullanılabilmesiydi. 20-25 yıllık bilgi birikimi ve yetişmiş eleman potansiyeli bu dava ile darmadağın edildi. Ülkeye ihanet ettiler.
