İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 107. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programı'nda çok önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Gara katliamı konuşmasına çok sert çıktı. Soylu, tüm detayları 6 yıl öncesinden itibaren anlattıklarını hatırlattı, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bizim ardımızdan, bu detayların hiçbirini anlatmamışız gibi görüşmeden çıkar çıkmaz grup toplantısında meseleyi siyasi tartışmaya dönüştürmesi, sorumlunun Sayın Cumhurbaşkanımız olduğunu söylemesi, PKK'nın üstünden yük almak, örgütü aklamaktır" dedi.
Bakan Soylu, HDP'nin katliamlara karşı sessizliğine değindi, Kandil'den korkularından hiçbir şeyi izinsiz yapamayacaklarını ifade etti. Soylu, HDP'lilerin Diyarbakır annelerine karşı saygısız tutumlarını hatırlattı, Gara göndermesi yaptı, "PKK'nın elinden bu 12 evlattan birini kurtarsaydınız. Kandil'deki efendilerinize, avukatlık ücreti derdiniz. İnsanlığın kırıntısı yok sizde." diye konuştu.
Soylu, AİHM ve birçok uluslararası kuruluşun PKK'ya karşı sessizliğine de ateş püskürdü.
BAKAN SOYLU: BUNLARIN ÖDÜ PATLAR
Bakan Soylu'nun 107. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programı'nda yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
HDP'den ne bu katliam ne de önceki katliamlar ile ilgili en ufak bir kınama var mı? Ödleri patlar. PKK'nın cani elebaşlarından bir söz işitecekler diye ödleri patlar. Kalpleri mini minnacıktır bunların.
Kızılay'da bir polis kimlik sorduğunda en ufak eksikliği ve ihmali kötü niyeti olmasa bile, TBMM sıralarında bile iletilmeye çalışılan, HDP tarfından gündeme getirilen meseleler karşısında bu kadar olay oluyor, bir tanesinin kılı bile kıpırdamıyor. Araştırma yapalım, komisyon kuralım demiyorlar, daha doğrusu diyemiyorlar.
"TECRİT KALKSIN DİYE EYLEM YAPMAYA KALKTILAR, YAPTIRIR MIYIZ"
Gara'da 12'si vatandaşımız, 13 masum insanın kafasına kurşun sıkarak öldürdüler. 6 yıl işkence ettiler, birilerinin söylediği gibi misafir falan etmediler. Direk işkence ettiler, öldürdüler. Kimisi sınava giderken, kimisi ailesi ile gezmeye giderken kaçırdılar. AİHM'den, diğer uluslararası kuruluşlardan, devrim dervrim diye kafa ütüleyen bayatlamış sol örgütlerden bir tane kınama duyan olmuş mudur? Olmamıştır, duymadık, duyamayacağız da... Bir siyasi partinin genel başkanıyken, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan için özgürlük isteyen, bunun için eylem yapan insana biz ne diyelim?
Tecrit kalksın diye daha geçen ayın 15'inde eylem yapmaya kalktılar. Yapabildiler mi, yaptırır mıyız!
"12 EVLATTAN BİRİNİ DE SİZ GETİRSEYDİNİZ, KANDİL'DEKİ EFENDİLERİNİZE AVUKATLIK ÜCRETİ DERDİNİZ"
Diyarbakır annelerine hakaret edeceğinize, el sallayacağınıza yardım etseydiniz, dertlerine derman olsaydınız ya. Biz o aileleri evlatlarına kavuşturduk. Bir tane de kolundan tutup siz getirseydiniz. Hakkını savunmaya gelince aslan kesildiğiniz PKK'nın elinden bu 12 evlattan birini kurtarsaydınız. Kandil'deki efendilerinize, avukatlık ücreti derdiniz. İnsanlığın kırıntısı yok sizde.
"ENAYİLİK DEVLET ADABI DEĞİLDİR"
Terör örgütü olduğu açık, terörist olduğu açık, ilişki açık, ama kabahatli biziz, kabahatli biziz.
Yok devlet adabı beklenecek, enayilik bir devlet adabı değildir. Dünyanın hiçbir yerinde değildir, Türkiye'de hiç değildir.
"6 YIL ÖNCESİNDEN TÜM DETAYLAR İLE ANLATTIK"
Olayın hemen ardından iki sayın genel başkana gittik. Olayı tüm çerçevesi ile hem Sayın Milli Savunma Bakanımız hem de ben, kendimize ait hususları tüm samimiyetimiz ile, olan bitenin ayrıntısı ile kaçırıldıkları andan katledikleri ana kadar tüm süreci ile orada namusumuz ile, onurumuz ile, devlet adabı ile, sorumluluğu ile, Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği talimat doğrultusunda anlattık.
Demokrasinin sorumluluğunu yerine getirdik. Devleti yönetenlerin sorumluluğunu dile getirdik. Tarihte, kıvançta, ülküde bir olduğumuzu düşündüğümüz insanlara karşı ortaya koyduğumuz bir sorumluluktur. Bu sorumluluk hakikaten olayların çerçevesi içerisinde yapılması gereken bir sorumluluktur. Ne kadar nezaket ortaya koyduysak beklediğimiz de odur. Biz geleceğe de miras bırakıyoruz. Yalnızca bu dönemin gereklerini yerine getirmiyoruz.
"PKK'YI AKLAMAK, ÜSTÜNDEN YÜK ALMAKTIR"
Bu tip dönemlerde polemikleri bir tarafa bırakıp, siyasal gelecek hesaplarını bir tarafa bırakıp, yarına ait, bizden sonra geleceklere doğru davranış anlayışını emanet etmeliyiz. Hepimiz insanız, eksiği olmayan Cenab-ı Allah'tır.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun bizim ardımızdan, bu detayların hiçbirini anlatmamışız gibi görüşmeden çıkar çıkmaz grup toplantısında meseleyi siyasi tartışmaya dönüştürmesi, sorumlunun Sayın Cumhurbaşkanımız olduğunu söylemesi, PKK'nın üstünden yük almak, PKK'yı aklamaktan başka bir şey olmadığını belirtmek isterim. Anlattıklarımızdan sonra o metnin bir satırının bile değişmemesinin olmasını üzülerek müşahede ettik.
Ne kadar sorunuz var ise, yanıtlayalım dedikten sonra meseleyi Cumhurbaşkanımızın üzerine yıkmak, PKK'yı aklamaktır, üzerinden yük almaktır. Bu tarihi bir fırsattı. Bu kalleşliğe ay yıldızlı bayrak elimizde, hep birlikte fatura ödettirebilme fırsatını kaçırmaktır. Böyle yapılmamalı, böyle ortaya konulmamalıydı.
"HAYATIMIN EN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIKLARINDAN BİRİDİR"
O grup toplantısını dinlerken yaşadığım hayal kırıklığı, ifade etmek isterim ki yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarından biriydi.
Terör örgütünü bu vahşi katliamdan kurtarma gayreti sadece siyasi tarihimiz değil terörle mücadele tarihimize de kara leke olarak geçmiştir. Üzüntülüyüm. Yalnızca bunu söylemek istiyorum.
"YAPTIKLARI KATLİN SEBEBİ BU"
Terör örgütünün yapmak istediği açıktır. 6 bin 21 insanı neden katletti, bunun cevabı açıktır. Ya benimsin, ya kara toprağın. Ya bana tabi olursun ya da sana canın ile bedelini ödettiririm. Yıllarca bu politikayı güttüler. Korkutma, kendine tabi etme politikası. Dönem dönem yaptıkları katlin sebebi de tamamen budur.