Bir hasta üzerinde uygulama fırsatı bulduklarını bildiren Tekin, şöyle konuştu:
"Türk ışını tedavisi projesini ilk defa Diyarbakır'da bir hasta üzerinde uyguladık. Koronavirüs ile ilgili enfekte olmuş bir vatandaşımızın tedavi sürecini burada gerçekleştirdik. Hepinizin malumu korona tedavisinde birçok farklı ve başarılı özellikle Türkiye'de Sağlık Bakanlığı ve Türk hekimleri tarafından uygulanan bir çok farklı yöntem vardı ancak bugün burada hocamızın gerçekleştirmiş olduğu yöntem dünyada bir ilk olma özelliğini taşımakta."
"GURUR VERİCİ BİR TABLO"
Test sonuçları pozitif olan ve yoğun bakımda yatan bir hastada yaptıkları uygulamanın neticelerini aldıklarını bildiren Tekin, şöyle devam etti:
"Kovid pozitif olarak görünen bir hastamızın negatife döndüğünü müjdesini buradan hem Diyarbakır'a hem Türkiye'mize hem de tüm dünyaya duyurmak Diyarbakır adına hakikaten gurur verici bir tablo. Tabi Diyarbakır özellikle bölge illeri açısından gerçekten önem taşıyan bir il konumunda.
Özellikle teknik alt yapısı ve kendi kadrosuyla birlikte ciddi işlere imza atmış durumda. Bugün de bu vesileyle bir araya toplanmış bulunmaktayız. Bu başarı hikayesini ilk olarak Diyarbakır'da yazmanın açıkçası gururunu paylaşıyoruz. Tüm vatandaşlarımıza da Rabb'imden hayırlı şifalar diliyorum. Diyarbakır dimdik ayakta, Allah'ın izniyle kovid mücadelesinde gerek Diyarbakır gerek Türkiye olarak çok iyi bir başarı elde edeceğiz ve inşallah en kısa süre içerisinde kovidden kurtulmuş olacağız."
"TÜRK IŞIN TEDAVİ PROJESİNE UYGUN OLDUĞUNU TESPİT ETTİK"
Başhekim Baysal da hastanın acil servise ateş, öksürük ve nefes darlığı şikayetiyle başvurduğunu, hastanın yapılan tetkiklerinde ağır pnömoni teşhisi koyduklarını söyledi.
Yapılan testin pozitif çıkması üzerine hastayı yoğun bakıma yatırdıklarını bildiren Baysal, "Sonra değerli hocamla istişare edip hastamızın Türk ışın tedavi projesine uygun olduğunu tespit ettik ve bugün hastamıza bu işlemi uygulamak için karar verdik. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak sadece bölge değil Türkiye'de ilklerin bir merkezi olduğumuz için gurur duyduğumuzu ifade etmek istiyorum." diye konuştu.
YÜKSEK TEKNOLOJİK ALT YAPI VE YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜ
Prof. Dr. Gedik ise projede Diyarbakır'ın bir merkez olmasının talebini ilettiklerinde gönülden ve coşkuyla "evet" dediklerini söyledi.
Gedik, "Maalesef son zamanlarda kovid hastalığıyla ilgili ön cephede olan Diyarbakır'ın aslında bu morale de ihtiyacı vardı. Ne ilaç ne aşı artık bir paradigma değişimi yaşadığımız bu tedavi yönteminde başarıya biz de susamıştık. Diyarbakır'ın da buna öncülük etmesi şahsımdan öte ülkem adına benim için gurur verici bir tablo." ifadelerini kullandı.
Gedik, böyle bir tedavinin yapılabilmesi için yüksek teknolojik bir alt yapının ve yetişmiş insan gücünün olması gerektiğini, bunların Diyarbakır'da mevcut olduğunu aktardı.
Bu sayede bugün Türk ışın tedavisinin en önemli aşamasını Diyarbakır'da gerçekleştirdiklerini yineleyen Gedik, "Diyarbakır'daki hastamıza hem damar içinde hem de solunum yollarına ultraviyole ışın tedavisini bir fiberoptik katedrale uygulayarak bu tedaviyi gerçekleştirdik." dedi.
Gedik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Öğrendiğimiz kati sonuçlarla hastanın işlem sonrasında derin noktalarında direk solunum borusundan ve gerekse kanından aldığımız numuneleri 3.01'den negatif çıktı. Bu sonucu bugün burada elde etmenin gururunu başta şahsımdan öte Diyarbakır ve Türk milletine armağan etmek istiyorum. Tabi bu imkanlar kolay imkanlar değil bu nedenle özellikle Diyarbakır'da bile bu imkanları bulabildiğiniz şartlarda şimdi artık Türkiye'den ve dünyadan bir ses yükseldi. Bir umut ışığı Diyarbakır'dan çıktı. Eskiden bu şartları bulabilmek çok mümkün değildi.
Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bu iradeyle bizim arkamızda duran bütün büyüklerime Sağlık Bakanlığına, Gazi Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi hocalarına ve buradaki tüm bilim dalındaki bu projenin gerçekleşmesini sağlayan değerli arkadaşlarıma teşekkür ediyorum."
Bu çalışmayı başından itibaren New York Üniversitesinde planladıklarını, ancak ilk önce Türkiye'de gerçekleştirmek istediklerini bildiren Gedik, "Bugün geldiğimiz noktada ülkemizde bu çalışmayı başarıyla tamamlamanın gurur ve huzurunu yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.
Ortak aklın bulunduğunu bildiren Gedik, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Tabi bu ortak bir irade gerektiriyordu ve bu iradenin en tepesindeki Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkürlerimi iletirim. Hepinize Diyarbakır'dan Türkiye olarak tüm dünyaya bir umut ilettiğim için bugün çok mutluyum."
TEDAVİNİN UYGULANDIĞI HASTA
Tedavinin uygulandığı hasta Mahmut Orak da 18 Haziran'dan ailesiyle kendilerini kötü hissettiklerini, ambulanslarla Eğitim Araştırma Hastanesine getirildiklerini söyledi.
Testinin pozitif çıkması üzerine ilaç tedavisine başladığını ifade eden Orak, "5 gün evde kaldım, sonra kötü olunca hastaneye yattım. Işın tedavisini kabul ettim. Ankara'dan heyet geldi. Işın tedavisini yaptılar. Beni bayıltılar. Sonra uyandım. Şu anda durumum çok güzel. Herhangi bir ağrı ve sızı çekmedim. Yapılan tüm emekler için teşekkür ediyorum." dedi.
TÜRK IŞIN TEDAVİ YÖNTEMİ
Türk Işın Tedavi Yöntemi, ilk olarak Türk bilim adamları tarafından "TurkishBeam Seçici- Sensitiv UVC ve Lazer Tedavisi", kısaca "TurkishBeam" adı altında kurulup geliştirildi. TurkishBeam, Türkiye kökenli dünya çapında önemli tıbbi cihaz firması RD Global INVAMED'in 3 yıllık araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin sonucu ortaya çıktı.
2017 yılından beri bu tedavi yöntemiyle enfeksiyona neden olan patojenler ve mikroorganizmalar üzerinde çalışmalar yürüten RD Global INVAMED, Kasım 2019'dan itibaren bu çalışmalarını yoğun bir şekilde Kovid-19 üzerinde odaklanarak sürdürmeye devam etti.
Yapılan hayvan çalışmalarından Kovid-19 ve benzeri viral hastalıkların tedavisi ile ilgili olumlu ve ümit verici sonuçlar alındıktan sonra, Sağlık Bakanlığına klinik çalışma başvurusu yapıldı ve yapılan başvuru 4 Mayıs 2020'de onaylandı.
Onayın ardından, insanlar üzerinde uygulanmasına yönelik gerekli çalışmalar başlatılırken, "TurkishBeam Türk Işın Tedavisi", denenmesi ve analizlerinin yapılması için ABD'nin tıp merkezlerinden Cleveland Kliniği ve New York Üniversitesi tarafından resmi olarak davet edildi.
