Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde dün düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) 34. Toplantısı'na katıldı. Erdoğan toplantıda önemli mesajlar verdi:
Kendi meselelerimizi kendimiz çözebilmemiz için elimizdeki platformları en iyi şekilde kullanmamız gerekiyor. Aramızdaki ticarette milli para birimleri kullanmamız, kollarımıza vurulan emperyalist prangaları parçalamamız bakımından son derece önemlidir. İSEDAK'a üye ülkeler olarak birbirimize ne kadar çok yatırım yaparsak o kadar güçlü oluruz. İİT içi ticaret yüzde 25'e çıkarmaya verdiğimiz önemin altını çizmek istiyorum. İslam ülkeleri tercihli ticaret sisteminin yürürlüğe girebilmesi için ilgili ülkeleri taviz listelerini güncellemeye ve prosedürleri tamamlamaya davet ediyorum. Yerli ve milli paramızı kullanmaktan başka çıkış yolu yok. Aksi takdirde döviz kuru altında ezilmeye devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İSEDAK toplantısında önemli açıklamalar
Amerikan yönetiminin gümrük vergilerini yükseltmesi dünya ticaretinde korumacı eğilimleri artırmıştır. Ticaret savaşlarının küresel ticarete üretime ve refaha ciddi azarları olacağı aşikardır. Gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması, dünya ticaretine yeni bir açılım sağlayacaktır. Gümrüklerimizdeki altyapıları acilen modernleştirmemiz, işlemleri basitleştirmemiz lazım.Tercihli ticaret sistemi, altın borsası gayrimenkul borsası ve İstanbul tahkim merkezi gibi insiyatifler bir an önce uygulamaya konulmalı. Bazı üye ülkelerimizde ISEDAK faaliyetlerimize dair milli koordinasyon sistemi var. Diğer üye ülkeleri de uygun görecekleri önlemleri almaya davet ediyorum.
İSEDAK Bakanlar Toplantısı'nı bölgemizin adeta kaderinin belirlendiği Birinci Cihan Harbi'nin bitişinin yüzüncü senesinde icra ediyoruz. Bütün savaşlara son vereceği düşünülen ancak daha kanlı mücadelelere kapı aralayan bu savaşın üzerinden bir asır geçse de sebep olduğu travmaları yakından izliyoruz.
Tarih bizler için asla olmuş bitmiş olaylar bütünü değil, kuvvet cesaret ilhamla beraber ders aldığımız bir ibret vesikası. Bize dayatılan bakış açıları ile tarihi okumak anlamaya değil, mevcut önyargıları büyütmeye yarayacak. Kendi tarihimizi oryantalist bir anlayışla ele almak ancak Müslümanlar arasındaki çatışmalardan beslenenlerin işini kolaylaştıracaktır.
"Savaşı coğrafyamıza taşıyanlar huzur içinde yaşarken biz hala bölünüyoruz"
KAN VE GÖZ YAŞI İLE DİZAYN
Emperyalist niyetlerle savaşı Ortadoğu ve Afrika'ya taşıyanlar bugün huzur ve refah içinde hayatlarını sürdürürken, bizler bir asır sonra dahi onların yol açtığı çatışmaların bedelini ödüyoruz. Suriye'den Irak'a, Yemen'den Filistin'e kadar tüm bölgede yaşadığımız krizin, gerilimin, kan ve gözyaşının temelinde büyük savaş ile yapılan dizayn vardır. Batı başkentlerinde kotarılan Lawrence gibi karanlık tiplerle hayata geçirilen bu dizaynın en büyük mağduru maalesef Filistinli kardeşlerimiz. Sadece toprakların kaybetmemiş, aynı zamanda dünyanın en ağır haksızlıklarına maruz bırakılmışlardır.
Kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz. Suriye'deki krizi başkaları değil biz hal yoluna koyacağız. FETÖ, PKK, El Kaide, Boko Haram gibi proje örgütlerle geleceğimizin karartılmasına önce biz hayır diyeceğiz.
BM ÜLKELERİ DAİMİ ÜYE OLSUN
Filistin meselesinden iç savaşlara kadar her konuda çözüm için kapısını çaldığımız uluslararası kuruluşlar bizi hayal kırıklığına uğratmadı mı? BM Güvenlik Konseyi gibi kağıt üzerinde küresel barış ve istikrarı sağlamakla mükellef yapıların daha çok daimi üyelerin çıkarlarını korumak için çalıştığını çok yakında tecrübe ettik. Bölgesel barışa katkı beklediğimiz her krizden elimiz boş döndük.
Kutuplardaki balinanın sayılarını düşündükleri kadar Somali'de açlıktan ölen çocukları düşünmediklerine bizzat şahit olduk. Demokrasi insan hakları özgürlük gibi kavramları sadece kendi çıkarlarına hizmet ettiği sürece anlamlı olduğunu gördük. Akdeniz'de Ege'de göç esnasında ölen insanlarla ilgili bunların derdi var mı? Paranın petrolün elmas ve altının dışında kıymet verdikleri yok. "Dünya 5'ten büyüktür" itirazımın gerisinde işte bu acı tecrübeler bulunuyor.
Artık biz 1. Dünya Savaşı'nın sonrasındaki dünyada yaşamıyoruz. Artık yeni bir dünya var. BM ne kadar üyesi varsa bunların dönerli olarak hepsinin daimi üye olma hakkı tanınmalıdır. 5 daimi üye 15 geçici üye ile kusura bakmayın kimse kimseyi aldatmasın. 15 geçici üyenin bir kıymeti harbiyesi yok. Her şey o 5 üye, hatta onların içinde 1 üyenin 2 dudağı arasında. Böyle bir dünyada adalet beklemeyin. Mevcut uluslararası yapıları acziyetini dikkate alarak kapsamlı bir politika belirlememiz gerekiyor.
BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ GÜÇLENDİRİLDİ
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Yusuf el-Useymin ise yaptığı konuşmada şunları söyledi "Bölgesel iş birliği çerçeveleri yoğunlaştırıldı ve güçlendirildi. Bunun amacı mevcut beşeri ve fiziksel altyapı eksikliklerinin ortadan kaldırılması. Bu kapsamda birçok İİT kuruluşunun faaliyetlerinin özellikle İİT içi ticaret, lojistik ve altyapının geliştirilmesine odaklandı. Bunun nihai amacı İİT içi entegrasyonun teşvik edilmesi, mal ve hizmetler sektöründe sürdürülebilir kalkınmanın teşvik edilmesidir."
ARTIK TUZAKLARA DÜŞMEMELİYİZ
1. Dünya Savaşı ile beraber Batılı ülkelere asırlardır kendi bünyelerini kemiren hastalıkları Ortadoğu'ya ihraç etmişlerdir. Bu alışverişte onların payına güvenlik ve refah düşerken, öteki tarafa çatışma ve sefalet kalmıştır. Bize düşen maziden ilham alarak, çok daha aydınlık bir geleceği inşa etmektir. Bir damla petrol, bir damla kandan daha kıymetlidir mantığı ile hareket edenlerin kurduğu tuzaklara artık düşmemeliyiz. Avrupa'da katliamlara sebep olan ve 1. Dünya Savaşı ile coğrafyamıza zerk edilen hastalıkların başında ırkçılık ve mezhepçilik bulunuyor. Bugün İslam toplumlarını içeride zayıflatan, dış müdahalelere açık hale getiren en büyük sorun kişinin mezhebini dinleştirmesi. Bu fitnenin İslam'da yeri yoktur. Aynı kıbleye yönelen herkes din kardeşimizdir. Bir müminin yüreğinde sadece 1.7 milyarlık İslam ümmetinin fertlerine değil, tüm insanlığa yer var.
KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESELİM
Kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz. Suriye'deki krizi başkaları değil biz hal yoluna koyacağız. Berlin'den Paris'e kadar nerede olursa olsun teröristin kimliğine bakmadan masumların öldürülmelerine önce biz karşı çıkacağız. Filistinliler'i katletmekten çekinmeyen devlet terörüne önce biz tepki göstereceğiz. FETÖ, PKK, EL Kaide, Boko Haram gibi proje örgütlerle geleceğimizin karartılmasına önce biz hayır diyeceğiz. Yargısız infazlara, vahşi cinayetlere başkalarından önce biz itiraz edeceğiz. Nerede yaşanırsa yaşansın zulüm ve adaletsizliğe önce biz sesimizi yükselteceğiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile birlikte katılımcılarla sohbet etti.
G20 ÖNCESİ ÖNEMLİ MESAJ:
Rusya ve Ukrayna'ya ara buluculuk önerdik
G-20 toplantılarında oldukça geniş bir gündemle küresel ekonominin karşı karşıya kaldığı sınamaları ele alacağız.
(Rusya-Ukrayna gerginliği) Bugün bizim Sayın Putin'le yaptığımız görüşmenin ana ekseninde, malum şu anda aralarında Ukrayna'yla devam eden süreç ve bu konuda neler yapılabilir, burada bir ara buluculuk rolü üstlenenebilir miyiz? Bu konuyu her iki tarafla görüştük. Gerek Sayın Putin'le gerek Sayın Poroşenko'yla yaptığımız görüşmeler neticesinde, her ikisinin de bizden bazı talepleri oldu ve bu talepleri de bizler Sayın Putin'le Arjantin'de yapacağımız görüşmede kendilerine aktaracağız.
(Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alımı) İnşallah 2019'un sonuna doğru bu teslimatlar yapılacak ve o gün itibarıyla da bizim Hazine ve Maliye Bakanlarımızın, Merkez Bankalarımızın müşterek çalışmasıyla baştan beri yerli milli parayla alışveriş yapma tezimiz böylece hayata geçmiş olacaktır.
TRUMP, PUTİN VE POROŞENKO İLE GÖRÜŞTÜ
Başkan Erdoğan, Rusya lideri Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ile dün telefonda görüştü. İki ülke arasındaki gerilim ele alınırken Erdoğan, sorunların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı. Erdoğan daha sonra ise ABD Başkanı Donald Trump ile görüştü. Görüşmede Rusya- Ukrayna gerilimi, ikili ilişkiler konuşuldu. İki lider G-20'de yüz yüze görüşme konusunda mutabık kaldı.
Başkan Erdoğan, Arjantin'e hareket etmeden önce Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da katıldı.