ŞİMDİ OPERASYON DÖNEMİ: Bu milletin sırtına yük olan terör sorununu çözmek için, bizim her türlü siyasi riski alarak yürüttüğümüz 'demokratik açılım', 'milli birlik ve kardeşlik', 'çözüm süreci' girişimlerimiz oldu. Esasen, toplumda terör meselesinin kalıcı olarak çözüleceği konusunda çok ciddi bir beklenti de ortaya çıktı. Ancak özellikle çözüm sürecinin terör örgütü ve yandaşları tarafından istismar edildiğini gördük. Böyle olunca çözüm sürecini buzdolabına kaldırdık. Şimdi operasyon dönemi.
ERDOĞAN'DAN YARALI ASKERE YENİ TELEFON JESTİ
İZİN VERMEYİZ: Terör örgütü sıkışınca, şimdi bazı yabancı devletler, aktörler, medya üzerinden "silah bırakma", "yeniden masaya dönme" gibi çeşitli mesajlar gönderme yolunu deniyor. Kimsenin bu milletin huzuruna, canına kastetmesine izin vermeyiz.
TEMİZLEYECEĞİZ: Terör örgütü ülkemizden ve bölgeden sökülüp atılana kadar da bu operasyonlar devam edecek. Etkin operasyonlarla geriletilen terör örgütü, zaten büyük ölçüde çökmüş vaziyette. Bu aşamadan sonra çözüm bellidir; terör örgütünü, en küçük bir zerresi kalmayacak şekilde topraklarımızdan temizledikten sonra birliğimizi ve kardeşliğimizi güçlü şekilde tesis ettiğimizde gerçek çözümü bulmuş olacağız.
DEVLET SESSİZ KALAMAZ: Bir milletvekili, bu milletin askerini ve polisini şehit eden, halkı göç etmeye zorlayan, şehirleri yaşanmaz hale çeviren teröristlere destek veren, çanak tutan açıklamalar nasıl yapabilir? Bir devletin buna sessiz kalması mümkün olabilir mi? Bu anlamda teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını da yine bu milli tutumun gereği olarak görüyorum.
TÜRKİYE'YE ÇELME: Eskiden beri bu ülke ne zaman ayağa kalksa, atılıma kalkışsa mutlaka ayağına bir çelme takılmış, önüne bir engel çıkarılmıştır. Son 3 yıldır yaşanan sorunlar da bundan bağımsız değildir.
PARALEL'LE MÜCADELE: Paralel Yapı ile mücadele benim şahsi mücadelem değil, bir devlet politikasıdır. Filmi başa sarıp, bu yapının milletin arkasından sinsi bir şekilde çevirdiği dolaplara tekrar baktığımızda, Türkiye'nin nasıl büyük bir tehlikeden kurtulduğunu daha net görüyoruz.
SİYASET YERİNE HAKARET:
Sayın Kılıçdaroğlu'nun üslubu bir ana muhalefet liderine yakışacak bir üslup değil. Bu çarpık tarzı artık bir siyaset biçimi haline getirdi. Bu çirkin dile, milletin gönlünü kazanacak siyaset üretemedikleri için başvurduklarını düşünüyorum.
'BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞILSIN'
"Türkiye büyüdükçe yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Dolayısıyla yeni yöntemler bulup hayata geçirmemiz gerekiyor. Yeni anayas tartışmaları olsun, başkanlık sistemi tartışmaları olsun işte bu çerçevede Türkiye'nin gündemine gelen konulardır... Dünyada gelişmiş ülkelerin çoğunun başarısının arkasında başkanlık sistemi olduğunu görüyoruz. Türkiye için yeni bir anayasaya ve başkanlık sistemine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Başkanlık sistemi tartışılmalı."
'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SİYASİ KALKAN OLDU'
"Basın özgürlüğü ulusal güvenliğimizi tehdit edecek şekilde istismar edilemez. Türkiye'de basın özgürdür. Aksini iddia edenlerin basın özgürlüğünden anladıkları, eskisi gibi hükümet kurup hükümet yıkan bir medya gücüne sahip olmaksa, bunun olmayacağı bir Türkiye'de yaşıyoruz. O günler geçti artık. Elbette özgürlükleri daha da genişleteceğiz. Türkiye'de basın özgürlüğü meselesi, siyasi bir kalkana dönüşmüş durumda."
