Silvan İlçesinde 2 gözlü bir evde oğlu ile birlikte yaşayan şehit eşi Müzeyyen Hekimoğlu'nun (41) çocukluğundan bugüne kadar yaşadığı acı dram yürek burktu. Henüz 13 yaşındayken 1992 yılında amcasının oğlu Münir ile evlendirilen Müzeyyen amcasının evine çocuk gelin olarak gitti. Bu evlilikten 2 bebekleri dünyaya geldi. Kızının doğduğu gün Münir vatani görevini yapmak için Erzincan'ın Kemah İlçesindeki birliğine teslim oldu.
Münir askerdeyken ateşli bir hastalık getiren 15 aylık kız bebeği hayatını kaybedince bu durum askerde olan Münir'den bir süre gizlendi. 1996 yılında Kemah köprüsü üzerinde PKK'lı teröristlerin hain saldırısında Münir Korhan 15 arkadaşıyla birlikte şehit oldu. 13 askerin cenazeleri ailelerine teslim edilirken, Korhan ile 2 şehidin naaşlarına bir türlü ulaşılamadı ve sıralı tüm aksilikler de bundan sonra başladı. Çocuk yaşta evlendiği için resmi nikâhı olmayan Müzeyyen'e şehit maaşı bağlanması için mahkeme kararıyla babası yaşını büyüttü. Ancak yasal mirasçısı olarak şehidin maaşı annesine, tazminatı da şehidin ağabeyine verildi.
KAN ÖRNEĞİ İLE DNA UYUŞTU
Oğlu Mehmet Sıddık Korhan da kayıtlarda şehit oğlu görünmediği için şehidin mirasçıcı sayılmadı. Anne oğlu için 1997'de babalık davası açtı. Şehidin naaşı olmadığı için DNA testi yapılamadığından mahkeme ilk kararında davayı reddetse de Kemah'taki birliğiyle yapılan yazışmada şehitten alınan kan örneği ve parmak izi analiz sonuçlarıyla Mehmet Sıddık''tan alınan kan örnekleri karşılaştırıldı. Yüzde 99.99 Münir Korhan'ın oğlu olduğu netlik kazandı. Bu kez Müzeyyen'den kan örneği alındı ve annesi olduğu kesinleşince şehit çocuğu imkânlarından yararlanmaya hak kazandı. Mehmetçik Vakfından eğitimi için burs sağlanırken, 20 yaşına geldiğinde de askerlikten muaf tutuldu ve şehit kontenjanından kamuda istihdam edildi.
ŞEHİDİN EŞİ ÇOCUK GELİN HALEN MAĞDUR
13 yaşında çocuk gelin olan Müzeyyen ise 24 yıllık hukuk mücadelesinden sonuç alamadı. Gözü yaşlı kadın, kocasının mezarı olmadığı için mezarı açtırıp DNA testi yapamadıklarını ve kendisinin de eşinin askere gittiği tarihte yaşı küçük olduğundan dolayı resmi nikâhı olmadığından Şehit eşi kabul edilmediğini anlattı. Müzeyyen Hekimoğlu, "Çalmadık kapı bırakmadım. Oğlum haklarını aldı, ama ben alamadım. Kan örnekleri karşılaştırmasında oğlumun eşimden olduğu kesinleşti, sonra benden numune aldılar benden olduğu da netleşti ve nüfus müdürlüğündeki aile tablosunda babası eşim, annesi de ben görünüyorum. Peki, oğlum babasının oğluyla, benim de oğlumsa ve ben hayatım boyunca eşimin hatırasına bağlı ve sadık kalıp evlenmediysem bu çocuk kendi kendime mi oldu.
Cumhurbaşkanımızdan ve ilgili bakanlıklarımızdan bana Allah rızası için yardım etsinler. Dilenci gibi kaymakamlıktan yardım almak istemiyorum. Tansiyon ve şeker hastasıyım eşimin maaşı benim kanuni ve yasal hakkımdır. Hiçbir gelirim yok, hastaneye bile gidemiyorum. İlaçlarımı oğlum alıyor. İşsiz kaldığım için kaymakamlık desteğiyle temizlik dükkânı açtım. Evlere ve işyerlerine temizliğe gidiyordum. Ancak annem yatalak hasta olunca dükkânı kapattım. Annem de kısa süre önce hayatını kaybetti. Bu kez kaymakamlık bana kapattığım işyeri için vergi borcu çıkarmış ve hakkımda icra takibi başlatmışlar. Bu parayı ödemediğim takdirde hapse gireceğimi söylediler. Doğduğumdan beri yüzüm bir gün olsun gülmedi. Allah rızası için o şehidimizin biraz hatırı varsa eşimin haklarından yararlanmam için bana yardım eli uzatsınlar" diyerek gözyaşı döktü.
