HINCAL ULUÇ'UN YAZISINDAN BAŞLIKLAR
Bir gazetenin manşetinde gördünüz mü, bu sözleri..
Her gazetenin hem de birbirini yalanlayan "Onu yeme, bunu ye" palavraları ile dolu Sağlık Sayfaları var. Birinde okudunuz mu, o sözlerin yorumunu, önemini ve değerini anlatan iki satır..
Oysa ben yakından biliyorum, Emine Hanım'ın bu ülkenin kaderini değiştirecek kadar önemli şeylerin altını çizdiğini..
Ankara'da Delta Ajans'ta çalışırken, Cüneyt Ağabeyin (Delta) arkadaşı bir Kültür- Turizm Bakanlığı Müsteşarı vardı.
"Türkiye'nin Sağlıklı Suları" diye kitap yazmıştı.
Ülkemiz bu konuda bir cennet.. Kaplıcalar.. Çamurlar.. O sularda yaşayan sülükler ve balıklarla tedavi.. Sedef hastalarında, o sedef denen kabukları yiyen balıklar varmış, ondan öğrendim mesela..
Fethiye ve Kütahya'da kanseri bitkisel tedavilerle yenenler var. Onlarla konuştum. Hayır, tedavi edenler değil, olanlarla..
Kütahya'da bir yaşlı İngiliz kadın, yanındaki ihtiyar adamı gösterip "Buraya sedyede getirdik. Bakın şimdi yürüyor" dedi bana.. Bu köşede okudunuz yıllar önce..
Ama biz, bir ikisi hariç, o şifalı suların, otların etrafına modern tesisler yapmayı, yurda, dünyaya duyurmayı başaramadık. Kimse aldırmadı, bakmadı çünkü..
Sadece Sağlık Turizmi, kıymetini bilsek milyarlarla dolar kazandırır, Türkiye'ye..
First Lady'mize, hem insanlık, hem de ülkem adına yaptığı bu çok önemli çıkışlar için teşekkür..
Ama onun bu sözlerini geçiştirip, sövmeler ve saldırmalarla sayfalar ve saatler dolduran, yazılı ve görüntülü medyaya da teessüflerimle...
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ