Esenyurt'ta 3 Nisan'da koronavirüs nedeniyle kısmen sokağa çıkma yasağının uygulandığı dönemde işlenen cinayete ilişkin soruşturma tamamlandı. Olaydan sonra gittiği Ümraniye'de akrabası M.İ.'nin evinde tuvalet penceresinden kaçmaya çalışırken yakalanan sanık Emrullah Ulon hakkında Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianamede Ulon'un "tasarlayarak öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından yararlanarak hırsızlık" suçundan ise 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
BAZA ALTINDA 20 BİN 600 AVRO BULUNDU
İddianamede, iki arkadaş arasında önceye dayalı bir husumet tespit edilemediği, ancak Ulon'un, öldürme amacıyla Rençber'in oturduğu Esenyurt'taki kiralık 1+1 daireye geldiği, yanında getirdiği tabancayla da Rençber'e ateş ederek öldürdüğü belirtildi.Dairede yapılan arama sonucu yatak bazasının altındaki gizli bir bölümde, kutu içerisinde 20 bin 600 Avro (yaklaşık 204 bin 500 TL) para bulunduğu, ceset üzerinde yapılan incelemede ise sol el orta parmak ile yüzük parmağı arasında sıkışmış ve deforme olmuş mermi çekirdeği bulunduğu kaydedildi.
ADLİ TIP RAPORU YALANLADI
Emrullah Ulon savcılıkta alınan ifadesinde önce Ahmet Rençber'in kendisini öldürmeye çalıştığını iddia etti. Ancak Adli Tıp Kurumunun otopsi raporunda, Rençber'in vücudunda 9 adet mermi çekirdeği giriş yarası tespit edildi. Adli tıp raporunda mermilerden birinin bitişik atış, 6'sının yakın atış, ikisinin de uzak atış mesafesinden çıktığı kaydedildi.Savcılık, Rençber'in vücudundaki yaralanmaların dağılımı ve yönleri dikkate alındığında tespit edilen bulguların sanık savunmalarını doğrulamadığını, bu nedenle sanığın savunmalarının cezadan kurtulmaya yönelik olduğunu dile getirdi.Savcılık, olaya ilişkin tanık bulunmadığı için sanığın tam olarak tespit edilemeyen bir nedenle arkadaşını öldürmeye karar verdiğini belirterek, kaçamaklı ikrarı ve kriminal uzmanlık raporlarından da sanığın suçlu olduğunun anlaşıldığına dikkat çekti.
"FRANSA'DA TANIŞTIK"
Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinde çarşamba günü yapılan ilk duruşmada savunmasını yapan Emrullah Ulon, Ahmet Rençber ile 8 yıl önce Fransa'da tanıştıklarını, orada iş sebebiyle sürekli görüştüklerini söyleyerek, "Benim ofisime gelirdi. Paris'te inşaat şirketim var. Orada görüşmelerimiz oluyordu. Türkiye'ye de ara sıra gelip gidiyordum. En son 2020 yılı başında geldim ve ondan sonra gitmedim. O benden önce Türkiye'ye gelmişti. Burada görüşmelerimiz devam etti. Daha önce de evinde kaldım. Ben de onu misafir ettim. İzmir'e gidip geldik. Bu olaydan birkaç ay önce de Azerbaycan'a iş sebebi ile gitmiştik. Nargile tütün işi vardı, bu sebeple Bakü'ye gittik" dedi.
CİNAYETTEN ÖNCE TAKSİM'DE GEZMİŞLER
Rençber'in de Fransa'da inşaat malzemeleri satışı ile uğraştığını ve işlerine Türkiye'de devam etmek istediğini anlatan Ulon, "Olaydan bir gün önce Taksim'de buluştuk. Ben onun evinde birkaç gün kalıp Fransa'ya dönecektim. Kendisi beni evine çağırdı, İstanbul'u gezdirecekti. Taksim'den sonra maktulun evine gittik, işle ilgili konuştuk. Aramızda herhangi bir husumet geçmedi. Eve saat 16.00 sıralarında vardık. Bana salonda yatabileceğimi söyledi, çarşaf getirdi" dedi.Sabah saat 11.00 sıralarında kafasına bir cisimle vurulması üzerine uyandığını öne süren Ulon, Rençber'in kendisine "Kalk seni öldüreceğim" dediğini ve elinde silah olduğunu, aralarında yaşanan boğuşma sonucu silahı Rençber'in elinden aldığını iddia etti.
"BİLSEYDİM YURTDIŞINA KAÇARDIM"
Rençber'e doğru nişan almadan bir kaç kez ateş ettiğini söyleyen Ulon, "Mermilerin nereye isabet ettiğini tam olarak görmedim. Ancak vücudunda kan gördüm. Korktum, evden nasıl çıkacağımı bilemedim. Arabayı garaja park ettiğimiz aklıma geldi. Normal yoldan çıkılsa kimlik sorulacağını düşündüğümden araç ile otoparktan çıkmayı düşündüm. Sehpanın üzerindeki telefonları ve arabanın anahtarını alıp otoparktan çıktım. Arabayı Üsküdar'a park ettim. Telefonları ve silahı denize attım. Telefonları alma sebebim maktulün tanıdıklarını araması ve benim evden çıkışımı engellemesinden endişelenmemdi. Evden ayrılırken Ahmet'in öldüğünü düşünmemiştim. Öldüğünü bilseydim, yurt dışına kaçardım. Polislerin söylemesiyle öldüğünü anladım" dedi.Mahkeme davayı üç ay sonraya erteledi.
