Son dakika haberi: Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün devam ettiği Yeni anayasaya ilişkin açıklamalarında çok önemli ifadeler kullandı. Erdoğan "Gelin, hep birlikte yeni anayasa konusundaki tekliflerimizi yıl içinde hazırlayalım ve tartışmaya başlayalım. Cumhuriyetimizin 100. yılını darbe anayasasıyla değil, bu ülkeye ve millete yakışan yeni sivil bir anayasa ile karşılayalım" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yeni ve sivil anayasa çağrısına en hızlı karşılık veren muhalefet lideri oldu. Türkiye'nin anayasa ihtiyacını doğrulayan Bahçeli partisine talimat verdiğini ilan etti. İşte yeni anayasaya ilişkin son dakika gelişmeleri ve Başkan Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları;
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin TBMM'deki grup toplantısına katıldı. Erdoğan buradaki konuşmasında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan özetle şunları söyledi:
YENİ ANAYASA HEDEFLERİMİZİ TAÇLANDIRACAK: Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP'nin bu teklife olumlu bakmasıyla inşallah Türkiye, tarihinde ilk defa sivil bir anayasa hazırlama ve gerçek bir özgürlük ortamında milletin takdirine sunma şansına sahip olmuştur. Milli iradenin gücünü yansıtacak yeni anayasamızın, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı için belirlediğimiz hedefleri taçlandıracağına inanıyorum.
ANAYASA İÇİN ŞARTLAR UYGUN: Bugün artık hem vesayetin gücünü kırmış hem darbe niyetlilerine mesajını açıkça vermiş hem de uluslararası alanda özgürce hareket etme iradesini ortaya koymuş bir Türkiye var. Yani yeni anayasayı konuşmak ve hazırlamak için şartlar gayet uygun.
Üstelik, küresel siyasi ve ekonomik güç dengelerindeki değişimde hak ettiğimiz yeri alma fırsatını kamil manada değerlendirebilmek için de daha sağlam bir çatıya ihtiyacımız bulunuyor. Milletimizin reform gündemimize olan samimi ilgisi ve yüksek beklentisi de bizi yeni anayasa hazırlama teklifimizi kamuoyuna sunma konusunda cesaretlendirmiştir.
TÜM SİYASİ PARTİLER YER ALMALI: Tercihimiz tüm siyasi partilerin bu sürecin içinde yer alması. Bunun için sonuna kadar samimi bir gayret göstereceğiz. Ancak şu veya bu sebeple, kimi siyasi partiler kendini sürecin dışında tutsa bile, biz milletimizin tüm kesimleriyle oturup konuşarak, yeni anayasa çalışmalarının içinde olmalarını mutlaka temin edeceğiz.
Bunun için sonuna kadar, acele etmeden, her kesimle gereken istişareleri yaparak, önümüzdeki asrın ihtiyaçlarını karşılayacak bir anayasa metni ortaya çıkarmalıyız. Hatta bu öyle bir metin olsun ki Türkiye Cumhuriyeti'nin 150'nci, 200'üncü yılları kutlanırken bu anayasa çalışması tarihi dönüm noktalarından biri olarak gösterilsin. Bu öyle bir metin olsun ki anayasa hukuku literatüründe tüm dünyada örnek gösterilsin, diğer toplumlara da ilham versin.
STK'LARA ÇAĞRI: Buradan siyasi partilerimize, akademisyenlerimize, üniversitelerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza, medya mensuplarımıza, velhasıl tüm fikir ve aksiyon insanlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin, hep birlikte yeni anayasa konusundaki tekliflerimizi yıl içinde hazırlayalım ve tartışmaya başlayalım. Farklı görüşleri tekrar tekrar konuşalım, tartışalım. Cumhuriyetimizin 100. yılını darbe anayasasıyla değil, bu ülkeye ve millete yakışan yeni sivil bir anayasa ile karşılayalım.
MASAYI SEN TEKMELEDİN MİÇOTAKİS: Yunan Başbakanı Miçotakis ile görüşebileceğimizi söyledik. Ben bu açıklamayı yapıyorum, bir de baktım şimdi Miçotakis meydan okuyor. İstişari toplantılar, eski adıyla istikşafi toplantılar başlasın dedik ve geçen hafta İstanbul Dolmabahçe'de başlatıldı.
Şimdi ikincisi Atina'da yapılacaktı, Miçotakis şimdi meydan okudu. Sen bu meydanı okuduktan sonra biz seninle nasıl bir araya gelelim? Önce haddini bileceksin. Eğer gerçekten bir barış arayışı varsa sende, bana meydan okuma, haddini bil. Eğer haddini bilmezsen o zaman masayı demek ki sen tekmeledin, masadan kaçtın. Biz masadan kaçmadık, biz masadaydık. Ve bu şekilde gitmesi halinde de biz seninle masaya oturamayız.
GÜVENDİĞİN DAĞLARA KAR YAĞDI: Buradan Miçotakis'e bir şey daha hatırlatmak istiyorum, sen bazı dağlara güveniyorsun. O güvendiğin dağlara kar yağdı kar. Hiçbirinden sana fayda gelmez ama biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Onun için çılgın Türkleri iyi tanıyacaksın. Artık iki devletli çözümden başka Kıbrıs'ta çıkış yolu kalmamıştır.
İster kabul edersiniz, ister etmezsiniz. Artık federasyon mederasyon diye bir şey yok, geçin artık o işi. Hidrokarbon kaynakları konusunda da Kıbrıs Türkleri ile masaya oturmaktan ısrarla kaçıyorsunuz. Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır adada süren çözümsüzlüğün mağduru olmasına daha fazla izin vermeyeceğimizi tüm dünya bilmelidir.
CHP BELEDİYECİLİĞİ ÇÖP, ÇUKUR, ÇAMUR DEMEK
Başkan Erdoğan, grup toplantısında CHP'ye de yüklendi. AK Parti belediyelerince hayata geçirilen sosyal belediyecilik uygulamaları, hizmetler ve yatırımların yer aldığı hizmet videoları ile CHP'li belediyelerin vatandaşı zor durumda bırakan belediyecilik anlayışının yer aldığı videoları kamuoyuyla paylaştı. Erdoğan ülkede kimin hizmet siyaseti, kimin eser siyaseti yaptığının, kimin de istismar siyaseti ve ideolojik bağnazlık siyasetiyle milleti perişan ettiğinin, izlenilen videoyla ayan beyan ortaya çıktığını söyledi. Erdoğan şöyle konuştu:
İZMİR ÇÖKMÜŞ VAZİYETTE: Gelin, hep birlikte, bizi izleyen, milletim de seyretsin ve bu CHP belediyeciliğinin, çöp, çukur, çamur olduğunu görelim. İşte görüyorsunuz (video görüntüsünü işaret ediyor), İzmir'in hali ortada. 35 yıl... İnsan altyapı adına bir şey yapmaz mı? Bunlar yapmadılar. İzmir tüm altyapısıyla, kaçak yapılarıyla çökmüş vaziyette.
İzmir gibi muhteşem, güzel bir şehrimizin özellikle altyapı, üstyapı noktasındaki hele hele o Karabağlar'ın halini filan gördüğü zaman insan eyvah diyor. Ne iş yapıyorsun sen? Siz ne yapıyorsunuz? Suyunuz yoktu suyunuz. DSİ'ye verdiğim talimatla İzmir'e suyu biz getirdik. Niye? Çünkü halk, benim halkım. Büyükşehirler özellikle suyu kendisi temin etmek ve getirmek zorunda, İstanbul, Ankara... Kar falan geldi de toparladık işi. Buralarda da yine her türlü sıkıntı olabilir. Buraların barajlarını da yine biz yaptık. İstanbul'un barajlarını yine biz yaptık. Bu barajlar sayesinde bugün İstanbul susuzluğu yaşamıyor. Kendi partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık işlerinin üzerini kapatmaktan milletin derdine derman olacak konularla ilgilenmeye fırsat bulamayanlar bunun hesabını elbette sandıkta verecektir.
İzmir'i ziyaret eden CHP Genel Başkanı'na dükkânını su basan esnaf hanımefendi kardeşim şöyle sitem ediyordu: "Altyapı hizmeti gerçekten bitik. Bir vatandaş ve esnaf olarak canım yanıyor. Sizden rica ediyorum. Burada 35 senedir CHP var, lütfen bu altyapıyı düzeltin." Kendisi de CHP seçmeni olduğu anlaşılan vatandaşın, 35 yıldır şehrini yöneten ve hiçbir altyapı yatırımı yapmayan belediyeyi, o partinin genel başkanına şikâyet ediyor. Tabii aklıma, "Bu vatandaşımız kimi kime şikâyet ediyor" diye gelmedi de değil.
HEPTEN CAHİL: İzmir'deki Çiğli Tramvayı temel atma töreninde konuşan Kılıçdaroğlu, kendi belediyesinin Hazine'den daha uygun şartlarda borçlandığını övünerek anlatıyor. Bütçesinin neredeyse 2.5 katı borçlu bir belediye olarak, zaten böyle bir borçlanma hakkına sahip değildir Bay Kemal, bunları öğren.
Kılıçdaroğlu ekonomiden ve rakamlardan anlayan birisi olmadığı için, Hazine'nin altyapı yatırımlarımız için sağladığı uluslararası finansman kredilerinin şartlarının, kendi bulduklarını iddia ettikleri krediden, aslında daha uygun olduğunu da bilmiyor. Hepten cahil.