Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelede uzman, 15 farklı ülkeden 21 sivil toplum kuruluşu liderinin 12-13 Haziran'da bir araya geldiği toplantının sonuç bildirgesi, Yeşilay Genel Merkezi'nde düzenlenen programda açıklandı.
Dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun uyuşturucu kullanmadığı ve uyuşturucuyla ilişkili bağımlılık gibi zararların söz konusu olmadığı topluluklar içerisinde yaşamayı arzu ettiği belirtilen bildirgede, bu sessiz çoğunluğun herkesin sağlıklı olmasını ve ülkelerin kalkınması için gençlere ve diğer savunmasız popülasyonlara yatırım yapmayı ve uyuşturucunun önlenmesini desteklediği bildirildi.
Bildirgede, imzası olan uluslararası ve bölgesel sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin, alkol, tütün, uyuşturucu ve diğer psikotropik maddelerin kullanımının, insanlara, ailelere ve bütünüyle toplumlara sağlık, sosyal ve ekonomik yönden zarar verdiğinin, dolayısıyla sürdürülebilir kalkınmayı tehdit ettiğinin bilincinde oldukları aktarıldı.
Madde ve davranış bağımlılıkları da dahil olmak üzere dünyadaki bağımlılık sorununu ve bu konuda acil aksiyon alınması gerektiğini göz önünde bulundurarak "İstanbul İnisiyatifi"nin ilk toplantısında bir araya gelindiği hatırlatılan bildirgede, insanlığın sağlığı ve refahıyla ilgili endişelerin dile getirildiğine değinildi.
En iyi önleme yolunun uyuşturucu kullanım yaygınlığının düşük tutulması olduğu vurgulanan bildirgede, "Zararın meydana gelmesini önlemenin, madde kullanım bozukluklarını azaltmanın, hayatları kurtarmanın, toplumları güçlendirmenin, halk sağlığını geliştirmenin, sürdürülebilir insan gelişimini ve birbiriyle ilişkili sorunları azaltmanın en düşük maliyetli, insancıl ve sürdürülebilir yöntemler olduğunu ifade ediyoruz. Uyuşturucu politikalarının insan haklarına dayalı, cinsiyete duyarlı ve yaşa uygun olması gerektiğinin bilincindeyiz." ifadeleri kullanıldı.
Bildirgede, madde kullanım bozukluğu olan insanların potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmelerine yardımcı olmak amacıyla erken müdahaleden zarar azaltmaya, rehabilitasyon ve reintegrasyona kadar uzanan kapsamlı müdahaleler sunan iyileşme odaklı bakım sistemleri oluşturmanın öneminin teyit edildiği bildirildi.
- "Sağlıklı toplumlar kurmak adına insanlığa çağrı"
Madde kullanım sorunlarının yalnızca kullanıcıyı etkilemediği, aynı zamanda eşlerini, ebeveynlerini, kardeşlerini ve çocuklarını olumsuz yönde etkilediği vurgulanan bildirgede, şunlar kaydedildi:
"Buna bağlı olarak, ailelere ve kullanıcının etrafındaki insanlar için kapsamlı destek hizmetleri, zararı önlemek ve esnek ailelere yardım etmek adına kritik öneme sahip olduğuna dikkat çekiyoruz. Toplumun katılımı yoluyla her seviyedeki politikaları, uygulamaları ve sistemleri değiştirmek için bütünleşik ve kanıta dayalı bir yaklaşım gerektiren ve ortak bir sorumluluk olan uyuşturucu sorunuyla savaşmak amacı doğrultusunda kapsamlı ve toplum odaklı bir eylemin önemini vurguluyoruz.
Yeni endüstrinin kamu politikasını şekillendirebileceğinden ve hükümetleri, uluslararası organizasyonları ve sivil toplum kuruluşlarını ekonomik kazançlar için etkileyebileceğinden duyduğumuz endişeyi dile getiriyoruz. Sosyal normları değiştirme, uyuşturucu kullanılabilirliğini azaltma ve sağlıklı toplumlar kurmak adına çabalamaları için tüm insanlığa özellikle de ailelere, siyasi, kültürel, dinsel, sivil, sağlık, eğitimsel, gençlik, sportif, iş dünyası liderlerine ve medyaya çağrıda bulunuyoruz."
Hükümetlere ve uluslararası topluma da çağrı yapılan bildirgede, "Uluslararası barış ve güvenliği, sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı ve ulusların sağlığını sağlamak için yerel ve uluslararası stratejilerle talep azaltma, arz azaltma ve kanun uygulamalarını daha iyi uygulamak ve kaynak sağlama konusunda hükümetlere ve uluslararası topluma çağrıda bulunuyoruz. Hükümetleri, herkesin sağlığını, refahını ve gelişimini destekleyen sağlıklı çevre için yatırım yapmaya çağırıyoruz. Küresel politika sürecine halkın katılmasını desteklemek ve sessiz çoğunluğun sesi olmak için dünya çapında iş birliği yapmayı taahhüt ediyoruz." ifadeleri kullanıldı.
