Azerbaycan'da Bakü Küresel Forumu'na katılan Başbakan Binali Yıldırım, dönüşte beraberindeki gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. "Afrin'den çekil" çağrısını içeren Suriye tasarısını kabul eden Avrupa Parlamentosu'nu (AP) sert dille eleştiren Yıldırım'ın gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
AP'nin Afrin'le ilgili kararına ne diyorsunuz?
Avrupa Parlamentosu böyle çıkıntılıkları yapıyor. Terörle mücadeleyi onlar mı yapıyor? Kusura bakmasınlar, onlar sıcacık koltuklarında otururken Türkiye hem kendi ülkesinde hem de Avrupa'ya terörün yayılmasının önüne geçiyor. Bir anlamda Türkiye Avrupa'yı terörden koruyor. Bu kararları almadan önce yatıp kalkıp Türkiye'ye dua etmeleri lazım. Ne zamandan beri PKK'lılar PYD'liler YPG'liler eli kanlı Kürt kuvveti oldu. Öyle bir devlet mi var da Kürt kuvvetinden bahsediyorlar. Bunlar tamamen vizyonsuz, cahilce, bölgenin sorunlarından bihaber insanların verdiği kararlar. Avrupa Parlamentosu'nun bu anlamda sicili bozuk. Aldığı kararların bir yaptırımı da yok zaten. Bu kararları hangi saiklerle aldıklarını arkalarında kimlerin olduğunu da biliyoruz. Yazık koca Avrupa kıtası bölücü terör örgütüne neredeyse teslim oldu.
Afrin Operasyonu Dışişleri Bakanı'nın açıkladığı gibi mayısta bitebilir mi?
Şu gün biter, şu gün gireriz, çıkarız diye bir şey yok. ÖSO milisleri ve silahlı kuvvetlerimiz, jandarmamız, polisimiz titiz çalışıyor. Burada sivillere zarar vermeden çalışmak teröristleri etkisiz hale getirmek kolay değil. İşlerini tamamlayınca çıkacaklar. Bu lafları Cerablus ve Azez hattında Fırat Kalkanı'nda da duyduk. "Türkiye çıkmayacak" denildi. 135 binden fazla Suriyeli aile oraya yerleşti. 160 bin çocuk okula başladı. Köyler, ilçeler, beldeler kuruldu, asayiş sağlandı, okullar açıldı. Mahkemeler kuruldu. Geçici bir yönetim oluştu.
Menbiç konusunda Obama döneminden bu yana tartışma var. Ne olacak?
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson Türkiye'ye gelmişti. Savunma, istihbarat ve diplomatlardan oluşan teknik heyetler kuruldu. Kağıt üzerinde bir noktaya geldiler. Pazartesi itibarıyla Dışişleri Bakanları buluşup görüşecekti. Tabii Tillerson ABD Başkanı Trump'ın azizliğine uğradı. Yeni gelen arkadaş ile Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ileriki tarihlerde görüşecek. Bizim duruşumuz net. Afrin'de duruşumuz neyse Menbiç'te de aynı. Yerli halkın yüzde 90'dan fazlası Arap. Orada ABD'nin de Rusya'nın da varlığı var. ABD oradaki PYD-YPG unsurlarını güya oradaki güvenliği sağlamak amacıyla tuttuğunu söylüyor. Bizim arzumuz, gerek Rusya gerek ABD ile bir mutabakat içinde sorunun çözülmesi. Ama herhalükarda çözülecek.
Yeni Dışişleri Bakanı Pompeo süreci nasıl değiştirir?
Bakıp göreceğiz. Bizim için o gitmiş, bu gelmiş fark etmez. İlkeler esastır.
Fırat'ın doğusunda Afrin ve Menbiç'te olduğu kadar net mi Türkiye?
Terörde Fırat'ın doğusu, batısı ayrımı olmaz. Bize rahatsızlık veren, canımızı yakan bütün unsurların hakkından geliriz. Arkalarında birileri varsa ona karşı da tutumumuz değişmez. NATO'daki üyelerden biri "Ben bu teröristlere destek oluyorum" derse, bu ne NATO'nun ilkelerine, ne ülkelerin teröre bakışına uyar. ABD baştan beri "Bunlarla birlikteliğimiz tercih değil mecburiyet. DEAŞ'ı halletmek için kısa vadeli işbirliği yapıyoruz." DEAŞ gitti. Mazeret de kalmadı. Biz artık samimiyet istiyoruz.
DÜNYADAKİ EN ŞEFFAF SEÇİMİ YAPAN ÜLKEYİZ
Mühürsüz oy pusulalarıyla sahtekarlık yapılabileceği tartışılıyor?
Artık eski kafa, eski düşünce şekliyle yeni icraatları yapamayız. Bütün oy pusulaları filigranlı. Yani mühre falan gerek yok. "Yok imzayı abanarak yapacaksın, üstüne mührü vuracaksın ki devlet olduğu belli olsun." Bu eski, klasik devlet bakışı. Oy pusulasının hiçbir yerine mühür bile vurulmaması lazım. Ama alışkanlık. Burada sahtekarlık olmaz. Asıl seçmenin yüzde 8-10'unun oyu boşa gidiyor. "Oy pusulasını zarfa koyarken muhtarın kağıdını da koyuyorlar"... Eee konulsun, sayım yaparken ayır. Referandumda da bu tartışmalar üzerinden oyun oynandı. Pırıl pırıl seçimi tartışmaya açmaya çalıştılar. . Bazılarının kaybedecekleri seçimi tartışmaya açmak için böyle bir iş yaptığı kuşkusundayım. Türkiye, dünyada en adil, şeffaf seçim yapan ülkelerin başında.
CHP'NİN SEÇİMİ KAZANMA ÜMİDİ YOK
Bazı CHP'li vekiller Cumhur ittifakına karşı, seçime girmeme önerisine ne diyorsunuz?
"Seçime girmeyelim" diyenler kazanma ümidi olmayanlar... O kadar tecrübe var, 8-9 seçim kaybettiler. Bundan sonrakine de 'ne diye zahmete girelim, bunu da kaybedeceğiz' diye düşünmüş olabilirler. Kemal Kılıçdaroğlu da "Seçime gireceğiz" dedi. Çünkü o da kazanacağına inanıyor. Yani, ümit fakirin ekmeğidir. Öyle değil mi?
