FETO DA GELECEK: İçeride ve dışarıda terör örgütlerinden, destekçilerine kadar pek çok nifak odağına karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Millet olarak gördüğümüz, bildiğimiz, karşımıza cesaretli çıkan düşmandan korkmayız. Asıl büyük tehdit farklı kimlikler ve görüntüler altında içimize sızdırılmış olanlar. Son dönemde bu düşmanların en sinsi, en alçak, en tehlikelisinin saldırısına maruz kaldık. Bu da FETÖ terör örgütü. Terör örgütleri için her seçim, her önemli olay bir umut oluyor. Şahsımın ve partimin ayağının tökezlemesini, yeniden ipleri ellerine geçirmeyi umut ediyorlar. Halbuki milletimiz bunları ciğerlerine kadar gördü, tanıdı, hükmünü verdi. Ülkemiz içindeki ve dışındaki tüm FETÖ'cülere sesleniyorum. Artık sonunuz geldi. Gidecek yeriniz, atacak adımınız kalmadı. Başınızdaki Feto denen adamın arkasındakiler ne zamana kadar arkasında durur bilemem. Ama eninde sonunda o da gelecek. MEZARLIKTA ISLIK ÇALMAK: Elebaşılarınızın bir kısmı sizleri satarak rahatça yaşayabileceklerini düşündükleri yerlere kaçtı. Ama hepsini de saklandıkları deliklerde bulup birer birer adaletin karşısına çıkartacağız. Cezaevinde olup hala esip gürleyen örgüt mensuplarının yaptıkları iş mezarlıkta ıslık çalmaya benziyor. Korkunun ecele faydası yok. FETÖ'yü kamudan büyük ölçüde tasfiye ettik. İş dünyasındaki imkanlarını sıfırlıyoruz. Belediyelerdeki son kalıntıları da 31 Mart itibariyle milletimizce tasfiye edilecek. POŞETE KARŞI SAVAŞ: Eşimin de başını çekmiş olduğu "Sıfır Atık Projesi" konusunda yerel yönetimlerin çok çok kararlı olması gerektiğini savunuyorum. Son zamanlarda bu plastik poşetler benzeri birçok ürünlerle ilgili bir savaş başlattık. Hatırlıyorum anacığım evde file dokurdu. Fileyi hemen atmıyor, tekrar alıverişe gidiyorsun. Toprakla dostluğu var. O zamanlar kenevirden yapılırdı. Keneviri yok ettik. Memleketim Rize'mizde kenevir vardı. Kenevirden fanila, atlet dokurlardı. Çünkü teri emmesi çok başka. Yeniden bunu üreteceğiz. Arkadaşlarıma söyledim: "31 Mart kampanyasında file, bez torba kullanalım. Bu işi savunuyorsak bize bu yakışır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sıfır atık projesi açıklaması
POŞETE KARŞI SAVAŞ: Eşimin de başını çekmiş olduğu "Sıfır Atık Projesi" konusunda yerel yönetimlerin çok çok kararlı olması gerektiğini savunuyorum. Son zamanlarda bu plastik poşetler benzeri birçok ürünlerle ilgili bir savaş başlattık. Hatırlıyorum anacığım evde file dokurdu. Fileyi hemen atmıyor, tekrar alıverişe gidiyorsun. Toprakla dostluğu var. O zamanlar kenevirden yapılırdı. Keneviri yok ettik. Memleketim Rize'mizde kenevir vardı. Kenevirden fanila, atlet dokurlardı. Çünkü teri emmesi çok başka. Yeniden bunu üreteceğiz. Arkadaşlarıma söyledim: "31 Mart kampanyasında file, bez torba kullanalım. Bu işi savunuyorsak bize bu yakışır.
Şehirler arası göçler, hatta ilçeler, beldeler. "Bizim beldede de bizim amca oğlunun kazanması lazım, bizim aşiretten filancanın kazanması lazım. E ne yapalım, Ankara'dan, İstanbul'dan göç alalım." Böyle bir şey olamaz. Bu işgalin farklı bir türüdür. Bu tür şeyleri İçişleri Bakanlığımız ile daha yakın takibe alacağız. Bunun adı demokrasi değil. Taşıyalım, gidelim, bindirilmiş kıtalarla seçim kazanalım. Olmaz böyle bir şey. Kim orada yaşıyorsa seçimi onlar yapsın, neticesine de herkes katlansın. Böyle bir yanlış anlayış üzerine ne belediyecilik ne de demokrasiyi yarıştıramayız. Bunlar doğru şeyler değil. Buradaki kararlılığımızı unutmadığımızı özelikle ifade etmek istiyorum. Yolda kimi bulursan meclis üyesi yapmayacaksın. İşi bileni alacaksın. Bunların içinde çevrecisi, hukukçusu, inşaat mühendisi, mimarı, mali müşaviri olacak. İşi bilenlerle belediye meclisi oluşursa, imar komisyonları oluşursa dikey değil, yatay mimari şehirlerimizde yer alır. Hep konuşuyoruz, Safranbolu evleri, Beypazarı... Peki şimdi yeni yeni Safranbolular oluşturabiliyor musun? Mesele bu, bunu yapmamız lazım. TOKİ olarak bu işin savaşını 16 yıldır veriyorum. 860 bin konut yaptık. Kısmen başarılı olduk. Bu konuda tüm belediye başkanlarıma, TOKİ'ye, özel sektörün mensuplarına sesleniyorum, "Gelin ne olur, ülkemizi katletmeyelim." "Efendim bizde arazi yok" Olduğu kadar yap kardeşim. İnsanoğlu toprağa yakın yaşamalı. O zaman, vatandaşın huzuru da mutluluğu farklı olacak. Hayatın her alanında insanların karşılıklı etkileşimini ve dayanışmasını mümkün kılan yerleşim yerlerine bu şekilde kavuşabiliriz. Aksi takdirde ortaya çıkacak sosyal maliyet bu modelin maddi bedelinin çok üzerinde olacaktır. Denizlerimizin kenarlarında, orman alanlarımızı betona çevirme gayreti içinde olanlar var. Bu kapitalizm nelere muktedir. "Oraya dikey mimari yapayım, malı götüreyim. Bize de örnek veriyor, "Manhattan şöyle." Batsın senin Manhattan'ın. Sanki orada yaşayanlar çok mutlu. Bu noktada Çevre Şehircilik Bakanıma da söylüyorum. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksın. Yıkmaksa yıkacağız. Muhalefet, "Enflasyonunun en yüksek olduğu dönem şu andaki iktidarın dönemi" diyor. Ben resmi rakamla konuşuyorum, atarak tutarak değil. 14 yılın ortalaması 70.3 enflasyon. Bizim iktidara gelişimizle birlikte koalisyonlar dönemi bitiyor, tek başımıza bizim iktidarlarımız. 16 yılın enflasyonda ortalaması 9.54. En yüksek 2018 20.3. Kur, faiz, enflasyon üçgeninde yaşanan sıkıntıların süratle telafisi için sanayiciden esnafa çiftçiden ihracatçıya kadar her kesime yönelik çok önemli destek programları hazırladık. 2019 ile birlikte Türkiye yeni ve güçlü bir yükseliş dönemine geçecektir. İzmir'de İZBAN'da grev var. Baktık ki anlaşamıyorlar, çözemiyorlar mecburen Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle grevi iki ay erteledik, yetkim oraya kadar olduğu için. Vatandaşımızı sokaklarda sersefil yapma hakkımız var mı?
Satın alma paritesine göre, bugün dünyanın 13. büyük ekonomisi haline gelmiş durumdayız. İnşallah yıl sonunda bir üst sıraya çıkmış olacağız. Geçtiğimiz yıl ihracatı 168,1 milyar dolarla kapattık, sadece bununla kalmadık dış ticaret açığımızı da 55 milyar dolara gerileterek, önemli bir başarıya imza attık. İhracattaki artışın oldukça dengeli ve sağlıklı bir zeminde yürüdüğünü görüyoruz. Mesela 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısı 33'ten 37'ye çıktı. 10 sektörümüz 5 milyar doların üzerinde, 5 sektörümüz de 10 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdi. Savunma ve havacılık ürünleri ihracatında ilk defa 2 milyar doları aştık. Türkiye uluslararası yatırımlar açısından cazibesini korumayı sürdürüyor. Geçtiğimiz 16 yılda ülkemize gelen uluslararası yatırım tutarı 201 milyar doları geride bıraktı. Kasım ayında açılan şirket sayısı 7 bin 110, kapanan şirket sayısı bin 112. Bu rakamlar daha önceki aylardan daha olumlu seyri ifade ediyor. (Yıllık enflasyon rakamları) Ben resmi rakamları açıklıyorum. Çıksınlar sıkıysa bunlar da bu resmi rakamları yalanlasınlarBaşkan Erdoğan, CHP'nin enflasyon yalanını verilerle çürüttü
